05.03.2022 - 10:15 | Son Güncellenme:
CNN Türk'te Hakan Çelik'in konuğu olan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Savunma sanayii ve savunma sanayiine ihtiyaç gösteren alan, çatışmalar gündeme geldiğinde birkaç kademeli çatışmadan bahsetmek mümkündür. Türkiye bunların hepsine göre pozisyon almak durumundadır. Teröristle mücadele eden Türkiye’nin uğraştığı mücadele kavramında ihtiyaç olanlar var. Asimetrik savaş dediğimiz gündem var. Yine devletler arası savaşlarda alınan roller var. İki ülke arasında şu anda gördüğümüz şekilde savaşlar var. Bunlar çeşitli kabiliyetlerin sahada olması gereken unsurlar ki Türkiye bunları tecrübe etti. Terör örgütüyle mücadelemizden sonra Suriye ve Libya olayı Azerbaycan’da gördüğümüz çatışma şekillerinde ihtiyaç duyulan ve edinmeniz gereken kabiliyetlerin safha safha genişlediği bir ortamdan bahsediyoruz. Bunların hepsiyle ilgili kabiliyet geliştirmeniz gerekiyor.
Görünmeden görmeniz, vurulmadan vurmanız gerekiyor ve bunu hassas olarak yapmanız gerekiyor. Fiziki olarak görmekten öte kendinizi görünmez hale getirmeniz ve yine hedefinizin sizi fark etmeden önce etkisiz hale getirmek için kabiliyetleriniz oluşmalıdır. Hatta tehdidi ortaya çıkma aşamasından önce hissedebilmek gibi bir dizi kavram vardır. Bugün de sahada biz bunu görüyoruz.
KENDİMİZİ DİĞER ALANLARDA NE KADAR HAZIRLAYABİLDİK, İLK 10 ÜLKE ARASINDA MIYIZ?
Türkiye ilk 10 ülke arasında hatta bazı alanlarda daha ilerideyiz. İnsansız sistemlerde Türkiye ilk 3’te diyebiliriz. İnsansız ve otonom sistemlerde yine etkilenmeden sahada olabilmeniz gerekiyor. Elektronik savunma unsurlarıyla birlikte iletişimin sürekli olabilmesi gerekiyor. O da çok derin bir teknoloji içeriyor. Teknoloji konularında alt yapıdan başlayarak geniş bir çalışmamız var. Sahadan gelen bilgiler ve kullanıcılarla çok yakın temas neticesinde nelere ihtiyacımızın olduğunu çok daha net olarak anlıyoruz. Derin dalga dediğimiz şekilde akademik seviyelerden başlayıp Ar-Ge seviyelerinde bir dizi alt sistemdeki kabiliyetlerin daha olgunlaştırılmasını, elektronik haberleşme, malzeme, radar teknolojileri, çeşitli unsurların bir araya getirilerek oluşturulacak teknolojik çözümler bu zincirin bir parçasıdır.
SAVUNMA SANAYİİ ÜRETİMİ VE İHRACATI HAKKINDA
İhracatımızı gösteriyor ki 13 katın üzerinde bir büyümeden bahsediyoruz. Aslında şu anda çok büyük bir sıçramaya daha yakınız. Grafik bizim bundan sonraki potansiyelimizi tam göstermiyor. Şu anda 3 milyar dolar ihracatı geçmiş durumdayız. 2022 sonunda 4 milyar doları geçmeyi hedefliyoruz.
2023-2024-2025 yıllarında bunun katlanarak gitmesini bekliyoruz. Son derece geniş bir ilgi var. Ürünlerin sahadaki performansları Türkiye'nin teknolojisi söz konusu olduğunda başka bir gözle bakılan bir ülke olduğunu görüyoruz. İHA’lardan başlayarak giden zincirde sahadaki ürünlerin performansıyla giden bir algı vardır.
BİZ BÜYÜK OYUNCULARIN ARASINA GİRMEYE BAŞLADIK MI?
Girmeye başladık. Kabiliyetinizin olması tamam ama bilinmesi daha önemlidir. Biz artık bilinirlik safhasına geldik. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ziyaretlerde en önemli konulardan bir tanesi savunma sanayiidir. Bütün buralarda savunma sanayii konusu gündemde ve karşı taraftan ilgi görüyor. Ürünlerinizin görünmesi fuarlarda görünmenin yanında alan performansını gösteren verilerin olmasıyla beraber başka bir düzlemde olduğunuzu gösteriyor.
Tesislerimizi gördüklerinde de oluşan algı çok farklıdır. Daha dün başka bir ülkenin heyeti bizimleydi. Heyet başkanı en son ziyaretini Türkiye’ye 10 sene kadar önce yapmış. O sene gördüğüm tesislerle şimdi gördüğüm tesisler arasında çok farklılıklar olduğunu görüyorum diyebiliyor. Kabiliyetlerinizin yerinde görünmesiyle beraber Türkiye artık algı olarak başka bir şekilde konumlandırılmaya başlandı. Ürünlerimiz kullanıldıkça ilgi daha da artacaktır. Bizim konuştuğumuzda ortaya koyduğumuz kavramlar arasında ürünün uzun soluklu desteği, lojistik desteği ve buna ilaveten o ülkede oluşturulması hedeflenen yerel kapasiteler konusunda oldukça açılımcı davranıyoruz.
İhracat grafiğinin ben çok hızlı artacağını öngörüyorum. Bizim eğitim uçağı olarak geliştirdiğimiz HÜRKUŞ’u silahlandırarak yakın hava desteği olarak konumlandırabilir miyiz dedik baktık ki büyük ilgi görmeye başladı. Ülkeleri biz zikretmek istemiyoruz. O ülkelerin belki hassasiyeti vardır. Biz ülke adı zikrettiğimizde daha önce oraları arka bahçesi olarak gören ülkelerin baskıları olabiliyor. Olay gerçekleşip bütün anlaşmalar imzalandığında duyurulması bizim açımızdan daha iyidir. Anlaşma imzalanıyor.
HÜRKUŞ HANGİ KAPASİTELERE SAHİP OLDU?
Burada önemli unsurlardan birisi sadece platformu oluşturmanız değil platforma konacak ürünler sizin mi? Türkiye’nin aldığı mesafe önemlidir. İHA’ları SİHA yaparken silahlandırdığınız aşamada da bütün silahlar sizin yine. Tamamen entegre edebiliyorsunuz bütün teknoloji sizindir. Akıllı mühimmatlar ve füzeler yerli yapımıdır. O platforma göre modifiye edebileceğimiz mühimmatın gücü ile oynayabileceğimiz unsurlar olduğu için son derece adapte olabilen bir hale geliyor.
UKRAYNA, RUSYA SAVAŞINA BAKTIĞINIZDA ORADA HANGİ SONUÇLARI ÇIKARIYORUZ?
Türkiye açısından ders diyorsak ki biz burada asıl dersi şimdi çıkarmıyoruz. Bizim daha önce çıkardığımız ve bu ders doğrultusunda da hızla başta Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu yerlilik. Türkiye’de yapılması muhtemel ürünlerin dışarıdan alınmaması gibi bir strateji aslında bu son savaşta da Türkiye’nin çok haklı olarak ne kadar doğru bir politika uyguladığını gösteren bir farktır. Teknolojinin sizin olması o teknolojileri çeşitli şekilde birleştirip çeşitli çözümler üretmenize yol açıyor. AKINCI yeni bir motorla uçuşa başladı. Burada alternatif oluşturularak tasarım yapıldı. Yabancı bağımlı bir ürün olsaydı tek tip motora kalırdınız. Üzerine koyacağınız mühimmatlar önceden planlanmış olduğu için esnek bir yapı da oluşturmanız mümkündür.
Ukrayna, Rusya savaşında sistem tedarikinde dışarıya bağımlı olan unsurlarda savaşın birkaç günden sonra ancak dış ülkeler belirli bir silah ve mühimmat vermekle ilgili harekete geçeceklerini söylediler. Bu bağımlılığı gösteriyor. Bu konuda kabiliyet geliştirmek kimseye muhtaç olmadan hayatta kalabilmek gibi unsurlar son derece önemlidir. Türkiye bunu yakinen test etti. Hızlı mesafe alınması gerektiğini gösteren konular da var. Denizde karada ve havada güçlü olmanız gerektiğini de gösteriyor. Belirli teknolojilerde de sürpriz etkisi yapacak hasmınızın beklemediği ve sizi birkaç adım öne geçirebilecek bazı unsurları sahaya koymanız gerektiği ile ilgili de ipuçları veriyor. Harekat taktikleri, değişen şartlara göre adapte edebilmenize sahip olmak da önemlidir.
UKRAYNA İLE MUKAYESE EDİLİRSE TÜRKİYE YETERLİLİK KONUSUNDA DAHA İYİDİR DİYEBİLİR MİYİZ?
Ukrayna ülke olarak bizim yakından temasta bulunduğumuz bir ülke. Savunma sanayiinde de iş birliği yapma konusunda adımlar attığımız bir ülke. Sovyetler döneminden kalma bazı gelişmelerle birlikte iyi konumdaydılar. Onu bir adım öteye taşıma konusunda Türkiye çok iyidir. Birikim konusunda oluşan tecrübe belli bir seviyeyi gösterirken onu bir adım öteye taşıması gereken parametrelerde Türkiye çok daha iyidir. Alan bazlı derin teknoloji ve ileri teknolojilerle ilgili belli ayrımlar yapmak daha doğrudur.
TÜRKİYE’NİN EN ETKİLİ OLDUĞU 3 ALAN NEDİR?
Birinci sırada İHA ve SİHA’dır. İkincisi güdüm teknolojileridir. Bizim hassas vuruş ve güdümle ilgili olarak iyi noktada olduğumuzu söyleyebilirim. Üçüncüsü roket teknolojilerinde oldukça iyi noktaya geliyoruz. Muhtelif roket motorlu teknolojilerde belli bir kabiliyete erişmiş olmak yanlış olmaz. Eriştik demekten ziyade çalışmalarımız çok iyiye gidiyor. Gelecek için umut veren adımlarımız vardır. Elektronik harp ve teknolojilerde de Türkiye iyi bir durumdadır.
BAZI ÜRÜNLERDE AMBARGO UYGULANIYOR BAZILARINDA UYGULANILMIYOR GİBİ BİR DURUM MU VAR?
Bazı sistemler veya motorda olduğu gibi çok geniş bir uygulama alanı vardır. Birileri orada karar mekanizmalarında gündeme getirirse orada da bir şeyler gelişebilir. Alternatif yürüme konusunda hassasız. Ayrıca yine bu sistemlerin hepsinde zaman zaman bahsediyoruz. Motor Türkiye’nin sürekli olarak gündemine getirilen konudur. Benim de buna verdiğim cevap Türkiye 20 yıl önce başladı başaramadı böyle bir şey yoktur. 1990’da başladı ama başaramadı deyin. Onu da söyleyelim rahmetli Erbakan'ın motor işleri neden ilerletilmedi diye soralım. Ondan sonra niçin başlatılmadı. Türkiye içten yanmalı motor olsun hangi tarihte proje başlattı bu olmadı. Başlamadığınız bir şeyle ilgili bu nerde diye sormanız gibi bir şey var mıdır? Adamların 80 sene önce başlattıkları işleri biz 8 sene önce başlattıysak burada kimse kolay kolay kimseye teknoloji vermiyor bunu tecrübe ettik.
TEKNOLOJİ VERİLMİYOR MU?
Kimse kimseye teknolojisini vermez. Belirli unsurlarda birkaç nesil eski teknolojiyi aldığınız belirli ürünlerde sizin öğrenme ve soru sorma kabiliyetinizle ilgili olarak yapılan bir işlemdir. Türkiye bunu belirli alanlarda tecrübe etmiştir. Türkiye zamanında ağırlıklı olarak dış tedarik yaptığı sistemlerde ne kadar yerli unsur oluşturabiliriz. Yerli sanayimize ne kadar katkı sağlayabiliriz gibi bir denklemi gündemde tuttu. TUSAŞ’ta F-16'lar monte edildi. Biz tamamen F-16 yapar hale geldik mi? Oralarda bir şeyler öğrenildi. Hangi seviyede olabildiği çok kısıtlıdır. Kimse kaşıkla besler gibi sizin ağzınıza bunu koymuyor. Transfer kelimesi belirli ölçüde sizin kabiliyetlerinizle fayda sağlar ama sınırlıdır. Bunun size getirebileceği nokta çok kısıtlıdır. Ondan ötesi tamamen sizin gayretinizdir.
RUSYA’NIN UKRAYNA OPERASYONU SIRASINDA T929, T925 FABRİKASI RUSYA’YA GEÇTİ. BU BİZİM MOTORLARI ALAMAMAMIZA SEBEP OLABİLİR Mİ?
Bizim oradan şu an için doğrudan aldığımız motorlar bazında AKINCI’nın motorları vardı. Belirli sayıda motor elimizde var. Ayrıca yine kendi geliştirdiğimiz motorların da AKINCI’ya kullanılabilecek motor çalışmamız bitti bitecek. Bir adım daha ileri gidebiliyoruz.
AKINCI TİHA’SINDA MOTOR BAĞIMLILIĞIMIZ TAMAMEN ORTADAN KALKACAK MI?
Evet, bu tüm platformlar için söz konusudur.
AKINCI’ya değişik motorlar uygulayabiliyoruz. Yerli motorumuzu koyabiliyoruz. BAYRAKTAR TB-3 diye bir model konuşmaya başladık. BAYRAKTAR ilk çıkan modeller ve uçanlarla şu ankiler arasında çok farklılıklar var. Bu ürün kendinizde olmasa bunun tasarım değişikliği ile ilgili dünyanın parasını vermeniz gerekiyor ve bunu da ya yaparlar ya yapmazlar.
ANADOLU GEMİSİNİN ÜZERİNDE İNDİRECEK UÇAK BULUNMADIĞI İÇİN BİZ BUNUN ÜZERİNE İHA VE SİHA İNDİRMEYE KARAR VERDİK DEĞİL Mİ?
Dünyada uçak gemisine inip kalkabilecek uçak sayısı çok azdır. Uçak gemisi dediğinizde uçak gemisinin uzunluğu ve kabiliyetlerine göre dikey iniş kalkış yapabilecek o mesafenin ne kadar kısa olacağı gibi çeşitli konularla çeşitli kabiliyetlere sahip uçakların olması gerekiyor. Bu kavram aslında çok uygun geldi. Bir jet savaş uçağının havada kalma süresini düşündüğünüzde bunlarda çok sayıda koyup çok fazla havada kalabileceğiniz gibi bir operasyonel kavram aklınıza geliyor.
ANADOLU GEMİSİNE KAÇ TANE İHA VE SİHA KONUŞLANDIRMAK MÜMKÜNDÜR?
50’den başlayıp 110’a çıkıyor. Bizim şu andaki gemimiz olarak düşünecek olursa en az 50 İHA ve SİHA’dır. Şu anda AKINCI’nın konuşlandırılabileceği bir platformdan bahsetmiyorum. Jet motorlu insansız hava aracımız şu anda maketi yok ama BAYKAR bu anlamda önemli adımlar attı. Bir taraftan TUSAŞ’ın da çalışmaları var yakında jet motorlu İHA ve SİHA’larımızla geleceğiz. Önümüzdeki seneyi bekleyin.
Milli Muharip Uçak (MMU) NE AŞAMAYA GELDİ?
MMU parça kesimine başladık. Dün TUSAŞ’taydım. Bizim sık sık yaptığımız tasarım toplantıları var. Orada iyi bir seyrin olduğunu gördüm. Bir taraftan uçağın çeşitli parçalarını ortaya çıkarıyorlar. Uçak gövde ve şekil sadece bir şey değil bunun üzerine koyduğunuz unsurlar. Bir radarı şu anda kullanılan en iyi radarlardan biri olmak durumundadır. Gerek boya malzemesi için çeşitli teknolojiler edinilmiş gerekiyor ki bunlar edinilmiş durumdadır.
Radar görünmezlik teknolojisiyle ilgili, radarınız ve elektronik sistemlerinizle ilgili, motor teknolojileri ile ilgili çok çeşitli kabiliyetler var ve bilim adamlarınızı çalıştırıyorsunuz. Şu anda alt sistemlerdeki çalışanları da düşünürsek 4 bini aşkın insan MMU için çalışıyor.
PANDEMİ SEBEBİYLE GECİKME OLDU MU?
Hangardan çıkışımızı biz gelecek yıl yapacağız. 2025 ilk uçuşumuzdur. Daha sonra kuvvetimizin hizmetine alacağı ilk filoyu kurma tarihimiz 2029’da gelecektir. Uçan bir sistemi olgun bir şekilde geliştirerek vereceksiniz. Filoya katılması demek şudur. Artık muharebe ortamında sorunsuz. Tüm testleri geçmiş, uçan pilotunuza verdiğinizde harekat alanında bunu tamamen kafası rahat bir şekilde operasyonel unsurların test etmiş şekilde kullanabileceği hal demektir. Onun için bu süreler uzun gelebilir. Platformun olgunlaşması için gerekli süre ve o süreç içerisinde de bu tasarımda çeşitli değişiklikler üzerine gelebilir.
MMU’DA MOTOR ÜRETİMİ KONUSUNDA NE DURUMDAYIZ?
Motorda bizim öğrenilmiş derslerle birlikte alternatif bir yol hattımız var. İlk aşama için F-16 motorları kullanılacak. F-16 motoru kullanıldığında nihai olarak hedeflediğimiz 5’inci nesil uçağın altında kalacağız. Ondan sonra yurt dışından alternatif motor kaynağımız daha var onu söylemek istemiyorum. Bir taraftan da yerli tasarım çalışmalarımız devam ediyor. Rolls Royce firmasının uzun zamandır bize teklif ettiği iş birliği modeli var. Endişelerimiz vardı belli bir aşamaya geldik onlarla da bir çalışmamız devam ediyor.
ROLLS ROYCE’DAN ORTAK MOTOR GELİŞTİRMESİ KONUSUNDA İYİ BİR YERE GELİNDİ Mİ?
İyi bir noktaya geldik. Bizim tatmin olacağımız model yoktu masada bunu konuşa konuşa bir araya getirdik. Şu anda kabul edilebilir bir noktadayız.
S-400 ALIMI SEBEBİYLE ABD’NİN YAPTIRIMLARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’NİN F-35 UÇAK PROGRAMINDAN ÇIKARILMASINDA BİR GELİŞME VAR MIDIR, TÜRKİYE’NİN F-35'E DAHİL EDİLMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?
F-35'te karar bizim değildir. Tek taraflı ve haksız bir karar verildi. Kararı veren karşı taraf olduğu için biz onlar şunu yapar demek istemiyoruz. Konunun etraflıca görüşülmesi için heyetler var. Bu heyetler görüşmelere devam ediyorlar. Bizim gördüğümüz taraflar bu meseleyi sükunetle adil bir şekilde nasıl çözebiliriz konusunda konuların masaya yatırılıp hangi konuda ne yapılabilir diye konuşuluyor.
Şu anda görüşme trafiği devam ediyor. Bize sorarsanız ben bu konuyu kapatıp kenara koydum. Öyle bakmak zorundayım. Türkiye’nin alımı olarak söylüyorum. Konunun halledilmesi şu anda müzakere masasında. Benim defterimde artık bu kapandı. Ben bunu yok farz etmek zorundayım.
TÜRKİYE BU ARADA BİR BOŞLUK YAŞAMAMAK İÇİN İHTİYAÇ DUYDUĞU BİR UÇAK İÇİN F-16 BLOK 70 PROGRAMINA BAŞVURDU. BU KONUDA UMUTLU MUSUNUZ?
Sorumlu olduğumuz işler açısından bizim ne yapmamız gerektiğinde F-35 defterini kapatmamın sebebi de bu. Türkiye’de bunlar olmayacakmış gibi yürümek zorundayım. Onların gelmesi bir ihtimal olması bile benim o ihtimallere güvenmemem gerekiyor F-35 için söylüyorum. F-16 meselesi bir alternatif olarak masaya konuldu. Ama onun dışında şunu söylüyoruz. F-16 ile ilgili Türkiye’de yapılan çalışmalarla beraber Türkiye bu konuda uçakları modernize etme konusunda çok iyi bir durumdadır. O mecrada bir sonuç alınırsa ne aladır. Bizim için olumludur. Sonuç alınacak burada bekleyelim diyecek bir lüksümüz yoktur. Sonuç alınsa dahi kendi kabiliyetlerimizin bir an önce masada olmasını sağlayacak tedbirleri almamız lazım. F-16 modernizasyonu konusunda Türkiye çok iyi bir noktadadır. Bu modernizasyonu kendimiz çok iyi bir şekilde yapmaya başladık. O konuda duramayız şu olacak diye bekleyemeyiz. Olacak adımlar olursa ne ala ama olmazsa unsurunu her zaman düşünüp ona göre tedbir almak durumundayız.
İHA SONRASINDA OTONOM SİSTEMLER NEREYE GİDİYOR, BİZ NE DURUMDAYIZ?
Orada şimdi yeni bir model deniyoruz. İhale açalım geliştirme başlasın demedik. Bu konudaki firmalarımız kabiliyetlerini göstersinler. Biz de onları görelim ondan sonra önlerini açalım bu da iyi bir model oldu. O modeller çok büyük masraflar isteyen işler değildi. Şirketlerimizin belli kabiliyetleri vardı. Geliştirdikleri ürünlerin kabiliyetlerini bize gösterdiklerinde biz önlerini açmakla ilgili tedbirler aldık. Sınırlı sayıda üretimler yaptırım sahadan gelen bilgilerle nesiller üretmekle ilgili bir yol haritası kuralım dedik. Ürün başarısı gösteriliyor. Biz ona destek oluşturuyoruz. Sınırlı sayıda bir seri üretim ve sonunda gelen geri bildirimlerle daha büyük üretimler söz konusu. Bunu hem deniz hem kara araçlarında yaptık. Birkaç model sahadadır. Bizim vizyonumuzda şu vardır. Çeşitli otonom unsurların sahada oldukları, birbirleri ile haberleşebildikleri, komut alıp komuta kontrol sistemiyle idare edilebildikleri, görmeden görüp, vurmadan vuracak bir teknolojiyi sahaya verebilmektir.
TUSAŞ’IN GÖKBEY PROJESİNDE SON DURUM NEDİR?
GÖKBEY’in bu sene ilk teslimatlarını yapacağız. İlk teslimatları jandarmaya yapacağız. Türkiye ilk defa bir yerli helikopteri tamamen kendi tasarladı ve uçurdu. İlk uçuşunda helikopter üretimi yapanların bize söyledikleri 'Bu kadar başarılı olacağını tahmin etmedik' denildi.
Bizim şu anda ATAK helikopterimizin ağır sınıfı olan bir model geliştirmesi GÖKBEY’in harekat alanında görev alacak çeşitli modifikasyona tabi tutulmasıyla ilgili bir çalışmamız vardır. Havacılık konusu testin çok önemli olduğu bir kavramdır. Çekirdek motoru çalıştırıldı ama motorun testiyle ilgili bir sürecimiz var.
İnsansız kara araçlarımızda 3 modelimiz var. Daha küçük ve büyükleri vardır. Kendi başına çeşitli çevreyi tanıma ve hareket edebilme hem otonom hem de insansız gidebilen bir ürünümüzdür. Lazer işaretleyici koyabilirsiniz. Lazer silahı koyabilirsiniz gibi. Tekerlekli araçlarımızın daha küçükleri vardır. Bunları HAVELSAN geliştiriyor. Başka modeller geliştiren iki şirketimiz daha var.
Bunları sahaya verdikçe ve performansı görüldükçe ilgi artacak. Katalog üzerinde gösterdiğinizde etkisi minimaldir. Test videolarını gösterdiğinizde bu değişiyor. Albatros’un sürü halinde yaptığı operasyonu gördüğümüzde harekat ortamının ne kadar değişebileceğiyle ilgili algı değişebilir.
HAVA SAVUNMA SİSTEMİNDE MEVCUT SİSTEMLER ARASINDA KAPASİTEMİZ NEDİR?
25 km HİSAR 0+ ile başladık. SİPER’in Blok 0’ı 75 kilometreye ulaşacaktır. Bu menzili gördük, üzerine çeşitli unsurların konmasını bekliyoruz.
75 KM’LİK MENZİLE ULAŞAN VERSİYON NE ZAMAN TAMAMLANIR?
Test sonuçlarına bakacağız. Tam tarih vermem biraz zor, ama ben en geç önümüzdeki senenin başlarında bunu göreceğimizi söyleyebilirim."