02.12.2022 - 10:58 | Son Güncellenme:
Abdullah YALÇIN/ TEKİRDAĞ (DHA)
Trakya Tohumcular Derneği Başkanı ve ziraat yüksek mühendisi İbrahim Toruk, bu yılın Türkiye'de kurak geçtiğini belirterek, Avrupa ve Amerika kıtasından aldıkları verilere göre, kışlık ekim dönemlerinde buralarda da kuraklık yaşadığını söyledi. Türkiye'de kuraklığın Trakya'da etkili olduğunu belirten Toruk, "Trakya bölgesinde yaklaşık 50 yıldır aldığımız verilere göre ilk defa bu kadar kurak bir yıl geçti. İlk defa Trakya bölgesindeki insanlar kuruya ekim yaptılar. Yani hiç yağmur olmadan takır takır, diye tabir ettiğimiz tarlalara ekim yaptılar. Hep bekledik ve sonunda son 3 gündür yağmur yağıyor, bereket yağıyor. Şu anda hemen hemen bütün Trakya'da kışlık ürünler, arpamızı, buğdayımızı, yem bezelyemizi ektik. Şu anda yağmurumuz çok güzel, 3 gündür çok güzel yağmur yağıyor. Trakya'da şu anda ihtiyaç olan özellikle arpa, buğdayın ihtiyacı olan yağış ihtiyacını tamamen rahatlattık, tamamen de şu anda yeterli konuma geldi. Ekim ayının ikinci haftasından beri ekimi yapılan buğday tarlaları hala simsiyah, büyük bir olasılıkla 10 gün sonra buralara geldiğinizde bütün tarlalarımız yemyeşil olacak. Kuraklık, Trakya Bölgesi açısından sorun olmaktan çıktı, biz de sevinçliyiz. İnşallah bütün bölgelere de bu yağmur olur ve ülkemiz bir kuraklığın pençesinden kurtulur" dedi.
'DÜNYADA EMTİA KRİZİ VAR'
Dünyada global emtia krizi olacağını söyleyen İbrahim Toruk, Türkiye'nin bu durumdan en az etkilenen ülkelerinden biri olacağını belirtti. Dünyada buğday ve arpa üretiminin problem olacağını ve ülkelerin kendi stoklarını çoğaltmaya gittiğini kaydeden Toruk, "Geçen seneki toplam 30 milyon ton eksiğin ülkeleri alarma geçirdiğini, stoklarını çoğaltmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu senede dünyada bir kriz olacak yani Amerika'dan aldığımız verilere göre buğday ekim alanlarının yüzde 70'inde çok büyük kuraklık var. Almanya da ekim ayının tarihin en kurak dönemi geçirdi, globalde bir arz düşüklüğü olacaktır. Ülkemizde de bir arzda bir hem girdilerin çok pahalı olmasından hem kuraklığın etkisinden küçük bir düşüş olacaktır ama sorun teşkil edeceğini sanmıyoruz. Biz yine geçtiğimiz yıl ürettiğimiz miktarda üreteceğiz. Buradaki en büyük problemimiz Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmanın meydana getirdiği dünyadaki emtia krizi olacaktır. İnşallah biz ülke olarak bundan en az yarayı alarak kurtulmuş olacağız" diye konuştu.
Türkiye'nin; üretim bakımından kendi kendine yettiğini, un ihracatından dünyada birinci, makarnada ise ikinci olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Bizim burada yaptığımız kendi üretimimizi ihraç edip, ithal mal getiriyorduk. İthal malın tedarikçileri de Rusya, Ukrayna'dan geliyordu. Savaştan dolayı bir problem olduğunda bu ülkelerden ihracatımız ya da olası bir iklim krizinden doğacak dünyadaki talebin artmasıyla bu ülkelerde o ülkelerden özellikle Karadeniz çanağındaki Rusya ve Ukrayna'dan ihracat yapmaları, bize gelen malın o tarafa yönlenmesine neden olacak. Ama biz kendi kendimize üretim yaptığımız için daha az etkileneceğiz. Yani burada şunu söyleyebiliriz; zaten tahıl koridoru anlaşmasında gördük ki tahıl koridorunda neredeyse malın yüzde 45'i Avrupa Birliği'ne gitmiş, yüzde 4'ü sadece Afrika'ya gitmiş. Çok az bir kısmı da bizim ülkemize gelmiş. Bizim özellikle Trakya Bölgesi'nin verimli toprakları, son 3 gündür aldığı yağışlarla normale dönecek, üretimimiz iyi olacak. İç Anadolu Bölgesi'nde şu anda aldığımız duyumlara göre orada da yağmurlar var. Kuraklığın çok fazla etkisinin süreceğini sanmıyoruz ama özellikle verim ortalamasının çok yüksek olduğu Fransa gibi Almanya gibi İngiltere gibi ülkelerde kuraklığın çok yoğun gözükmesi global iklim krizinin daha fazla gözükmesi, oradaki üretimi azaltacağından dolayı hem Birleşmiş Milletler, son G-20 toplantısında gıda krizinin olabileceği tartışması var."
'TOHUMDA DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ YOK'
Trakya Tohumcular Derneği Başkanı Toruk, Türkiye'nin tohumculukta 2006 yılından bu yana çok yoğun çalışmalar yaptığını ve büyük yol katettiğini dile getirip, "Bizim özellikle kendine döllenen tahıl tohumculuğunda dışa bağımlılığımız yok kesinlikle. Biz 4 tane üründe dışa bağımlıyız, sebzede de Antalya yöresinde sebze tohum firmalarımız gerçekten müthiş gelişmeler sağladılar. Sebzede ve tahılda artık bu saatten sonra kendi kendine yetmeme diye bir şey yok tamamen yetiyoruz ama hibrit mısır, hibrit ayçiçeğinde, şeker pancarında, kanolada maalesef kendi tohumlarımız yok. Bu nedenle buna yönelmek lazım. Biz tohum firmaları hibrit ayçiçeği konusunda çalışmaları başlattı. Yakın dönemde hibrit ayçiçeği tohumunda da biz dışa bağımlılığımızı minimize olacağına inanıyoruz. Bu nedenle bizim şöyle bir mantığımız var, birkaç tane sanayi bitkisi haricinde Türk tohumculuğunun dışa bağımlılığı bitmiştir. Yakın gelecekte tahıl tohumculuğunda olduğu gibi sebze tohumculuğunda olduğu gibi, sanayi bitkilerinde de dışarı bağımlılık ortadan kalkacaktır" dedi. (DHA)