24.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Barış Pınarı Harekatı’nın başarıya ulaşmasının ardından Türkiye’nin ABD ve Rusya ile Suriye konusunda anlaşma sağlamasıyla piyasalar rahatladı, dolar kuru geriledi. Şimdi ise gözler Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün vereceği faiz kararına çevrildi.
Geçtiğimiz ay boyunca 5.65 - 5.75 bandında sakin bir seyir izleyen, Suriye’deki gelişmelerle 5.93 seviyesine kadar yükselen dolar/TL geçen hafta ABD ile varılan anlaşmasıyla yeniden 5.7580’e kadar geriledi ancak bu seviyelerde kalıcı olamadı.
Önceki güne 5.85’in hemen üzerinde başlayan dolar/TL Rusya ile Soçi’de sağlanan anlaşmanın ardından 5.79’a kadar gerileme kaydetti.
Şimdi ise piyasada gözler TCMB’nin 425 ve 325 baz puanlık iki faiz indiriminin ardından bugün vereceği karara çevrildi.
Reuters’a konuşan işlemciler jeopolitik gelişmelerin takip edileceğini belirtirken, Merkez Bankası’nın 100 baz puanın üzerinde indirim yapabileceğini, hatta indirimin 200 baz puana ulaşabileceğini öngörüyor.
İndirim beklentisi
Reuters anketinde ekim ayına yönelik tahmin veren 20 katılımcının 10’u 100 baz puan, beş katılımcı 150 baz puan, bir katılımcı 75 baz puan, bir katılımcı 125 baz puan, bir katılımcı 200 baz puan indirim beklerken, iki katılımcı ise politika faizinin sabit tutulmasını bekliyor.
İşlemciler ayrıca bu hafta Merkez Bankası ile aynı gün Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararının da yakından izleneceğine dikkat çekiyorlar.
‘BİR ZAFERİMİZ DE FİNANS CEPHESİNDE’
Barış Pınarı Harekatı sahada ve masada başarıyla sonuçlanırken, hükümet kaynakları gündeme pek gelmeyen bir alanda Türkiye’nin büyük bir bilek güreşini kazanarak zafer cephesini 3’e çıkardığını ve bu alanın da ‘finans’ olduğunu vurguladı.
Hatırlanacağı gibi Türkiye, Barış Pınarı Harekatı’na başlamaya niyetlendiği andan itibaren ABD’nin ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomik yaptırım tehditleri ile karşılaşmıştı.
Her gün dozu artan bu tehditlerde, bir NATO üyesi ülkenin ekonomisinin ortadan kaldırılacağı, uzun yıllar altından kalkamayacağı büyük bir ekonomik krize muhatap olacağı şeklinde ağır ifadeler dahi kullanıldı.
Spekülatif ataklar...
Milliyet’e bilgi veren hükümet kaynakları, Ağustos 2018’de maruz kalınan saldırılar sonrası alınan önlemlerle ekonominin bağışıklığının güçlendirildiğini hatırlatarak, şu bilgileri paylaştı:
“Bu sayede çok daha ağır olmasına rağmen, ekim başındaki tehditler, ekonomide Ağustos 2018’deki etkiyi göstermedi. Türkiye, 9 Ekim’de harekatı başlattıktan sonra finansal alanda da yine spekülatif ataklara maruz kaldı. 10 Ekim akşamı yurt dışı kaynaklı spekülatif ataklarla dolar 5.80’lerden 5.90 seviyesine kadar getirilen dolar/TL kurunun daha da yükselmesi yönünde kademeli TL satış talimatları verildi. Talimatların toplam TL miktarı SWAP piyasasında o anda olan TL likiditesinin çok üzerindeydi.
Bir kez daha TL’de açığa satış tercih edildi. Ağustos ve mart saldırılarına verilen cevabın benzeri bir kez daha verilince bu sefer Londra’da TL’nin faizi yüzde 20’nin üzerine çıktı. Pazartesiye kadar süreci devam ettirdiler. 14 Ekim pazartesi TL SWAP faizlerinin yukarı yönlü hareketini daha fazla taşıyamadılar ve 6 lira seviyelerindeki satış talimatlarını bozarak, aldıkları 5.90 seviyesinin de altında dolar bozdurdular ve başlattıkları operasyondan zarar ederek ayrıldılar.”
Masaya güçlü olarak oturduk
14 Ekim’de finansal geri adımın ardından 15 Ekim’de bir başka geri adım daha atılarak Pence ve Pompeo’nun Türkiye’ye geleceğinin açıklandığını hatırlatan hükümet kaynakları şu bilgileri paylaştı:
“Çarşamba günü Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin şartlarını açıkladı. Perşembe günü görüşmelerde, Türkiye istediği her şeyi aldı. Cumhurbaşkanımızın çarşamba AK Parti Grup toplantısında ortaya koyduğu tüm şartlar mutabakat metnine yansıdı. Sahada bu kadar güçlü olmasak istediğimizi alabilir miydik? Ülkesinin kapasitesini bilen, milletini çok iyi tanıyan, dünya siyasetini en iyi okuyan, böyle dirayetli bir liderimiz olmasa istediklerimizi böyle alabilir miydik?
Peki 10 Ekim Perşembe günü devreye alınan finansal saldırılar başarıya ulaşsaydı ve dolar 7 TL seviyesine ulaşsaydı, masaya bu kadar güçlü oturabilir miydik?”