24.10.2021 - 13:00 | Son Güncellenme:
AA
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), "Sert Geçecek Kışa Doğru" başlıklı, "Ekim 2021 İnşaat Sektörü Analizi Raporu"nu yayımladı.
Raporda, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektöründe ertelenmiş yatırımların sınırlı da olsa hayata geçmeye başladığına dikkati çekilerek, yatırımların arttığı inşaat sektöründe 8 ayda 300 bin kişiye iş kapısı açıldığı belirtildi.
Yılın ikinci çeyreğinde yatırımlarda izlenen göreli iyileşmenin sürmesinin sektör için önemli olduğu belirtilen raporda, sektörde istihdam edilen kişi sayısının 2020'de ortalama 1,5 milyon dolayında iken ağustos ayı itibarıyla bu sayının 1,8 milyon olduğu kaydedildi.
İnşaat sektörünün, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını kaynaklı düşük baz etkisine rağmen 2021 yılının ilk iki çeyreğinde yıllık bazda sırasıyla yüzde 3,3 ile yüzde 3,1'lik sınırlı büyüme kaydettiği ifade edilen raporda, sürdürülebilir büyüme için inşaat yatırımlarının hızlanmasına ve yatırımlara yeterli ödenek sağlanmasına, sektör üzerinde geçen dönemde öngörülemez düzeyde artan girdi maliyetlerinin yarattığı baskının ve vergi yükünün azaltılmasına ihtiyaç duyulduğuna işaret edildi.
Raporda, bu yılın ilk iki çeyreğinde Türkiye'de toplam yatırımların, sırasıyla yüzde 12,4 ve yüzde 20,3 arttığı kaydedilerek, "İnşaat yatırımları, yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,4 gerilemiş, ikinci çeyrek dönemde de sadece yüzde 12,2 artmıştır. Hız kazanan aşılama çalışmaları sonucunda ekonomide kısıtlamaların kalkmaya başlamasıyla, ertelenmiş yatırımların da tekrar gündeme alınmaya başladığı görülmektedir." ifadeleri kullanıldı.
"Fiyat farkı ve tasfiye hakkı ivedilikle hayata geçmeli"
Salgın ortamında emtia fiyatlarındaki yükseliş ile girdi maliyetlerinin dünya genelinde arttığına, iç ekonomik gelişmeler paralelinde döviz kurlarında yaşanan artıştan kaynaklı olarak da Türk inşaat sektörü için sorunun ağırlaştığına dikkati çekilen raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Altyapı ve üstyapı inşaatlarında kullanılan çelik, çimento, bakır, cam, alüminyum, PVC, tesisat ve elektrik malzemeleri gibi ürünlerin fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar yurt içinde müteahhitlik kesimini işlerini sürdüremez hale getirmiştir. TMB'nin bu konudaki görüşü, ürün fiyatlarının serbest rekabet kuralları, piyasa şartları çerçevesinde oluşması gerektiği, buna bağlı olarak da kamu projelerinde işveren kamu kurumları tarafından yüklenici firmalara ilave fiyat farkı ödenmesi ve şartsız tasfiye ve devir hakkı tanınması ihtiyacı bulunduğudur. Bu doğrultuda, TMB tarafından hazırlanan bir düzenleme taslağı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kamu İhale Kurumuna sunulmuş olup, düzenlemenin ivedilikle hayata geçirilmesi için girişimler sürdürülmektedir."
Raporda, Ticaret Bakanlığının son verilerine göre, Türk müteahhitlerin yılın yurt dışında 9 ayında üstlendiği 167 yeni projenin toplam tutarının 17,7 milyar dolar olduğu belirtildi.
Böylece yıl sonu için ortaya konan 20 milyar dolarlık hedefe ulaşılmasının beklenildiği, orta vadede bu tutarın 50 milyar dolar seviyesine çekilmesinin amaçlandığına işaret edilen raporda, petrol fiyatlarının seyrinin sektörün yurt dışı faaliyetlerini etkileyeceği ifade edildi.
Raporda, son iki yılın en yüksek seviyelerinde olan petrol fiyatlarının, petrol üreticisi ve ihracatçısı bölge ülkelerinde güçlü olan Türk müteahhitleri için yeni yatırımlar için potansiyel yaratabileceği ifade edildi.
"Uluslararası pazarda riskler sürüyor"
Salgının ve ortaya çıkan mutasyonlarının projelerde belirsizlik yarattığı vurgulanan raporda, gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarında atacağı sıkılaşma adımlarıyla proje finansmanı konusundaki zorlukların artmasının beklendiği bildirildi.
Raporda, TMB'nin, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde Türk iş gücü sayısının artırılmasına yönelik çalışmalarını hızlandırdığına işaret edilerek, özellikle yurt dışında istihdam edilen iş gücüne yönelik gelir vergisi muafiyeti talebinin ivedilikle karşılanmasının önem taşıdığı kaydedildi.
TMB'nin "Türk müteahhitliği" kavramının temsil kabiliyeti en yüksek kuruluşu olarak Ticaret Bakanlığı ile ortak bir akreditasyon sistemi kurulmasına talip olduğu belirtilen raporda, şu ifadeler kullanıldı:
"Kamu-özel sektör iş birliğiyle müteahhitlik firmalarını mali, teknik ve performansa dayalı objektif kriterler ve standartlar çerçevesinde sınıflandıracak bir 'Akreditasyon Sistemi' önerilmektedir. Yurt içinde ise bir süredir finansman ve nakit akışı sıkıntısı içinde kalan sektörde borçluluk oranları yüksek seyretmektedir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun verilerine göre ağustos itibarıyla, inşaat sektöründe kullanılan nakdi kredi toplamı 341,9 milyar lira olup, aynı dönemde takipteki kredi oranı yüzde 8,5 olarak kaydedilmiştir. Konut kredisi faizlerinin yüksek düzeylerde seyretmesinin etkisiyle toplam satışlar içinde ipotekli satışlardaki gerileme özellikle öne çıkmaktadır. İpotekli satışlardaki gerilemede konut kredisi faiz oranı etkiliyken bu konuda 'psikolojik sınır' olan yüzde 1 seviyesi çoktan aşılmıştır. Konut alanında yeni inşaatların tamamlanarak kullanıma sunulmasına karşın stok büyüme hızında bir miktar yavaşlama izlenmiştir. Türkiye'de şu an yaklaşık 1,5 milyonluk konut stoku bulunduğu hesaplanmaktadır. Ancak faiz oranlarındaki artışla değişen piyasa şartlarında yapı ruhsatındaki artış yarı yarıya hız kesmiş, alınan ruhsatlara rağmen sektörde yeniden proje arzında temkinli yaklaşım sürmüştür."