07.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
LEVENT KÖPRÜLÜ
Dünya çapındaki 175 Fiat - Chrysler Grubu fabrikası içinde, “Dünya Klasında Üretim” (WCM) programında “gümüş” seviyeye ilk ulaşan tesis olarak ses getiren, ardından da “altın” seviyeye yükselen Tofaş, “örnek alınması gereken tesis” konumunu pekiştirmişti. Tofaş’ta bu konuda uzman 12 çalışan, şimdilerde ABD, Çin ve Hindistan başta olmak üzere Fiat - Chrysler Grubu tesislerinde kadrolu olarak eğitim veriyor.
2005’te finansal zorlukları aşmak ve tesisleri daha verimli kılmak amacıyla Fiat Başkanı Sergio Marchionne önderliğinde ve Japon uzmanların desteğiyle başlatılan Dünya Klasında Üretim felsefesi, o tarihten bu yana tüm grup fabrikalarında uygulanıyor. Programın ilk yıllarında “En Hızlı İlerleyen Fabrika” ödülünü alan ve ardından “bronz” seviyeye gelen Tofaş, 2009’da Fiat dünyasında “gümüş” seviyeye ulaşan tek tesis olmuştu. Geçen yıl “Altın Fabrika” seçilmesinin ardından önceleri fabrikaya gelen heyetlere WCM seminerleri veren Tofaş, artık bunu Fiat-Chrysler dünyasında özel görevlendirdiği çalışanlarıyla yapıyor.
Bursa’dan giden çalışanlar, ABD, Çin ve Hindistan’daki tesislerde kadrolu olarak eğitimlerini sürdürürken, birkaç yıl içinde yeniden Tofaş’a dönecek.
‘Sistemi özümsedik’
Tofaş CEO’su Kamil Başaran, “Arkadaşlarımız artık WCM’i tam anlamıyla özümlemiş durumda. En sert kuralları bile uygulamayı başardık. Arkadaşlarımızın bir bölümü gittikleri ülkelerde yerel kadrolara geçtiler. Elbette Tofaş’a geri dönecekler. Orada doçent gibi WCM’in gereklerini anlatıyorlar” dedi.
Yurt dışında eğitim veren 12 elemanları bulunduğunu kaydeden Başaran, “WCM konusunda Çin, Hindistan ve ABD bölgelerine bizim arkadaşlarımız bakıyor. Örneğin Chrysler’da 3 kişi var. Amerika’daki Magneti Marelli tesisinde de iki arkadaşımız çalışıyor” diye konuştu. Tofaş’ın aynı zamanda Fiat-Chrysler grubunun yeni tesislerinin kurulmasında da aktif rol aldığını hatırlatan Başaran, Fiat 500L’yi üreten Sırbistan fabrikasının yanı sıra Çin’de kurulan fabrikanın da Bursa’dan giden mühendislerin desteğiyle üretime hazırlandığını söyledi.
18.3 milyon $’lık Ferrari
Klasik otomobil dünyasında hareketlilik sürerken, “oldukça ender” bulunan bir tomobil daha rekor fiyatla el değiştirdi. Zamanında farklı pilotlarla pek çok yarışa katılmış olan 1954 model Ferrari 375-Plus, 18.3 milyon dolara el değiştirdi.
Ferrari 375 modelinin tamamen yarışa özel geliştirilen bir versiyonu olan bu araç, 4.9 lt hacimli bir V12 motorla donatılmış. 330 HP güce sahip otomobil, ünlü İtalyan tasarım firması Pininfarina tarafından hafif bir gövdeyle şekillendirilmiş.
1954 yılında Mille Miglia (1000 Mil) yarışında Umberto Maglioli pilotajında kullanılırken, aynı yıl Silverstone ve 24 saatlik Le Mans yarışında birinciliklere imza atmış. Seceresi başarı dolu yani...
‘Artık farklı bİr Tofaş var’
Tofaş CEO’su Kamil Başaran, 6 markaya üretim yaptıklarını, Fiat-Chrysler dünyasının “ender” sayılabilecek tesislerinden biri olduklarını da vurgulayarak, “Yarım asır öncesinden daha farklı bir Tofaş var. Bakışıyla, duruşuyla, bütünün parçası oluşuyla... Edilgen değil, etken bir tesis olduk” ifadesini kullandı.
Farklı markalara üretim yapmanın, kendilerine büyük bir deneyim ve beceri kazandırdığını, son olarak RAM projesinin de bunlardan biri olduğunu dile getiren Başaran, “Dolayısıyla Türkiye’de üretim yapan pek çok fabrikadan daha değişik ve kapsamlı bir işimiz var. RAM projesinde de ciddi bir beceri kazandık. Üstelik bu konuda Marchionne’nin isteğiyle projenin hızlandırılması söz konusuydu. Buna rağmen başardık” diye konuştu.
Ar-Ge bölümünü büyüttüklerini, yeni binaya taşıyıp, mühendis sayılarının 700’lü rakamlara ulaştığını anlatan Başaran, şöyle devam etti:
“Otonom Ar-Ge yapısına geçtik. Gerektiğinde herşeyi yapabilecek durumdayız. Bu yeni aşamayla, kavram yani yeni bir ürün tanımını belirleme sürecinin de önemli parçası olduk. Ayrıca İtalya ile ortak çalışmalarımız oluyor. Yakışıklı İtalyanların arasında Türk çocuklarımız da çalışıyor. Geldiğimiz nokta budur. Yeni noktada, sadece üretimle kalmayıp, ana merkeze bir takım projeler geliştiren, şirket üzerinden başka yerlere gönderen merkez aşamasına gelebiliriz.”
Skoda İlk 6 ayda yüzde 30 büyüdü
Skoda, yılın ilk yarısında Türkiye’deki satışlarını artırırken, yıl sonu pazar payı hedefine ilk 6 ayda ulaştı. Yıl sonu için yüzde 2.5 pazar payı hedefi koyan Skoda, haziran ayında yüzde 2.54’e ulaşmayı başardı.
Son bir yılda Octavia, Superb ve Yeti’deki 1.6 lt TDI dizel motor ve DSG otomatik şanzımanlı seçenekleriyle hızlı büyüme trendi yakalayan Skoda, pazardaki daralmaya karşın payını artırmaya devam ediyor.
Haziran ayında payını geçen yıla göre yüzde 25’in üzerinde yükselten Skoda, yüzde 2.54’e ulaştı. Bu da, yıl sonu için markanın koyduğu 2.5’lik pazar payının yakalanması anlamına geliyor. Bununla birlikte yılın ilk yarısında 5 bin 552 adetlik satış gerçekleştiren Skoda, bu dönemde de yüzde 2.45 pazar payına ulaşmayı başardı.
Skoda satışlarında aslan payı, Octavia’nın oldu. Haziranda 479 adetle markanın en çok satan modeli olurken, yılın ilk yarısında da 2 bin 459 adede ulaştı. Onu sırasıyla Superb, Yeti ve Rapid ailesi izliyor.
Sportif Astra da dizellendi
Opel’in yeni 1.6 lt dizel motoru, Astra’nın HB, Sedan, Sports Tourer modellerinin ardından bu kez de sportif GTC modelinde de sunulacak. Segmentinin en sessiz ve en güçlü motoru olmasıyla dikkat çeken 1.6 lt dizel motor 136 HP güç ve 320 Nm tork değeriyle öne çıkıyor. 130 HP’lik 1.7 lt dizele göre yüzde 7 daha fazla tork üreten motor sayesinde Astra, 0’dan 100 km/s hıza 10.3 saniyede ulaşabiliyor. Yakıt tüketimiyse fabrika verilerine göre 100 km’de ortalama 4.1 lt.
Kübalılar yeni otoya sadece baktı!
Küba’da otomobil sevgisi yüksek de olsa, 1959’daki devrim sonrasında yeni otomobil satın almak imkansız hale getirilmişti. Kübalılar da, bunun için özellikle 50’li yıllardan kalan klasikleri sürekli tamir ederek kullanmaya çalışıyor, bu araçları nesiller boyu elden ele devrediyorlardı. Ve, bu yılın başından itibaren yeni otomobil satışına izin verildi. Peki sonuç ne oldu? 6 ayda sadece 50 yeni otomobil, 4 adet de motosiklet satılmış.
Türkiye’de başlangıç fiyatı 83 bin 600 TL olan son model bir Peugeot 508’in Küba fiyatı 262 bin dolar, yani 558 bin TL. 2005 model bir Renault ise 25 bin dolara satılıyor. Ülkede aylık ortalama gelirse 20 dolar civarında. Yani bu fiyatlar, Kübalıları biraz değil, hayli zorlar...