31.01.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mithat Yurdakul
Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, enflasyonun 2020 sonunda yüzde 8.2, 2021 yıl sonunda yüzde 5.4’e gerileyeceğinin tahmin edildiğini açıkladı. Çin kaynaklı koronavirüs salgınının yayılması halinde dünya büyümesinin önemli ölçüde etkilenebileceğini anlatan Uysal, “Ticaret ve emtia fiyatları üzerinde etkileri olabilir. Olayın başlangıcından bu yana geçmişte yaşanan benzer durumlarda küresel ekonomi nasıl etkilenmiş takip ettik” diye konuştu.
Uysal, 2020 1. Enflasyon Raporu toplantısında yaptığı konuşmada, enflasyonun 2020 yıl sonunda yüzde 8.2 olarak gerçekleşeceği, 2021 yıl sonunda yüzde 5.4’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağının tahmin edildiğini belirterek, “2020 ve 2021 yıl sonu enflasyon tahminlerinde değişiklik yapmadık” diye konuştu. Ünsal, 2020 için gıda enflasyonu tahmininin de yüzde 11 olarak korunduğunu ifade etti. Enflasyon görümündeki iyileşmeyle oluşan manevra alanını temmuz ayından itibaren güçlü faiz indirimleriyle kulllandıklarını ifade eden Uysal, Türkiye’nin risk priminin bir önceki rapor dönemine göre belirgin ölçüde gerilediğini kaydetti. Tüketici enflasyonundaki gerilemede döviz kuruna dikkat çeken Uysal, “İşlenmemiş gıda ve ithalat fiyat gelişmeleri de enflasyondaki düşüşe destek verdi. Alkol ve tütün ürünlerindeki otomatik vergi ayarlanmasının ertelenmesi, mobilya ürünlerinde bir miktar KDV düşüşü ve akaryakıt ürünlerindeki eşel mobil uygulaması enflasyon görünümünü olumlu yönde etkiledi” şeklinde konuştu.
Çin virüsünün etkisi
Çin kaynaklı koronavirüs salgınının piyasalar üzerindeki etkisi için de Uysal, “Dünyanın en önemli ekonomilerinden Çin üzerinde bu durum yayılmaya ve büyümeye devam ederse, tabii ki büyüme rakamları üzerinde ciddi etkisi beklenir. Ticaret ve emtia fiyatları üzerinde etkileri olabilir. İlk olarak piyasalarda riskten kaçış ve risk algılamasının artması yönünde etki yarattı bununla birlikte de petrol fiyatlarında aşağı yönlü baskıya neden oldu. Bu durumun nereye evrileceğiyle ilgili ciddi belirsizlikler var. Olayın başlangıcından bu yana geçmişte yaşanan benzer durumlarda küresel ekonomi nasıl etkilenmiş takip ettik. Gerektiğinde elimizdeki tüm araçlarla adım atma imkanımız var” diye konuştu.
Uysal, salgınla birlikte petrol fiyatların baskılanmasının Türkiye için olumlu olduğunu, ticaret ve sermaye bakımından ise negatif durumla karşılaşılabileceğini söyledi.
Taşınma esprisi: İstanbullu olduğum için taşınmıyoruz
Merkez Bankasını taşınma konusunun uzun zamandır gündemlerinde olduğunu belirten Uysal, “İstanbul Finans Merkezi (İFM) kapsamında yerimiz var, bina çalışmaları da başladı. Bu bir süreç. Bazı birimlerimizi önden İstanbul’daki bir binaya taşıyoruz” dedi. Normalde İstanbulda ikamet ettiğini anlatan Uysal, gazetecilerle sohbetinde, “Evim İstanbul’da olduğu için taşınmıyoruz” diye espri yaptı. Edinilen bilgiye göre, Merkez Bankası’nın ana birimleri önümüzdeki nisan ayında İstanbul’a taşınacak. Merkez Bankası yönetimi, İFM’deki yeri hazır oluncaya kadar geçici bir binaye yerleşecek. Taşınma kapsamında 2 bin 500 civarında personelin İstanbul’a gideceği belirtiliyor.
Faiz adımları fiyatlara yansıdı
“İhracat ve ithalat gelişmelerine baktığımızda mevcut düzeylerin rekabetçi olduğunun tespitini yapıyoruz” diyen Uysal, kredi büyümesinin son dönemde iyileştiğine dikkat çekti. Tüketici kredilerindeki hızlanmaya işaret eden Uysal, “Attığımız faiz adımlarının etkisiyle aktarım mekanizmasının fiyatlara tam anlamıyla birebir yansıdığını söyleyebilirim. İhtiyaç kredisi tarafında ciddi bir kredi ivmelenmesi oldu” diye konuştu.
Uysal, “Elazığ depreminin ekonomi üzerindeki etkilerinin sınırlı ve bölgesel olmasını bekliyoruz” diye konuştu.