22.02.2009 - 00:36 | Son Güncellenme:
Ekonomi konuşmaları: İBRAHİM EKİNCİ
Sanovel’in sahibi olan grubu, eczacı Erol Toksöz kurmuş. Bir yandan Galenos’la ecza depoculuğu, bir yandan da Sanovel’le ilaç üretimi... Ama şimdi grup bir de gıdaya girdi. Bu kadar, başka bir sektör arayışı yok. Gıdayı hızla büyütmek istiyor.
Gıdaya girişi, ünlü, nostaljik Tadelle markasını yeniden parlattı. TMSF’ye Bayındır Grubu’ndan geçen Sagra’yı alıp, kendi gıda şirketi Sanset’in çatısı altında yeniden yapılandırdı. Yeniliklere hazırlanıyor. Lüks bir çikolata markası çıkaracak ve daha ilginci çikolata ile kahveyi birleştiren keyifli butik mağazalar açacak. Ordu’da fabrikanın önünde konsept geliştirmeye çalışıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Toksöz’le grubu konuştuk.
Grubunuz hangi sektörlerde var?
Bizim en eski işimiz ilaç ve ecza depoculuğu. Grubun altında yer alan ana firma Sanovel ve Galenos Ecza depoları vardır. Bir de gıda işimiz vardır.
Nereden geliyor bu ilaç ve ecza depoculuğu?
Babam eczacı. 1967’de eczacılık fakültesini bitiriyor ve eczacılık yapıyor Amasya’da. Kısa süre sonra Ankara’ya geliyor. Yine eczacılık yapıyor. Büyük bir eczane haline geliyor Arı Eczanesi. 1975’te ecza depoculuğuna başlıyor. Galenos’u kuruyor. Galenos büyüyor. 1980’lerin başında İstanbul’a geliyor, Galenos da... Avrupa ve Anadolu yakasında faaliyet gösteriyor. Ankara devam ediyor. 1982’de Adilna adlı ilaç firmasını satın alıyor. Sanayiye geçiyor. 1987’ye kadar Fransız bir şirketin lisanslı firması. Bazı ürünleri ithal ederek, bazılarını üreterek lisanslarını devam ettiriyor. Fransızlar ortak olmak istiyorlar. Kağıt üzerinde Sanovel’i kuruyorlar. 49-51 pay anlaşmazlığı çıkıyor. Fransızlar ayrılıyor. Elindeki lisansları devrediyor. Fransızlar gidip Doğu İlaç’ı satın alıyor. Babam da Sanovel’i aktif hale getiriyor ve ilk markalı ulusal ürünü çıkarıyor. Lisansa bağlı kalmadan kendi ürünlerini çıkarıyor. Şu anda Sanovel Türk ilaç sektöründe ciroda sektörde 10’uncu sırada. Geçen yıl İSO 500 içinde 141. sırada yer aldı.
Sonradan ortaklık teklifi gelmedi mi?
Son 2-3 yıldır çok ortaklık talebi geldi. Biz ulusal anlamda stratejik olduğunu düşünerek, buradan büyüyerek uluslararası firma olmak istediğimizi söyledik. Lokalize kalmak istemiyoruz. Avrupa’da sıralamaya girecek bir fabrika yaptık. 2006’da açıldı. 192 milyon TL’ye mal oldu. Özkaynaklardan yaptık. Kapasitesi çok büyük. Üç vardiya çalışıyor. Türkiye’de 1 milyar 200 milyon kutu tüketim var. Biz burada 400 milyon kutulara çıkabiliyoruz.
Peki siz dış pazarlarda nasılsınız?
Türk cumhuriyetlerine girdik. Kendi şirketlerimizi kurduk. Pazarlama teşkilatları kurduk. Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan... Ürünlerimiz satılıyor. Rusya ve Ukrayna’ya giriyoruz. Ruhsatlarımız çıktı. Bununla beraber aralıkta başvuru yaptık, 12 ürün belirledik Avrupa pazarı için. Önümüzdeki 24 ayda bunların ruhsatlandırmasını yapacağız. Hollanda’da bir holding şirketimiz var. Onun da Fransa ve Almanya’da alt şirketleri var. Bu yapı ile Avrupa kapısı açılmış olacak.
Başka bir ülkede üretim projesi var mı?
Yok, yatırımı burada yapmayı arzu ediyoruz. Bu çikolata için de geçerli. Temel attık, üç ay sonra bir konsolosluktan teklif geldi. ‘Gelin bizde yapın, iyi şartlar sağlayalım’ dediler ama biz Türkiye’yi imalat üssü haline getirmek istiyoruz. Biz de üretim tarafını büyüttük. O yüzden dağıtımı fazla büyütmedik.
Siz bir aile şirketisiniz. Babanız hâlâ çalışıyor mu?
Babam 64 yaşında. İşe gelip gidiyor. Aktif çalışıyor. Kardeşim Zafer Bey’le birlikte çalışıyoruz. Sanovel bendeydi, ecza depolarına kardeşim bakıyordu. Erol Bey yönetim kurulu başkanıydı. Çikolatayla beraber yönetim tarafına ben bakıyorum. Fabrikanın yönetimi kardeşimde. İlaç tarafında aynı yönetim dağılımı devam ediyor. TMSF’den sonra çikolata işine büyük bir zaman ayırdık.
Siz ilaç şirketisiniz. Çikolata nereden çıktı?
Bu fikir, Sagra’yı almak, babamdan çıktı. TMSF’nin ilanını okumuştuk. Gıda, ilaç iç içe ilerleyen konular. Gazetede okuyunca ilaçta marka yaratmanın güçlüğünü biliyoruz. Pazarda 20 marka görürsünüz, aynı içeriklere sahip. Dolayısıyla bunların içinden sıyrılmak zor. Tadelle ve Sarelle 1960-70’lerin markası. Hiç ölmemiş, insanların beyninde yaşayan bir marka. Gidip fabrikayı gördük. Şartları çok iyi değildi. Çikolatanın girdileri itibariyle bakarsanız ilaçtan daha azdı. En kaliteli ürünlerle iyi kombinasyonlarla iyi ürün sağlarsınız. Konu içimize sindi. Pazara baktık. Krizde de düşmeyen bir pazar. TMSF’nin ihalesine üç firma girdi. Doğuş Çay ve Elvan Çikolata da vardır. Doğuş’la yarıştık. 77 milyon dolara aldık.
Tesisleri yenilediniz. Ne kadar yatırım oldu?
Sagra tesislerini 10 milyon lira yatırımla yeniden faaliyete geçirdik. İlaçtaki teknik kadroyu gönderdik. Havalandırma otomasyon, su sistemleri teknik kadronun projesiyle yapıldı. Daha makine filan da almadık. Önümüzde yeni çikolatalara gireceğiz, taneli, dolgulu... Toplam yatırım 30 milyon doları bulacak.
Bu krizden sonra erteleme fikri oldu mu?
Krizle ilgisi yok, bizi kesmedi. Bunu düşünmüştük. Gıda pazarı çok etkilenmedi gözüküyor. Sanset bizim alt şirketimizdi. Seyahatleri organize ederdi. Yemek organize ederdi. Bunu aktif hale getirdik ve gıda tarafının ana şirketi oldu.
Fabrikayı alınca yaklaşık bir yıl kapattık. Satılmamış eski malları da topladık. Formüllerle oynadık. Kakaoyu, vanilyayıyı araştırdık. Doğallık çok önemli bizde. Farklı bir konumlandırma yapmak istedik. Doğal maddeler kullandık. Transyağ içermeden özel formüller hazırladık. Damak tadına da en iyi şekilde hitap etmek gerekiyordu.
Ekimin ikinci yarısında pazara çıktık. En iyisini yapmak gibi bir hassasiyetimiz her zaman vardır. Fabrikada 25 yıldır çalışan bir Ar-Ge ekibi vardı. Bütün geçmişi biliyorlardı. İmkânı sağlayınca istediğimiz ürün ortaya çıktı.
Bu işten anlayan kimseyi transfer etmediniz mi?
İçerden yetiştirdikçe üst kademelere yerleştiriyoruz. Transfer politikamız yok. Birkaç kötü tecrübemiz oldu. İçerdeki arkadaşları yetiştirmek daha iyi. Sagra tarafında da çok iyi bir kadro kurduk.
Sagra’yı inceledik. Avrupa’da ‘Sagra kalite fındık’ isterim diyorlar. İçerde enteresan makineler var. Sagra kalite fındığı yerleştiriyoruz. Pazara Sagra diye bir çikolata çıkaracağız.
Ürün portföyü nasıl şimdi?
Tadelle, Sarelle, Gol (drajeler), Gofy (daha eğlenceli ve çocuklara dönük bir ürün olacak. Çocukların genel gelişimine fayda sağlayacak bir ürün olacak.) ve Sagra (tablet çikolata) markalarıyla 2009’da 100 milyon dolarlık ciro hedefliyoruz. Sanset bir ürün ürettiğinde aileler bilecek ki ben de çocuğum da rahatlıkla tüketebilir, bu bilinci yerleştireceğiz.
Bir tane de premium marka çıkarmak istiyoruz. Çok büyük bir tek markanın altında toplamak da riskli. Birisi iyi gitmediğinde ana marka zarar görebilir. Biz çikolatalı ürünleri 5-6 markada toplayıp çok da dağılmayacağız.
Bu işe bir yenilik gelecek mi sizinle?
En büyük hayallerimizden biri kahve ve çikolata keyfini buluşturacağımız butik mağaza gibi mekânlar oluşturmak. Sagra Specialler vardı. Kapattık onları. Bizim tarzımız bu değil dedik. Markaları indirdik, mağazalar kendileri devam etti. Yeni bir konsept çizdirdik. Ordu’da fabrikanın önünde, çok güzel bir alanımız var. İlk konsept mağazayı orada kurgulamak istiyoruz. Premium ürünlerin aktif hale gelmesi gerekiyor. Çikolatasını alacak vatandaş, hemen oracıkta kahvesiyle beraber keyfini çıkaracak. Daha hızlı tüketim alanı gibi.
6-7 şık mağaza açmak istiyoruz. Sonra talebe ve duruma bakarak Avrupa’da bile düşünülebilir. Fransa ve Belçika’da çikolatadan gelen köklü aileler var. 20 tane mağazası var ama konsepti bozmadan aynı standartla ürün satıyorlar. Dolayısıyla bunu yapabiliriz.
İstihdam ne kadar grupta?
Gıdada çalışan sayısı 750 oldu. TMSF’den 550 almıştık. İmalat devam ediyor. Alınan 200 kişi saha satış ve pazarlama kadrolarıdır. Toplam grup 3 bin 100 kişidir.
Peki Tadelle konusunda reklam kampanyalarınız da oldu. Nasıl dönüşler?
Girdiğimiz ürünlerden çok memnunuz. İyi dönüşler aldık. Doğallık tuttu. Pazarda birçok ürün var. Lezzetin yanında sağlıklı bir ürün de verirseniz tutuyor. Tadelle çok duygusal bir ürün. Tadelle’den de iyi dönüşler aldık. Tadelle’yi şık bır ürün haline getirdik. Avrupa’da şık bir butikten alabileceğiniz bir ürün oldu.
Reklam Özdenetim Kurulu’ndan geçtik. “Türkiye’nin içeriği en doğal, sürülebilir kakolu fındık ezmesi” ibaresini kullanabilirsiniz yazısı geldi. Rakiplerle beraber ürünlerimizi döktük. ‘Devam edebilirsiniz’ diye onay geldi. Koruyucu madde yok ama bizim ilaççılar bunu yapmayı başardı.
Gıdada yeni bir yatırım olacak mı?
Yeni yatırımlarımızdan biri de premium çikolata olacak. Bu alanda yeni bir marka oluşturacağız. Godiva gibi bir marka yaratmayı planlıyoruz. Sagra, bir dönem fındıkta kalitenin simgesiydi. ‘Sagra kalite fındık’ deyimi vardır. Ürünlerimizde bu kaliteyi daha da artırdık. Doğal vanilya, doğal kakao özü ve GDO’suz soya lesitini kullandık. Katkı ve boya maddesini çıkardık. 30 bin noktada satışa sunuluyor. Türkiye’de gıda ürünü satılan 150 bin noktanın 60 binine ulaşacağız.
Ciro ne oldu? 2008’i nasıl kapattınız?
2008’i, ecza depoları artı ilaç 818 milyon lira olarak bitirdik. Gıdada 100 milyon lira hedef koyduk. 2009 sonuna kadar. Böyle giderse tutacak gibi gözüküyor. Çok da büyük bir hedef koymadık. Büyük marketlerle de konuşuyoruz, her gün artış olduğunu hissediyoruz.
Ordu fabrikası yetecek mi?
Ordu fabrikasının 50 bin ton üretim kapasitesi var. 20 günden fazla stok tutmuyoruz. 60 dönümlük bir fabrika arazisi var. Binayı kullanıyoruz. 7-8 bin metrekarelik bir alan kullanılıyor.
Başka bir sektöre girme düşüncesi var mı?
Başka sektör düşünmüyoruz. Ama yine gıda imalat olabilir. Bulunduğumuz işi iyi yapabilmek istiyoruz. Bunu güzel bir noktaya getirirsek o zaman. İnşaat, enerji gibi bir şey düşünmüyoruz.
İlerde gıda ve ilaç tarafını nereye getirmek istiyorsunuz? İşinizdeki ağırlığı nasıl olacak?
Toplam ciromuzda yarı yarıya olursa iyi olur ama henüz nereye gideceğini bilemiyoruz. Gıdanın ihracat potansiyeli çok yüksek. Bu yüzden ürünleri Avrupa standardında yaptık ki orada rafa çıksın. Dolayısıyla gıda hızlı gidebilir. İlaç daha sabır işi.
24 aylık süreçler var. Gıdada ürünü rafa koymanız daha pratik ve hızlı. Gıdada ihracata da başlayacağız. Piyasanın şartları itibariyle kriz var ama biz pazarlama iletişimini kesmedik, devam ediyoruz.
TMSF’den aldıktan sonra fabrikayı yenilemek için durdurduğumuz 1 yıl boyunca maaşları ödemeyi sürdürdük ve kimseyi çıkarmadık. Bizi de sahiplendiler. Sagra, Ordu’nun prestijli bir işyeri. Bunu yeniden kazandırdık. Çok memnunlar.
Erol Toksöz Kimdir?
1972 doğumlu olan Ahmet Toksöz, 1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği’nden mezun oldu. Yüksek lisansını, Schiller International University Paris’de 1994 - 1996 yılları arasında tamamladı. 1997’de Sanovel İlaç’da Pazarlama Müdürü olarak göreve başladı. 2003 yılından bu yana ise Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. Ayrıca Toksöz Holding Yönetim Kurulu Üyeliği ve Sanset Gıda Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstleniyor.
Ahmet Toksöz evli ve ikiz çocuk sahibi. Hobileri arasında ise su sporları, snowboard ve Uzakdoğu sporları yer alıyor.
Toksöz Grubu’nun rakamları
- İki sektörde faaliyet gösteriyor: İlaç ve gıda
- İlaçta iki şirketi var: Sanovel ve Galenos Ecza Deposu
- Gıda şirketi Sanset: Sagra’yı alarak Tadelle markasının sahibi oldu
- İlaçta 192 milyon dolarlık fabrika yatırımını bitirdi
- Türk cumhuriyetlerinde de pazara girdi
- Sagra fabrikasını yeniledi
- Grubun toplam istihdamı 3 bin 100 kişi
- 2008’i ecza depoları artı ilaç olarak 818 milyon lirayla kapattı
Toksöz’ün hedefleri
- İlaçta Rusya ve Ukrayna’ya giriyor. Avrupa pazarı için hazırlanıyor
- Sağra tesislerini 10 milyon lira yatırımla yeniledi.
- 20 milyon dolar daha yatırım yapacak
- Godiva gibi premium bir çikolata markası çıkarmak istiyor.
- Gıdada 2009’da ciro hedefi 100 milyon dolar
- Kahve ile çikolata keyfini buluşturacak butik mağazalar açacak
- Başka bir sektöre görme düşüncesi şimdilik yok