Son Güncellenme:
Salih Kuzu, inşaat sektöründeki pekçok kesim için tanıdık bir isim. Ataşehir henüz Anatepe iken inşaat çalışmalarında yer alan, sonra işadamı Selim Edes'in ısrarıyla Necef Çölü'nde konut kuran ardından Türkiye'ye gelerek hızlı bir inşaat yaşamı süren Kuzu, şimdilerde yavaştan gitmeyi tercih ediyor. Butik ve nitelikli projelerle...
Salih Kuzu, pekçokları için Eston ile birlikte anılan bir isim. Çünkü profesyonel yaşamının önemli bir kısmını burada sürdürdü. Daha da önemlisi Eston onunla birlikte önemli bir dönüşüm yaşarken, son derece iddialı projeler de geliştirdi. 14 yıllık hızlı bir Eston ve inşaat yaşamından sonra kendine bir şirket kurma kararı aldı. Pekçokları için şaşırtıcı bir karardı bu. Çünkü Eston ile Salih Kuzu yapışık ikizler gibiydi. Şimdilerde kurduğu Dekar Yapı isimli şirketle butik projeler yapıyor. 55 yaşında emekliliği kafasına takmış Kuzu, şimdiden bağ da toplamış; burada da butik üretim yapmayı düşünüyor
- Sizin hikayeniz nasıl başlıyor?
1959 yılında Denizli Çal'da doğdum. Hançalar İlkokulu ve Ortaokulu'nu bitirdim. Çal Lisesi'nden mezun oldum. 1976 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği'ni kazandım. 1982'de bitirebildim. Dönemin en büyük şirketlerinden Selim Edes'in sahibi olduğu ESKA'da işe başladım. İlk işim Adana İncirlik Hava Üssü'nde 750 konutluk villa şeklindeki lojmanların kısım şefliğiydi. 1985'te İstanbul'a geldim. Boğaziçi Üniversitesi'nin Kuzey Kampüsü'nde prefabrik yurt yapılarını tamamladım. Devamında Halkalı'da 300 konutluk toplu konut inşaatında şantiye şefliği yaptım. İşi TOKİ'den almıştık. Emlak Bankası'ndan bitirdik. Bu arada İkitelli İETT Garajı'nın inşaatını tamamladım.
Ataşehir'in 3 milyon metrekarelik arazisi çalıştığım şirket Eska'ya aitti. Buranın ilk adı Anatepe'ydi. Bu arazinin şehircilik çalışmaları için Japonya'dan gelen uzmanlar iki yıl çalıştılar. Eska buraya az katlı 20 bin civarında konut yapmayı planlıyordu. 1990'ların başında Eska krize girince arazi Emlak Bankası'na geçti. 1980'lerin sonunda Ataşehir'in girişindeki ilk etap inşaatında şantiye şefliği yaptım.
EDES'İN ISRARI İSRAİL YOLCUSU YAPTI
- Yani Ataşehir'e ilk çiviyi siz mi çaktınız?
Yok. Ben İkitelli İETT Garajı'nı tamamlarken arkadaşlarım Ataşehir'de inşaata başlamışlardı. Ben devir aldım. 800 konutluk projeydi.
- Sonra?
Eska krize girdi. Şirketin çalışanlarının tümü işten ayrılmak zorunda kaldı. Ben de kendi işimi kurmaya karar verdim. 3 ay kadar kendi adıma iş almak için çalıştım... O günlerde cep telefonu yok. Selim Edes her gün beni evden arıyor İsrail'de yapılacak bir iş için beni ikna etmeye çalışıyordu. Ben sıcak bakmıyordum. Ama her gün hem sabah hem akşam arıyordu. Sonunda ikna oldum. Soluğu İsrail'de aldım.
- Selim Edes sizi niye bu kadar ısrarla arıyordu?
Ataşehir ve İncirlik'te inşaat yapılırken kullanılan bir yöntem vardı. Multi-fold adı verilen bu sistemin Delp Johnson adlı bir Amerikalı bulmuştu ve patentini Eska satın almıştı. Bu sistemde yapıların beton perde ve döşemelerini yerde yapıp sonra büyük bir vinçle yukarıya kaldırarak monte ediyorduk. Bu yöntemle günde 5 daire montajı yapmak mümkündü. Tünel kalıp yöntemi kadar hızlı olan bu sistemde büyük bir kalıp yatırımına da ihtiyaç yoktu Türkiye'de bu işi ilk öğrenen de uygulayan da bendim Selim Edes bu konudaki deneyimlerimi iyi biliyordu.
NECEF ÇÖLÜ'NDE ÇALIŞTI
- İsrail serüveni nasıl sürdü?...
Dimona'da nükleer santralin olduğu kasabada, Necef Çölü'nün ortasında çalıştım. 18 ayda Multi-fold sistemle 820 konut yaptık. Burada yaptığımız konutlarda benim geliştirdiğim bağlantı detayları kullanıldı. Aslında kullanılan sistemden çok farklı bir sistem geliştirmiştim ve bunun kabul edilip hemen uygulanabileceğini de düşünmüyordum. İsrail'le ilgili ilk sürprizi bu konuda yaşadım. önerdiğim detay üniversitede incelendi ve uygulanmasına karar verildi.Bunu Türkiye'de yapmak çok uzun yıllar alırdı. İş bitti. Türkiye'ye döndüm.
- Eston, sanırım, en uzun deneyiminiz oldu?
1993 yılında İsrail dönüşünde Eston benimle temasa geçmişti. Tanıdıklar vasıtasıyla beni buldu. Benimle çalışmak istedi. Çelik ve prefabrik yapılar konusunda iyi bir bilgi birikimim olmuştu. Eston, o dönemlerde prefabrik alanında çalışıyordu ama taahhüt, yatırım işleri yapan bir şirkete dönüşmek istiyordu.
Proje müdürü olarak ilk işim Halkalı'daki 380 konutluk taahhüt işiydi. Sonra şantiyeler müdürü oldum. Bir sürü proje yaptım. 1995 yılından itibaren yatırım projelerine başladık. Çamlıevler Konut, Siyami Ersek Hastanesi, inşaatlarını bitirdik. Ankara Eryaman'da 700 konut, Rusya'da 500 konut yaptık. Hayata geçirdiğimiz projelerden olan Bahçeşehir'deki Ardıçlı Evler konuşulmaya başlandı. Eston yönünü taahhütten gayrimenkul geliştirmeye çevirdi. 1998 yılında kurulan Eston Yapı'nın kurucu genel müdürü oldum.
İlk işimiz Eryaman'da 1.130 konuttan oluşan bir taahhüt işiydi. Bir kooperatife taahhüt edilmişti. Biz bu taahhüt işini teslim ettik. Sabah gazetesinin Samandra tesislerini yaptık. Ardından, 1.100 villalık Ardıçlı Evler'e başladık. 3 bin konutluk Eston Şehir'in projesini geliştirdik. 4 bin konutluk Eston Deniz ve 834 konutluk Reşitpaşa Evleri'ni projelendirdik ve satışa çıkardık. Kandilli'de butik bir site inşa ettik. Bunun yanında birçok daha küçük boyutta projeler yaptık.
- Çok hızlı gitmemiş misiniz?
Gittim. Biraz fazla hızlı gittim. Eska çok hızlı ve iddialıydı. Eston da öyle... Benim en büyük şansım bu oldu. Bir çok mühendis arkadaşımın tüm meslek hayatı boyunca yaptığı işlerin birkaç katına 20 yıldan daha kısa sürede imza attım. Bu çok büyük bir şans. Böyle olunca iyi bir deneyim oluşuyor.
BUTİK İŞLER YAPACAĞIZ
- Bir de Dekar Yapı deneyiminiz var...
Evet. Eylül 2007'de Eston'dan ayrılıp Levent Anıl ile birlikte Dekar Yapı'yı kurdum. Geçtiğimiz günlerde aramıza Orçun Oğlakçıoğlu da katıldı. Şimdi 3 ortağız.Kuruluş hedefimiz butik ve nitelikli işler yapan orta ölçek bir şirket olmaktı. İlk projemiz Günışığı Evleri. Bahçeşehir'de 120 villalık butik bir proje. Haziran'da bitiriyoruz. Toplam satış bedeli 40 milyon TL civarında.
- Gündemde yeni işler var mı?
Yakuplu'da yakında başlayacağımız bir rezidans projesi var. Ayrıca Çengölköy sırtlarında 80 konutluk tek katlı villa projesi üzerine çalışıyoruz. Bu projelere 2010 yılı içinde başlamayı planlıyoruz. Bundan sonra çizgimiz belli. Yüksek cirolu işler yapan değil, butik işler yapan bir şirket olmak. Bizden ev alanlara kalite ve tasarımda hep iyiyi ve yeniyi sunmak onlara kazandırmak...
GAYRİMENKULDE DE İYİ BİR BORSA OYUNCUSU OLURSANIZ KAZANIRSINIZ
- Gayrimenkulde teori üreten sınırlı sayıdaki isimlerden birisiniz. Sizin gayrimenkul ile borsa oyunculuğu arasındaki benzerliğe dair de bir teoriniz var...
İyi bir borsa yatırımcısıyım. Tabi bunu söylerken çok büyük portföyümün olduğu anlaşılmasın. 1980'li yılların sonunda beri, kağıtsız geçirdiğim bir günüm bile yok. Hep uzun vadeli yatırım yaparım. En az 2-3 senelik... Temel göstergeleri sağlam hisseleri alırım ve unuturum. Çoğu zaman para kazanmak için değil, doğru öngörüde bulunduğumu ispatlamak için kağıt alırım. Bunlar çok yüklü rakamlar değil. Benim hobim gibi.
Değerini bulduğunu düşündüğümde satarım. Gayrimenkul de böyledir. Doğru bir öngörüde bulunarak iyi bölgelerde, iyi şirketlerin yaptığı evleri başlangıç aşamasında alırsanız çok iyi kazanma şansınız olur. Kendi hayatımda bunu yapıyorum. Gayrimenkulde bunu yaparsanız kazanma şansınız var.
Doları bozdu, Çiller'in bonosundan aldı
- Dövizle aranız nasıl?
Hiç itibar etmem. Hiç sevmem. Hayatım boyunca dövizden bir kere para kazandım. Onda da döviz alıp bekleterek değil, elimdeki dövizi satarak kazandım. 1994 yılında İsrail dönüşünde epey bir dolar biriktirmiştim. 5 Nisan kararları sonrasında 'Çiller bonoları' diye bilinen Hazine bonolarından aldım. Finanstan anlayan çevredeki arkadaşlarım beni, "Bu bonolar ödenmeyecek. Devlet borcunu ödeyemeyecek hale gelecek" diye uyardı. Hiçbirisini dinlemedim. Kendi kendime, "Osmanlı'nın bile borcunu ödeyen Türkiye Cumhuriyeti mi bana mı borcunu ödemeyecek" dedim. Aldım. Bonoları sattığımda elde ettiğim kazanç, 18 ay boyunca İsrail'deki kazandığım paradan biraz fazlaydı. Döviz ile tüm ilişkim bundan ibaret.
160 DÖNÜM BAĞ TOPLADI ŞARAP ÜRETİMİNE BAŞLIYOR
- Bir gününüz nasıl geçiyor?
07.30'de kalkıyorum. 09.30'da ofisteyim. Akşam 19.00'a kadar ofiste görüşmeler ve toplantılarla vakit geçiriyorum. Akşamları iş dönüşü spor yapar biraz televizyon izlerim. Sonra kitap okurum. Biz aile olarak zaten kitaba çok meraklıyız. Bir yılda onlarca kitap okurum.
- Ya çocuklarınız?
2 kızım var. Büyük kızım Gülin, Koç Üniversitesi İşletme'yi bitirdi. Londra'da pazarlama yüksek lisansı yaptı. Şimdi Londra'da internet raitingi üzerine dünya çapında uzman bir şirkette çalışıyor. Küçük kızım Aslı ise 18 yaşında. Dame de Sion Fransız lisesi son sınıfta. siyasal veya hukuk okumak istiyor.
- Kızlarınızı inşaat mühendisi yapmadınız yani...
Yok ikisi de ne olmak istiyorlarsa olsunlar istedim. Ne benim ne de eşimin bir müdahalesi olmadı.
- Son soru Şarap bağınız ne alemde? Sektörde bu işe merak saran benim bildiğim iki kişi var. Biri Teknik Yapı'nın patronu Nazmi Durbakayım, bir de siz... Nasıl başladı ve ne aşamada?
55 yaşında kendimi emekliye ayıracağımı yıllar önce deklare etmiştim. Tüm arkadaşlarım bilir. 2014 yılında 55 yaşında olacağım. 2002-2003'te başladım. Denizli- Hançalar'da 160 dönüm bağ topladım. Bağ toplama işi bitti. Dikimlere başladım. Bu yıl dikimler de bitiyor. 2014'te şarap üretimine başlayacağım. Bir de 400 metrekarelik bir bağ evi yapıyorum. Ev de 2011'de bitecek. Tabi bizim şarapçılığımız ticari değil. Butik ve küçük çaplı. Avrupa'daki şato şarapçılığına benziyor.
Tebernüş Kireçci