06.12.2012 - 12:29 | Son Güncellenme:
AA-Erdal Çelikel
Koçoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2008’de başlayan küresel krizin ABD kaynaklı olduğunu hatırlatarak, krizin Avrupa ülkelerinin tümünü etkilediğini söyledi.
Krizden önce ihracatta AB’ye bağımlılığı azaltmak adına önemli tedbirler alındıysa da bu bağımlılığın istenilen düzeye inmediğine işaret eden Koçoğlu, küresel krizin yanı sıra Arap ülkelerindeki iç karışıklıkların da komşu ülkelere yapılan ihracata negatif yansıdığını belirtti.
Koçoğlu, bütün bu olumsuz gelişmelere karşın, Türkiye ekonomisinin krizlere karşı dirençli göründüğünü dile getirerek, ”Avrupa ülkelerindeki ’derin sarsıntıların’ ’derin krize’ dönüşmesi sürecinde, Türkiye ekonomisi sadece ’yumuşak iniş’ diyebileceğimiz bir etkilenme yaşadı. 2011’e gelene kadar yüksek büyüme hızı devam etti. 2011’den itibaren büyüme hızında aşağı doğru bir ivme gözlenmeye başlandı. Bu sürecin devam etmesi ise 2012 yılında revizyonları gündeme getirdi” diye konuştu.
Bu yıl büyümenin yavaşladığını ve Orta Vadeli Program’daki 2012 yılı büyüme hedefinin aşağı yönlü revize edildiğini anımsatan Koçoğlu, bu durumun inşaat sektörünü de etkilediğini kaydetti.
Koçoğlu, 2011 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 5,2 büyürken, inşaat sektörünün de yüzde 16,4 büyüdüğünü belirterek, bu yılın 6 ayında ekonominin ortalama yüzde 3,1, inşaat sektörünün de yüzde 1,5 büyüdüğünü söyledi.
"Müteahhitlik yurt dışında hız kesmiyor"
İnşaat sektörünün bütün ülkeler için önemli olduğuna dikkati çeken Koçoğlu, Türkiye gibi genç nüfusu olan, yeniliğe açık ve büyüme ihtiyacı yüksek ülkelerde ise sektörün öneminin daha da arttığını vurguladı.
Sektörün iç ve dış gelişmelerden hızlı etkilenen ancak bir o kadar da hızlı etkileyen bir yapıya sahip olduğuna işaret eden Koçoğlu, ”Bu sektöre küçük bir ivme kazandırmanın, makro-ekonomiye ne kadar büyük etkileri olduğunu geçmişte gördük. Sektörün bu özelliğinden, yumuşak inişe geçen ekonominin ’canlanması’ için de yararlanılabileceğini düşünüyoruz” dedi.
Koçoğlu, komşu ülkelerdeki siyasi karışıklıklara rağmen, "ekonominin sağlam yapısının en önemli tuğlalarından biri olan" yurt dışı müteahhitlik sektörünün hız kesmediğini ifade eden, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bu açıdan tek bölge-tek pazar bağımlılığını yıllar önce kıran sektörün ekonomiye döviz geliri ve istihdam katkısı sürüyor. İtibar, döviz geliri ve istihdam açısından dünyanın en önde gelen şirketlerini içinde barındıran sektör, her geçen yıl bir rekor kırıyor ve hem döviz geliri hem de itibar açısından dünyada ilk sırada yer alıyor. Sektör, 1972’den 2012 yılı Eylül ayı sonuna kadar 96 ülkede 227 milyar dolar değerinde 6 bin 663 proje üstlendi. Firmalarımızın yurt dışında üstlendiği proje miktarının yüzde 78’i son 10 yıl içinde gerçekleştirildi. Dünyadaki en büyük uluslararası 225 firma içerisinde 33 Türk firması var. Türkiye bu açıdan dünya ikincisi. 2023 yılı hedefi ise yurt dışında üstlenilen proje değerini yıllık 100 milyar dolara çıkarabilmek.”
"Türkiye’nin ihtiyacı büyüme ve istihdam"
Sorunlar ve talepler dikkate alınarak sektörün makro-ekonomik politikalarla entegrasyonunun sağlanmasının önemine değinen Koçoğlu, gelecek dönem böyle bir politika izlenirse, sektördeki büyüme hızının önemli bir ivme kazanacağını, bunun da ekonomik büyüme açısından çarpan etkisi yaratacağını söyledi.
Koçoğlu, yoğun bir dış etki ve cari açık probleminden ekonominin etkilenmesinin sürpriz olmadığını belirterek, makro-ekonominin bütüncül bir şekilde dizayn edilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin büyüme ve istihdama ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Koçoğlu, cari açık probleminin ciddiyetinin ortada olmasına karşın alınan bazı önlemlerin bu konuya ’iyileştirici’ etkide bulunduğunu ifade etti.
"Bu gelişme doğrultusunda, önümüzdeki dönem çok sert bir şekilde frene basılmayacağını umuyoruz"diyen Koçoğlu, bu şekilde izlenecek bir politika ile iç ve dış talebin de 2013’te büyümeye katkı sağlayacağını düşündüklerini kaydetti.
"Kadın istihdamı artırılmalı"
Koçoğlu, ekonomide belirsizlik ve geriye gidişin istihdamı da hızlı bir şekilde etkilediğini vurgulayarak, bu durumun Türkiye’nin ekonomik yapısının bir özelliği olduğunu, gelecek dönemde bu özelliğin de dikkate alınarak bir istihdam politikası izlenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Sektörde kadın istihdamının çok az olduğunun hatırlatılması üzerine Koçoğlu, ”Kadın istihdamının topyekun bir politika ile artırılmasına ihtiyaç var. Bu bağlamda, ekonomik ve sosyal politikaların entegre bir şekilde dizayn edilmesi çok önemli. Kadınların çalışma hayatındaki rollerinin ve konumlarının güçlendirilmesi için ekonomik iklim kadar, sosyal motivasyonların da önemli olduğunu unutmamamız gerekiyor” dedi.