Tasarımda ‘yenileme’ etkisi

Tasarımın güçlü dünyasında yaşanan gelişmeler ve çözüm odaklı çalışmalar, giderek yaşam alanlarında daha çok kendini gösteriyor. Bu alandaki önemli bakış açılarından biri ise yenileme projeleriyle sunuluyor. Villa renovasyonunda karşımıza çıkan projelerle gündemde olan Tasarımcı Ömer Karakuş, bu yenilenme sürecine bakış açısını anlatırken; aynı zamanda önerilerini de paylaşıyor…

- Özellikle villa renovasyon projeleri ile gündemdesiniz. Nasıl bir süreçten bahsediyoruz?

Artan maliyetler, vakitten tasarruf etmek ya da imardaki sorunlar nedeniyle çoğu şehrin merkezinde olan eskimiş villalar yenileniyor. Yıkılıp yeniden yapılma ihtimalleri ya çok zayıf ya da imkânsız. Biz de bu süreçte devreye giriyoruz. Ancak benim yenileme sürecine bakış açım biraz farklı. Öncelikle evi dekore etmekle çok ilgilendiğimi söyleyemem. İlk önceliğim evde yaşayacak insanların nasıl bir hayat senaryoları olacağı ile ilgili. Kaç kişilik bir aile yaşayacak? Yaşam alışkanlıkları ve zevkleri nedir? Benim bunları bilmem ve o aileyi tanımam şart. Onların yaşam tarzlarına göre evi tasarlıyorum. Antrasitin, ahşabın tonu ya da mobilyaların rengi konusunda kavga edeceğim bir işi sevme ihtimalim yok. Böyle bir yaklaşım sonucunda ortaya çıkan evler de sahipleri tarafından çok seviliyor. 

Zamansız evler

- Evin senaryosu dediniz biraz açar mısınız?

Evi kullanacak kişilerin yaşam biçimleri ve tercihlerine göre binayı yenilerken uzun vadeli planlar yapıyorum. Bunları anlarsam doğru senaryo ve tasarım ortaya çıkıyor. Ailenin yaşam senaryosuna göre evin ilk kimliğini bozmadan cephe tasarımlarını yeni duruma uyarlamak ya da yeni eklentiler olacaksa bunları binaya en doğru etki ile tasarlamaktan söz ediyorum. Bunlar olunca iyi tasarımcı olma kavgamı kazanmış oluyorum kendi içimde. Hayat değişiyor, çocuklar büyüyor, torunlar geliyor, hatta torunların arkadaşları katılıyor hayatlarına. Yapılan evin zamansız olması bu açıdan önem taşıyor.

- Herkes “eski bir ev alsam nasıl yenileyebilirim” diye merak ediyor, bu zor bir süreç mi?

Bugün genellikle güzel semtlerde bir müstakil ev aldığınızda, evin havuzu ya eski ya da hiç olmuyor. Cephe ve kulanım planları demode kalmış oluyor. Evin içi neredeyse özelliğini kaybetmiş oluyor. Belki bina topraktan su alıyor belki çatı akıtıyor. Eski bir binayı alma kararı gerçekten kolay değil. Tasarımcı olarak bu evin, uygulama kısmında da uygulamacıların karşısında ne gibi problemler çıkacağını düşünmem ve ona göre detaylarını hazırlamam gerekiyor. Bunu iyi yaparsam evi alan kişilerin endişelerini gidermiş olurum. 

- Almanya’da da projeleriniz olduğunuz biliyoruz. Özellikle vejetaryen restoran tasarımlarınız diğer ülkelerde de uygulandı…

Evet bunlar giderek büyüyen bir marka için sevindirici gelişmeler. Almanya’daki talepler doğrultusunda Mannheim ofisimizi açtık. Vejetaryen restoran zinciri VeggyGo’nun tasarımlarını yaptık. Avrupa’da 7 ülkede tasarımlarımızı şubelerine uyguladılar. Almanya sistemini anlamaya çalışıyoruz. Berlin’de çok konut projesi var. Önümüzdeki dönem de Berlin’de olacağız gibi duruyor.

- Çok ilgi çeken Doping Teknoloji TIRI fikri de size ait...

Sadece Türkiye için değil tüm dünyanın müzecilik ve mobil işlere bakış açısını değiştirecek bir vizyon koyduk ortaya. Gençlere eğitim verilecekse nasıl verilmeli, alışılagelmiş bilgilerdense çocukların gelecekte ihtiyacı olan bilginin verilmesinin önemini gösterdi bu proje bize. 250 kişilik bir ekiple, iş ortakları ile yaptığımız bir iş çıktı. Binlerce çocuk ziyaret etti ve mutlu ayrıldılar. Eline bir laptop bile alıp oyun oynamamış birçok çocuğa yazılımcı olma fikrini, robotik mühendisi olma fikrini, yenilebilir enerjiyi ve bunları nasıl reel hatta kullanabileceklerine dair birçok bilgi aşıladık. Geldiğimiz nokta itibarıyla ‘Teknoloji ve Bilim Müzesi TIRI’ ‘Doping Teknoloji Tırı’ yürüyen bir teknoloji ve bilim müzesi.