17.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
BM Kadın Örgütü’nün belirlediği bu başlıklar, çalışan deneyiminin iyileştirilmesi ve çalışanlarına daha iyi bir iş deneyimi sunmasına ve kültür dönüşümünde rehberlik yapmayı hedefleyen Great Place To Work®’ün, kadın çalışanları merkez alarak yaptığı “Best Workplaces for Women” (Kadınlar için en iyi iş yerleri) araştırmasının iç görüleriyle de örtüşüyor. 2024 yılı için kadın çalışanlar için en iyi iş yerlerini gösteren “Best Workplaces for Women” listesinde yer alan şirketlerdeki kadın çalışanlar, organizasyonlarında eşit fırsatlara sahip olduklarını belirtiyor. Bu şirketlerde ayrımcılığa maruz kalınmadığı, kadın liderleri teşvik eden uygulamalar olduğu, fiziksel ve psikolojik sağlığa önem verildiği ve iş yaşam dengesinin desteklendiği göze çarpıyor. Bu verilere bakarak, kadın çalışanlar için en iyi iş yerlerinin bir adım önde olduğunu söylemek mümkün.
Kadınlar için iyi iş yerleri
Great Place to Work Türkiye CEO’su Eyüp Toprak; 2024 yılı listesi verilerine bakıldığında şirketlerin kadın çalışanların kariyer gelişimini desteklemek ve cinsiyet eşitliğini sağlamak için çeşitli stratejiler uyguladığını belirtti. Toprak, kadınlar için en iyi iş yerleri listesinde üst sıralarda yer alan şirketlerdeki iyi uygulamalarını şöyle anlattı:
“Şirketler, kadın çalışanların yönetim ve liderlik pozisyonlarındaki temsilini artırmak için mentorluk, koçluk ve liderlik eğitimleri gibi programlar uyguluyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında düzenli eğitimler veriliyor. Kadın çalışanların iş-yaşam dengesini korumaları için esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma imkanları ve ebeveynlik izinleri sunuluyor. Kadın çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlığını desteklemek için HPV aşısı gibi sağlık imkânları ve psikolojik destek programları uygulanıyor. Regl izni gibi cinsiyet eşitliğini destekleyen politikalar takip ediliyor. Ayrıca, cinsiyetçi dil kullanımının önüne geçmek için çeşitli kampanyalar düzenleniyor. Kadın çalışanların özgüvenlerini artırmak ve kariyerlerinde ilerlemelerini sağlamak için atölye çalışmaları ve eğitim programları düzenleniyor. Bu uygulamalara örnek vermek gerekirse, listede yer alan bir şirket bazı işlerin ‘erkek işi’ olarak algılanması nedeniyle 117 ekipten 36’sında hiç kadın çalışanının bulunmadığını tespit etti. Bunun sonucunda ‘İşler Değişti’ adlı bir kültür değişim projesinin başlatan şirket, kadınlara ilham veren konuşmalar ve eğitimler düzenleyerek, iş makinesi operatörlüğü, kamyon şoförlüğü, lojistik operasyon uzmanı ve sistem operatörü gibi rollerde yer almalarını teşvik etti. Proje sonrası katılımcı kadınların %86’sının iş değişikliği için kayıt yaptırdığı görüldü. Bu girişim, kadınların geleneksel olarak erkek egemen alanlarda daha fazla yer almasını sağlayarak şirkette önemli bir kültürel dönüşüm başlattı.”
O yaptıysa ben de yaparım
“TÜİK verilerine göre 2025 itibarıyla Türkiye’de toplam istihdama katılma oranı yüzde 50’lerdeyken kadınlarda bu oran yüzde 30’larda seyrediyor. Bu yüzde 30’un ise maalesef eşit ücretleme, işyerinde yükselme, işyerinde ayrımcı politikalara maruz kalma veya eğitim olanaklarından yoksun kalma gibi mağduriyetleri var. Kadınların toplum içindeki konumunun, ülkeler için gelişmişlik düzeyi göstergesi olduğu, nüfusun yarısını dahil etmeden kalkınmanın mümkün olmadığı unutulmamalı. Henüz istihdam ve eşit işe eşit ücret konusunu çözememişken bu konunun öncelikli olmadığını düşünebilirsiniz ama bu yıl BM Kadın Örgütü’nün belirlediği yol haritasındaki kadınların liderlik pozisyonlarında temsilini hızlandırmak, üst düzey yönetimdeki cinsiyet farklarını kapatmak gerçekten kritik bir konu. Rol modelleri çoğaltmanın, sonraki kuşaklara cesaret verdiğini unutmamak gerekiyor. Kızçocuklarına, cesaret bulamayan kadınlara ‘O yaptıysa ben de yaparım’ dedirtecek örnekleri çoğaltmalıyız. Yani kadın liderlerin ve üst düzey yönetimdeki cinsiyet farkının kapatılmasına yönelik her girişim, geleceğe yapılan değerli bir yatırımdır.”