18.04.2023 - 13:00 | Son Güncellenme:
Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Fosil yakıt tüketmediği ve egzoz sistemine sahip olmadığı için daha çevre dostu bir kullanıma sahip olan elektrikli araçlar son yıllarda büyük ilgi görüyor. Yapılan araştırmalar, elektrikli araçlara olan ilgiyi net bir şekilde ortaya koyuyor. 2022'de dünya genelinde satılan her 10 otomobilden biri elektrikliydi. Her ne kadar Çin ve Avrupa'da daha hızlı seyretse de Türkiye'de de elektrikli otomobil pazarı hızla büyüyor. Elektrikli araç satışları dünya çapında 2022'de yıllık olarak yüzde 70 artarken Türkiye'de ise bu artış yüzde 172 olarak gerçekleşti. Uzmanlar ise son dönemde yerli otomobil TOGG'un da piyasaya girmesiyle birlikte ilginin katlanacağına dair yorumlarda bulunuyor. Peki elektrikli araç sektörüne kimler öncülük ediyor? Hangi ülke elektrikli araç piyasasında daha baskın olma eğilimi gösteriyor? Elektrikli araçlar gelecekte nasıl şekillenecek? Milliyet Gazetesi Dış Haberler Müdürü ve Otomotiv Editörü Levent Köprülü'ye elektrikli araçlara dair merak edilenleri sorduk.
ÇİN NEDEN EN ÖNDE?
Son dönemde elektrikli araçlar özellikle Çin ve Avrupa'da ciddi bir ilgi görüyor. Milliyet gazetesi otomotiv editörü Levent Köprülü, Çin merkezli otomobil üreticilerinin halihazırda dünyanın önde gelen otomobil üreticilerini geride bıraktığının altını çizdi. Bunun sebeplerinden birinin ülkedeki ciddi hava kirliliği olduğuna dikkat çeken Köprülü, "Çin'de çok ciddi bir hava kirliliği problemi ortaya çıktıktan sonra zaten elektrikli araç dönüşümüne hız vermişlerdi. Bu sebeple temiz enerjiyle çalışan araçlara ciddi yatırımlar yapmaya başladılar" dedi.
'ACELECİ DAVRANMIYORLAR'
Bugün Çin'de onlarca elektrikli otomobil markası olduğunu ifade eden Levent Köprülü, bu markalardan bazılarının uluslararası pazara girmeye başladığına dikkat çekti. Avrupa ve Türkiye'de satışa sunulan Çin üretimi elektrikli araçları görmeye devam edeceğimizi vurgulayan Köprülü, "Dünyanın önde gelen otomobil üreticileri Çin'le iş birliği yapmaya başladı. Onlar da elektrikli araçlara en hızlı ve en kolay yoldan ulaşmak istiyorlar ve bunun için 'Çinlilerin kapısını çaldılar' demek pek de yanlış olmaz" diye konuştu.
Söz konusu üreticiler arasında kendi teknolojisini geliştirip bir alternatif oluşturmak isteyenlerin de olduğunu ancak bu konuda aceleci davranılmadığını söyleyen Köprülü, "Avrupa Birliği'nin 2035-2040'a kadar koyduğu bazı kısıtlamalar var ve ona güveniyorlar. Yapılacak satışların yüzde 70 ila 80'inin elektrikli araçlar olacağı hesaplanıyor. Geri kalan kısım ise elektrikli araçların alternatifi olacak" dedi.
ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN ALTERNATİFİ
Peki elektrikli araçların alternatifleri neler? Köprülü, elektrikli araçların alternatiflerini şu sözlerle sıraladı:
"Şu anda bu konuda en çok adından söz ettiren sentetik yakıt. Sentetik yakıt fikri, içten yanmalı motorlu araçların şu anda fosil yakıtlarla olduğu gibi çalışabileceği ancak karbon emisyonlarını büyük ölçüde sona erdirmeyi hedefliyor. Bu alanda çoğunlukla lüks otomobil üreticileri çalışıyor. Şu an için litresi biraz pahalı ama üretimi artarsa fiyatının da düşeceği belirtiliyor. Bir diğer alternatifse hidrojen. Özellikle kamyon ve TIR gibi ağır vasıtalar başta olmak üzere hidrojenin kullanılması için de Almanya ve Japonya'da çeşitli teşvik ve çalışmalar var."
'TÜRKİYE'DEKİ İLGİ PATLAMA SEVİYESİNDE'
Elektrikli araçlar özellikle Batı Avrupa'da büyük ilgi görse de son dönemde Türkiye'de de rağbet görmeye başladı. Elektrikli araç piyasasının Türkiye'de çok hızlı büyüdüğünü dile getiren Levent Köprülü, "Türkiye'de geçtiğimiz yıl elektrikli araç satışı 8 ila 9 bin civarında gerçekleşti ve en yüksek sayıya ulaştı. Bu yıl ise sadece TOGG, 28 bin araç üretecek ve 20 bin araç satışı yapacak. Bundan ayrı olarak bu yılın ilk 3 ayında yaklaşık 4 bin adet elektrikli araç satılmış. Bu araçların bir kısmı Çin merkezli markalara bir kısmı da bildiğimiz diğer Batılı üreticilere ait olan araçlar. Dolayısıyla ben bu alandaki satışların bir patlama yapacağını düşünüyorum" yorumunda bulundu.
'ALTYAPI HENÜZ YETERLİ SEVİYEDE DEĞİL'
Türkiye'deki büyümenin organik olmadığını belirten Levent Köprülü, "Özellikle TOGG'la birlikte bu tür bir durum yaşanacağı ve bunun zaman aralığı az çok belliydi. Fakat Türkiye'de bu durumu karşılayacak elektrikli araç şarj istasyonu altyapısı hâlâ istenilen seviyede değil. Bu zamana kadar yüzün üzerinde marka bu şarj istasyonlarını kurmak için lisans aldı fakat bunu çok kısıtlı şekilde yapabildiler. Bunlar da zaten neredeyse sadece büyük kentlerde kuruldu. Anadolu’nun her bölgesinde şarj altyapısının yeterli seviyede olmadığını düşünüyorum" dedi.
Evden şarj etmek daha ucuz olsa da herkes için mümkün olmayabilir. Bununla birlikte herkesin evine hızlı şarj kutuları koyması mümkün değil. Bu kutular oldukça pahalı fiyatlara satılan sistemler. Bu konuda daha kapsamlı ve sürdürülebilir bir planlamaya ihtiyaç var." Levent Köprülü
AĞIRLIĞIN ÇİN'DE OLMASINA İZİN VERİLMEYECEK Mİ?
Elektrikli araç sektörü denildiğinde akla gelen ilk ülkenin Çin olması özellikle Batı'da sıkıntılı bir durum olarak görülüyor. Levent Köprülü, Çin'in elektrikli araç sektöründe payını artırmasına karşılık Batı'da bazı önlemler alındığını söyledi. Özellikle Avrupa Birliği'nin bu konuya dikkat çektiğini söyleyen Köprülü, şunları söyledi:
"Avrupa Birliği'nin bu alanda Çin'in baskın olduğu bir duruma izin vermeyeceği söyleniyor. Bunun için de bazı vergi düzenlemeleri yapılmaya çalışıyor. Türkiye'de de durum aynı. Çin'den gelen araçlarla Avrupa'dan gelen veya Türkiye'de üretilen elektrikli araçlar arasında vergi alanında bazı farklar var. Bu gelecekte daha ekonomik yeni modellerin piyasaya sunulmasıyla desteklenecektir. Bu araçlar daha ekonomik araçlar olacaktır ve bu muhtemelen menzillerin daha kısıtlı olmasıyla sağlanacaktır. Türkiye'de de bu anlamda yakın zamanda bazı modeller piyasaya sunulacak."
'BATARYA EN BÜYÜK MALİYETLERİNDEN BİRİ'
"Batarya şu an elektrikli araçların en büyük maliyetlerinden biri" diyen Levent Köprülü, şöyle devam etti: "Bu sebeple yakın gelecekte de tıpkı Çinlilerin yaptığı gibi kısa menzilli araçların sayısı artacaktır. Yani şehir içinde 50 ila 150 kilometre giden sonra da şarja takılması gereken araçlar olacaktır. Bu biraz zaman alacaktır fakat batarya maliyetleri ucuzlamaya başladığında Çin'in ürettiği otomobillere alternatif ucuz elektrikli otomobiller üretilecektir."
'OLASI BİR AMBARGO DAHA ÇOK ABD'YE KAYBETTİRİR'
Levent Köprülü, Avrupa Birliği ve Batı'nın baskısına rağmen Çin'in bu alandaki olası bir ambargodan etkilenmesinin zor olduğunu söyledi. Köprülü, "Eğer burada lityum gibi elementlerin satışından bahsediyorsak Çin'in kendi lityum rezervleri var. Yakın zamanda İran'da da yeni rezervler keşfedildi. Yine Rusya ve birçok Afrika ülkesi de Çin'e lityum satışı yapabilir. Olası bir Amerikan ambargosu elektrikli otomobiller anlamında bence daha çok ABD'ye kaybettirir. ABD yönetimi üretim tesislerini tekrar ülke içine toplamaya çalışıyor olsa da hâlâ birçok üretim tesisi Çin'de bulunuyor. Yani böyle bir ambargo şu an için çok işe yaramayacaktır" yorumunda bulundu.