Fi-Yapı vakası!

Sor 2 aydır Fi-Yaka ile yatıyor, Fi-Yaka ile kalkıyorum. Günde en az 20 telefon alıyorum. “Kim bu Fi-Yaka? Daha önce ne iş yapmış? Bu fiyattan konutu nasıl satıyor? Konutları zamanında teslim eder mi?

İşleri yarım bırakıp kaçar mı? Fikret İnan'dan başka gizli ortağı var mı?” Ve daha birçok soru…

İşi abartıp, ikinci "Jet Fadıl vakası olacak" diyenler bile çıkıyor.

Banker Kastelli'ye, hatta ‘saadet zinciri Titan’a benzetenler bile var. Anlayacağınız mesaimin yaklaşık yarısını Fi-Yapı ve markası Fi-Yaka ile geçiyor. Kendisinden başka kimse ile ilgilenmeyen patronlar bile Fi-Yapı ve Fi-Yaka'yı soruyor.

Fi-yapı ve Fi-Yaka ile tanışıklığım 2 yıl öncesine dayanıyor. Önce eski ortak Edi Duek ile tanıştık. Sonra Fikret İnan ile. İnan, komplekssiz. İstediğim soruyu her zaman rahat sordum. O da bundan memnun. Yeter ki her şey açığa çıksın...

İnan ile geçen cumartesi Ataşehir'deki şirket merkezinde buluştuk ve konuşmaya başladık.

- Kimdir Fikret İnan? Hayata nasıl başladı?

Fİ: Aslen Antalya Aksekiliyiz. Ama dedem de, babam da İstanbul'da doğmuş.

Akseki ile bağımızı hiçbir zaman kaybetmedik. Hala yılda birkaç kez gidip geliyorum.

Ben ise 1968 yılında İstanbul Fatih'te doğdum. 6 yaşına kadar Karagümrük'te oturduk. Sonra babamın işleri dolayısıyla Anadolu Yakası'na taşındık. Faik Reşit Unat İlkokulu'nu ve Göztepe Ortaokulu'nu bitirdim. Baktım, bu okul işleri bana göre değil. Ticareti daha çok seviyordum.Liseye gitmedim. Babamın Tahtakele'deki Nalbur dükkanında çalışmaya başladım. Askere gidinceye kadar Tahtakale'de babamın yanındaydım. 1988'de askere gittim.

Askerlik dönüşü nalburluğa devam ettim. Ama bu sefer toptancılık yaptım. Tahtakele ve Bostancı'da iki dükkan açtım. Toptan nalburiye işi yaptım. Üç ortaktık. Ortaklarımdan biri ağabeyimdi. Sonra bu ortaklığın bana göre bir iş olmadığını anladım. Bıraktım. O dönem iyi de para kazanıyordum. 1993 ile 1995 yılları arasında Göztepe'de elektronik ve müzik sistemleri üzerine mağaza açtım. Bu iş, o dönem çok popülerdi. Arabalara müzik sistemleri kuruyorduk. İyi iş yapıyordum. Ama ciddi para kaybettim.

HAYATIN İLK VE EN BÜYÜK DERSİ

-İş yaparken niye para kaybettiniz?

Fİ: Bilmediğim bir işti. Hayatımın da en önemli dersini aldım: Ne kadar karlı olursa olsun ne kadar iş yaparsa yapsın, işi bilmiyorsan para kazanma şansın yok. Eninde sonunda batıyorsun.

- Ya sonra?

Fİ: 1995'te bildiğim işe; yani inşaata döndüm. Samandra'da 144 konutluk

Pınarkent Kooperatifi'nin inşaatına başladım. Yaptığım ilk ve tek kooperatif projesiydi. Kooperatifçiliğin ne kadar berbat bir iş olduğunu anladım. Bir daha da hiç yapmadım. 1999'da yine Samandra'da 192 konutluk Paşakent Konutları'nı yapmaya başladım. Göztepe ve Kartal'da 2-3 bin metrekarelik ticari binalar yaptım. 2000 yılında Antalya Lara'da 208 konutluk Falezyum Sitesi’nin inşaatına başladım.

2001 yılındaki krizle birlikte ciddi bir daralma yaşadık. 2003'e kadar bu sorunlarla boğuştuk. 2003 ve 2005 yılları arayış içinde geçti. 2005'ten itibaren toparlanma sürecine girdim. Birkaç firmayla iş yaptım. 2007 yılında Fi-Yaka Sancaktepe'nin arsa sözleşmesini yaptım. 2007 yılı Mayıs ayında Fi-Yapı'yı Selim Talvi, Yusuf ve Edi Duek ile birlikte kurduk.

Şirketin yüzde 60'ı diğer üç ortağımın, yüzde 40'ı benimdi. Şirkette en büyük hissedardım.

242 konutluk Fi-Yaka Sancaktepe'yi söz verdiğimiz süreden önce teslim ettik. Ortalarımızla anlaşmazlık oldu. Ben hızlı büyümeyi savundum.

Onlar ise daha yavaş ama sağlam büyümeyi... Piyasaların daralacağı belliydi. Geçmişteki deneyimlerimden biliyordum: Daralan piyasalarda stratejiniz sağlam olursa iyi para kazanırsınız. Böyle dönemler büyümek için en ideal dönemlerdir. Ortaklarımı projeye ikna ederken söz verdiğim bir kar marjı vardı. Bu marjı proje bitmeden verdim. Yoluma devam ettim. Bu arada ortaklarım ayrılınca, şirketin ticari kredileri vardı, bankalar bu borcu istedi. O borcu da kapattım. Gayet uyumlu ve keyifli bir ortaklık yaptık. Daha sonra centilmence ayrıldık.

- Ucuz konut maceranız nerede başladı?

Fİ: 2008 yılı Kasım ayında. Global krizin etkisinin çok hissedildiği

dönemde 832 konut ve 10 bin metrekare ticari alanı olan Fi-Yaka Esenşehir projesini satışa çıkardık.135 metrekare evi 99 bin TL'ye satıyorduk. Satış ofisinde izdiham oldu. İnsanlara inandırıcı gelmedik. İstediğimiz satışı yapamadık. İnşaat ilerledikçe satış gerçekleştirdik.

2009 Şubat'ta 100 konutluk Fi-Yaka Tuzla projesini satışa çıkardık.

5 günde sattık. Fi-Yaka Tuzla bizim için moral projesi oldu. Mart ayında bin 725 daire ve 30 işyeri bulunan Fi-Yaka Beylikdüzü projesini satmaya başladık. En keyifli satışı burada yaşadık. 15 günde 500 konut satmayı planlıyorduk. 3 günde 465 ev sattık.

Yeni arayışlara girdik. Yapı Kredi ile Mor Ada için görüşmeye başladık. 40 milyon TL ödeyerek arsayı aldık. Bu adaya 3 bin 160 konut yapacağız. Satışa çıkalı 15 gün oldu. Şimdiden bin 500'e yakın konut sattık.

Haziran ayında Adapazarı'nda 356 bin metrekare alanlı arsa aldık.Buraya 5 bin konut yapacağız. Ayrıca içinde üniversite olacak.

Ekim ayında 2 milyon 950 bin TL ödeyerek Tuzla belediyesi'nden 10 bin metrekare arsa aldık. Bu arsaya 238 konutluk Fi-Yaka Tuzla 2'yi yapıyoruz. Satışa geçen hafta sonu çıkardık. 3 günde bitti. Fi-Yaka Gebze'yi Aralık ayında satışa çıkarıyoruz. Gebze'de 500 konutluk proje. Tamamı 2+1...

- 2010'da ne yapacaksınız?

Fİ: Yeni projeyle satışa çıkmayacağız. Mevcut projelerin inşaatını hızlandıracağız. Ayrıca sonraki yılların planlamasını yapacağız.

2010'u böyle geçireceğiz. 2011'de ise 15 projeye birden start vereceğiz.

Ayrıca bundan sonra proje yapmadan önce talep toplayacağız. Önce talebi toplayacağız. Sonra proje geliştireceğiz. En önemli stratejimiz bu olacak.

NİYETİM KÖTÜ OLSA İNSANLARI KANDIRMAK ÇOK KOLAY

-Ucuza konut satıyorsunuz. Hızlı bitirmeyi taahhüt ediyorsunuz?

Verdiğiniz sözü yerine getirebilecek misiniz?

Fİ: Büyük bir sorumluluk üstlendiğimin bilincindeyim. Niyetiniz kötü olsa ev satma vaadi ile insanları kandırmak çok kolay. 27 yıllık ticari hayatımda yaşamış olduğum tecrübelerin ve ödediğim bedellerin getirdiği ciddi bir birikim var. Bunu en iyi ne şekilde kullanacağımı düşündüm. İnsanların hem beden hem de ruh sağlığı açısından kaliteli yaşabilecekleri konutlar üretmeyi planladım. Bunu yaparken de maksimum kalite ve minimum fiyat prensibini benimsedim. Bir yılda bu sistemi oturttuk. Tüm şantiyelerde kaliteli imalatlar yaptık.

Şimdiye kadar 3 bin aileye ev sattım. Yaptığım ciro 350 milyon TL?????'nin üzerinde. Bundan sonra satacaklarımı da göz önüne alarak yaşam tarzımı ve ticari hayatımı tekrar gözden geçirme mecburiyetinde kaldım. Yaşam tarzımı son derece sade ve düzenli devam ettireceğim. Ticari hayatımı minimum risk ile devam ettireceğim.

-Böyle diyorsunuz. Ama Ferrari alıyorsunuz? Bu çelişki değil mi?

Fİ: Benim 1986 yılından beri hep iki arabam oldu. Bu arabalardan birisi hep spordu. 1986'da 18 yaşındayken Alfa Rome'ya biniyordum.

ÖDEMEYİ PEŞİN YAPIYORUM FİYATLAR YARIYA DÜŞÜYOR

-Başarısız olacağınızı veya batacağınızı düşünüyor musunuz?

Fİ: Benim yaptığım işi yapan şirketlerde başarısız olmak için üç neden var. Birincisi art niyetli olmanız gerekiyor. Bu işi yapan kişi, art niyetliyse ve işi yapmamayı düşünüyorsa başarısız olur. İkincisi; sermayeniz yetersizse bankalardan ve piyasalardan borçlanarak iş yaparsanız ödeme zorluğuna girersiniz. Bu durumda boğulmanız kaçınılmaz olur. Üçüncüsü; kişi iyi niyetlidir. Maddi olanakları el verişlidir. Fakat işle ilgili deneyimi yoktur.

Ben ise iyi niyetliyim. İşi biliyorum. Ayrıca hiçbir bankaya bir kuruş kredi borcumuz yok. Piyasada hiç kimseye de borcumuz yok.

Müşterilerimizden aldığımız paraları bir emanet olarak görüyoruz. Emanetin getirdiği sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz.

Arsalarımız var. Bu arsaların üzerinde bir tane bile ipotek yok. İş yaptığımız arsalar bizim. Arsa sahibinin baskısı yok. Bankaların baskısı yok. Rahat rahat ve keyifli iş yapıyoruz. Piyasada iş yapıyor görünen şirketler bankalara ve arsa sahiplerine çalışıyor. Bizim karlılığımız, ucuz satmamıza rağmen o şirketlerin bir çoğundan daha yüksek. Barter ile iş yapmıyoruz. Peşin parayla iş yapıyoruz.

Maliyetlerimiz o şirketlerin neredeyse yarısından biraz fazla. Mesela beton. Biz metreküpü 55 TL'ye beton döktürüyoruz. Peşin parayla. Piyasada şirketler metrekaresi 70 TL'ye beton döktürüyor. Niye? 90 gün vade veya barter yaptıkları için. Biz ise ödemeyi peşin yapıyoruz.

Piyasadaki şirketler hafriyatın metreküpünü 17-18 TL'ye kaldırtırken biz 13.75 TL'ye kaldırtıyoruz. Yine aynı nedenlerden dolayı. Kaldı ki bunlar fiyatların standart olduğu giderler. Bunlar dışındaki kalemlerde yüzde 50'den daha ucuza aldıklarımız oluyor.

BİZİ RAKİP GÖRENLER DEDİKODU YAPIYOR

- Maliyetleriniz düşük. Peki yaptığınız evler depreme karşı dayanıklı mı? Piyasada böyle bir endişe var.

Fİ:Yapı Denetim firmaları denetimi yapıyor. Üniversiteler onaylıyor.

Bizim inşaat kalitemiz hiçbir şirketin inşaat kalitesinden düşük değil. Yeni düzenlemelere göre malzemeden çalma şansınız yok. Bu dedikoduları bizi kendilerine rakip olarak görenler üretiyor. Keşke 10 tane daha Fi-yapı ve Fikret İnan olsa... Sektöre bir dinamizm gelir. İnsanımız ekonomik fiyatlarla kaliteli konut sahibi olur.

-Fi-Side projeniz inşaat yoğunluğu dolayısıyla eleştiriliyor. Hatta, ‘dört-beş emsalde yaşanmaz’ diyenler bile var…

Fİ: Arsayı aldıktan sonra imar plan tadilatı yaptırmadık. Mevcut imar haklarımızın tamamını kullanmadık. Ne aldıysak aldığımız arsanın plan notlarına sadık kaldık.

-Fi-Yaka Beylikdüzü projeniz yavaş gidiyormuş?

Fİ: Orada yerin 30 metre altına iniyoruz. Bunun için yaptığımız görünmüyor. Ama yerin üstüne çıkmaya başlıyoruz. O zaman görünecek.

FİKRET İNAN NASIL BAŞARIYOR?

Pek çok isim, onun batacağına kesin gözüyle bakıyor. Ama o, bunların hiçbirini umursamıyor. Ve hatta şaşırıyor.Çünkü iş yapış modellerindeki farklılık yaratmayanların ürettiği bu dedikodular tamamen kıskançlık ürünü. İşte, inan’ın hem ucuz hem hızlı hem de kaliteli konut üretmesinin formülü:

PEŞİN PARA VAR, BARTER YOK

1)Kaliteden ödün vermiyoruz. Ama, maliyetlerimiz, piyasadaki şirketlerden daha ucuz. Bunun iki nedeni var. Birincisi peşin parayla almamız. İkincisi asla barter yapmamamız. Piyasadaki birçok şirket barter ile iş yapıyor. Bu da maliyetleri yükseltiyor.

ARSA KENDİMİZE AİT

2)Kat karşılığı veya hasılat paylaşımı modeliyle iş yapmıyoruz. Hasılat paylaşımı veya kat karşılığı yöntemiyle arsa alıp, üzerine proje yapıp arsa sahiplerini zengin etmenin anlamı yok. Arsalarımızı kendimiz peşin parayla alıyoruz. Arsa bizim olduğu için üzerine yapacağımız dükkan ve ticaret merkezi,arsanın bedelini karşılıyor.

TAŞERONU ÇÖZÜM ORTAĞI GİBİ GÖRÜRÜM

3)Taşeronlarla ilişkilerimiz çok iyi. Her taşeronu çözüm ortağımız olarak görüyoruz. İşimizin bir parçası olarak algılıyoruz. Tecrübemiz ve yaptığımız işe olan sevgimiz ve saygımız son derece fazla.

BANKALARLA ÇALIŞMAM

4)Bankaların anlaşma şartları çok ağır. Onlarla anlaşırsam; maliyetleri karşılamak için yüzde 20 yüksek fiyattan satmam gerekir. Ayrıca Türkiye'de bankacılık sistemi iyi niyetli değil. Bulduğu ilk fırsatta sizi boğmaya çalışıyor. Onlarla iş yapmam. Yaşama şansı bırakmıyorlar. İlk fırsatta öğütüp atmaya çalışıyorlar. Bankalar, bankacılığı öğrenirse ben de onlarla çalışırım.

- 2010'u üretim yılı ilan ettik. Sattığımız konutları tamamlayacağız.

Satışları durduracağız. Elimizdeki işleri bitireceğiz. 2010'da projeler üzerine çalışacağız. Şimdi 5 uçakla uçuyorsak 2011'de 15 uçak ile uçar hale geleceğiz.

İKİ KIZINA PAZAR GÜNLERİNİ AYIRABİLİYOR

Fikret İnan, 18 yıldır evli. Biri 12, diğeri 3 yaşında iki kız çocuğu babası. Ona bu koşuşturma içinde özel hayatına ne kadar zaman ayırdığını soruyorum: “Hafta içi her gün 07.00'de kalkıyorum. 08.00'de şirket merkezine geçiyorum. Öğleye kadar şirket içi ve gelen ziyaretçiler ile görüşüyorum. Öğleden sonra da şantiyeleri dolaşıyorum. Akşam 20.00 gibi evde olmaya çalışıyorum. Cumartesileri kendime, pazar günleri ise çocuklarıma ayırmaya gayret ediyorum.

ENGELLİLERE SPONSOR OLDU, ŞİMDİ ONLAR İÇİN KOLEJ KURUYOR

Fi Yapı, ‘Eğitim Her Engeli Aşar’ kampanyasının ana sponsoru. Bu sponsorluk onda engelliler için başka şeyler yapabileceği fikrini de geliştirmiş ve inşaata başlamış: “Fikret İnan Engelliler Koleji projesinin inşaatına devam ediyorum. 2010-2011 eğitim öğretim yılına yetiştirmeye çalışıyorum.

Ayrıca Adapazarı'nda kuracağınız uydukentin arazinin bir kısmında Fikret İnan Üniversitesi'ni kuracağım. Mimarlık ve mühendislik alanında uzman bir üniversite olacak. İnşaat sektörüne kaliteli ve nitelikli eleman yetiştirmek için bu girişimde bulundum.”

Konutları tek bir fiyattan satmıyoruz

Konutlarda ise tek bir fiyattan satmıyoruz. Bahçeşehir'de metrekaresini 820 TL'den satışa çıkardı.

Metrekaresi 1.5000 TL'den satışları bitireceğiz. Ortalama 1.200 TL civarına gelecek. Herkes konutların tamamını metrekaresi 820 TL'den satacağımızı zannediyor. Tahtakele'de 10 yıl ticaret yaptım.

Ticaretten anlarım. Ortaokulu bitirdim ama matematiğim iyidir. Neyin kar, neyin zarar olduğunu bilirim.

Tebernüş Kireçci