25.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
ST. PETERSBURG AA
St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’na (SPIEF) katılmak üzere Petersburg’da bulunan Ateş, Sberbank’ın, Denizbank üzerinde uzun vadedeki planları hakkında bilgi verirken, “Sberbank’ın kesinlikle şu aşamada halka arz gibi bir düşüncesi yok, Çünkü böyle bir banka almış olmaları onları çok memnun ediyor, kârlılık ve diğer beklentilerini de fazlasıyla karşılıyorlar” değerlendirmesinden bulundu.
‘Daimi varlık olarak görüyor’
Sberbank Genel Müdürü Germann Gref’in, Denizbank’ı Türkiye’de “daimi bir varlık” olarak gördüğünü kaydeden Ateş, bunun sadece ticari amaçlı veya kısa vadeli bir plan için yapılmış alım olmadığının altını çizdi. Ateş, Sberbank’ın Denizbank’ı satın almasının, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve giderek de politik, çok önemli bir ön adım olduğunu ifade etti.
Hakan Ateş, Denizbank’ın bu yılın ilk çeyreğindeki verilerini değerlendirerek, “Yüzde 16’nın üzerinde bir özvarlık kârlılığıyla başarılı bir çeyrek atlattık. 278 milyon lira net kârla sonuçlandırdık” diye konuştu.
Denizbank’ın önceki hissedarı Dexia’nın, Denizbank’ı 3.2 milyar dolara alıp, 4.1 milyar dolara sattığını hatırlatan Ateş, “2012’nin son çeyreğinde hisselerimizin tamamını aldılar, 1.5 yıllık sürede 900 milyon dolara yakın bir net kâr söz konusu ki bu da satın alma değerinin yüzde 20’sini geçiyor” dedi.
10 milyar TL kâr kaybı...
Ateş, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yaptığı düzenlemelerin bankacılık sektörünün kârlılığına etkisini ve bundan sonraki dönemde BDDK’dan beklentilerini şöyle değerlendirdi:
“Gerek BDDK gerekse de Merkez Bankası ve SPK birçok önlem aldı. Örneğin munzam karşılıklar yüzde 13-14’lere çıktı. Şimdi yüzde 11’lerde ve neredeyse ikiye katlamasının bankacılık sektörüne getirdiği ilave yük 6.3 milyar lira. 3-3.5 milyar dolar da diğer tedbirlerden gelen ek yük var dolayısıyla 10 milyarın üzerinde bankacılık kâr kaybına uğruyor. Eğer bu kâr kaybı olmasa biz bunu 8 kere kaldıraç kullanarak 85-90 milyar TL ek kredi verirdik.”