Son Güncellenme:
Geniş evlerden hoşlanıyorsanız, sizi 'ihtişamlı' sıfatının haklı sahiplerinden biri olan Villa La Leopolda'nın benzersiz mimarisi ile tanıştıralım. Bu geniş malikanenin insanı kendine hayran bırakan ilk özelliği şüphesiz konumundan dolayı sahip olduğu eşsiz manzarası ve Fransız Riverası'nı kucaklayan cephesi. Akdeniz'in mükemmel bir konumunda yer alan villa, günümüzde devam eden düzenleme çalışmalarına rağmen, egzotikliğinden hiç bir şey kaybetmemiş gibi görünüyor. Dünyanın en pahalı evleri sıralamasında birinciliği geçmiş yıllara kadar elinde tutan Villa Leopolda'nın tahmini değerinin 500 milyon dolardan daha fazla olduğu belirtiliyor.Villa başta mütevazi bir yapıyken zamanla genişleyen bir serüvenin de baş kahramanı haline geliyor. Dile kolay 100 seneyi aşkın tarihi olan bu villanın zaman içerisinde farklı mimarlar tarafından genişletilmiş hali ile günümüzde 18 dönümlük dev bir alanda ihtişamını yaşatması nefesleri kesiyor.Belçika Kralı II. Leopold'un adını taşıyan bu geniş villa aynı zamanda kayıtlarda dünyanın en pahalı Fransız villası olarak geçmekte. Nefeslerinizi tuttuysak incelemeye başlayabiliriz.
1895 yılında dönemin Belçika Kralı Leopold, Caire tepesinde ayrı ayrı satın aldığı arazinin içine kendisi için bir personel evi yapmaya karar verir. Daha sonra mimar Harun Mesih'den villada bazı değişiklikler yapmasını ister ve malikane bugünkü adı 'Leopolda' ismi ile anılmaya başlanır. Başlarda 7 dönümlük bir arazi üzerinde kurulan bu dev villa, daha sonraları Saint Segond adlı komşu villa satın alınarak 1903 yılında daha da büyür.Birinci Dünya Savaşı sırasında geçici bir hastaneye dönüştürülen ev, 1919'da Kont Vitali'nin kızı Kontes Therese de Beauchamp tarafından satın alınır. Ev, süreç içerisinde bir çok mimari değişiklik geçirir. Örneğin, ilk halindeki çan kulesi kaldırılır ve zaman içerisinde Akdeniz mimarisini daha çok yansıtan öğeler ile daha da zenginleştirilir. İkinci Dünya Savaşı'ndan önce 8 süit ve 8 yatak odası ile Leopolda, kuzey girişinin önünde 84 metre uzunluğunda ve 14 metre genişliğinde bir tenis kortu ve devasa bir yüzme havuzu inşa edildikten sonra artık önceki mütevazi villaya pek de benzemez.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra villa Fiat'ın sahibi olan Giovanni Agnelli tarafından satın alınır. 1947'de Michael Powell'ın 'Kırmızı Ayakkabılar'' ve 1955 yılında Alfred Hitchcock'un 'Hırsızı Yakalamak' filmlerindeki birkaç sahneye de ev sahipliği yapar.Bugün mükemmel durumda muhafaza edilmiş olan bu muhteşem dev malikane Cote d'Azur'un en güzel mülkü olarak yerini korumakta.Bu muhteşem mülkün sahipleri zaman içerisinde değişse de ikonik ev sahipleri olarak Gianni ve Marella Agnelli, Izaak ve Dorothy J. Killam ve 1987 yılından beri Edmond (1932-1999) ve Lily Safra'yı saymak mümkün.