05.12.2023 - 13:02 | Son Güncellenme:
Şaduman TÜRKAY-Celal ATALAY/ANKARA (DHA)
Bakan Yumaklı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitü Müdürlüğü İkizce Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde düzenlenen Dünya Toprak Günü programına katıldı. Yumaklı, ekilebilir ve tarım yapılabilir alanların, dünyadaki nüfus artışı ile birlikte giderek azaldığını söyledi. Bu durumun toprağı sürdürülebilir şekilde kullanmanın zorunluluğunu da beraberinde getirdiğini belirtti. Yumaklı, gıda ihtiyacının yüzde 95'inin topraktan karşılandığını söyleyerek, "Tarım alanlarının, kullanım amaçları dışında faydalanılmasıyla alakalı birtakım düzenlemeler yaptık. Tarım alanları, sadece tarımsal faaliyetler için kullanılmalı. Özellikle de miras yoluyla bölünmeler, en büyük problemlerimizden bir tanesiydi. Bununla ilgili düzenlemeler gerçekleştirildi. Yaklaşık 7 milyon hektarlık toprağın toplulaştırılması yapıldı. Bütün bunlar toprağımızın sürdürülebilir kullanımıyla alakalı, gerçek amacında kullanılmasıyla alakalı düzenlemeler. Bu 7 milyon hektarlık toplulaştırma yapılan alanı, çok kısa bir süre içerisinde 9 milyon hektara çıkarmış olacağız. Ayrıca şu anda yaklaşık 9,3 milyon hektara tekabül eden 440 büyük ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik. 500 büyük ovaya çıkarma çalışmalarımız devam etmekte" ifadelerini kullandı.
'ANIZA EKİM İLE DAHA AZ YAKIT TÜKETMEK MÜMKÜN'
Bakan Yumaklı, erozyon sebebiyle kayıpların engellenmesi amacıyla modern sulama teknikleriyle sulama yapmak isteyen çiftçilerin yapacağı yatırımlara yüzde 50 hibe desteği verdiklerini belirterek, "Toprak sadece bakanlık olarak bizim değil ya da sadece üretim yapan üreticilerimizin değil; aynı zamanda vatandaşımızın üzerinde hakkı olan bir varlık. Dolayısıyla, bizler toprağı koruma konusunda her zaman için milli bir vazifeye sahibiz. Bugün burada doğrudan anıza tohum ekme işlemini de gerçekleştirdik. Özellikle kurak alanlarda, 500 milimetrenin altında yağış alan yerlerde doğrudan anız üzerine ekim yapmanın geleneksel usullere göre hem verim açısından hem kalite açısından hem de yapılan masraflar açısından çok daha avantajlı olduğunu tespit ettik. Bu yöntemle daha az yakıt tüketmek mümkün. Aynı zamanda toprakla ilgili işlemin minimumda olması sebebiyle, erozyon ve diğer etkenlerden de en az etkilenmesi söz konusu olacak. Yine burada Tarımsal Araştırma Geliştirme Merkezimizin geliştirmiş olduğu Bayraktar isimli tohumun bir bölümünün, biraz önce tarlaya ekimini gerçekleştirmiş olduk" diye konuştu.
'SERTİFİKALI TOHUM ÜRETİMİMİZ 10 KAT ARTTI'
TAGEM aracılığıyla bugüne kadar tarla bitkilerinden 953, bahçe bitkilerinden de 1027 tohum geliştirildiğini aktaran Yumaklı, "Sertifikalı tohum bunların arasında son derece önemli. Tekraren altını çizmek istiyorum. 21 yıl öncesine göre sertifikalı tohum üretimimiz 10 kat arttı. Sertifikalı tohum üretimlerinin ülkemizde kullanılan tohumlukların yüzde 97'si yine bu topraklarda üretilen tohumlardan elde ediliyor. Elbette çok önemli diğer bir husus, ata tohumlarımız. Altını çizerek belirtmek isterim. Hali hazırda 37 ata tohumumuz tescil edildi ve Gen Bankamızda koruma altına alındı. Şu anda araştırma merkezlerimiz, araştırma enstitülerimiz 313 ata tohumunun da incelemesini yapmakta. Daha sonra da bunların sertifikalandırılması gerçekleşmekte. Olumsuz etkileri engellemek amacıyla bizler sertifikalı tohum kullanımını zorunlu hale getirdik. Herhangi bir şekilde ata tohumlarının kullanılması ya da satılmasıyla alakalı bir yasaklama söz konusu değil. Eğer incelemesi tamamlanmış, tescil edilmiş bir tohum ise bununla ilgili herhangi bir yasaklama söz konusu değil" ifadelerini kullandı.