03.03.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Amacı herkesin kendini gerçekleştirirken birbirine destek olduğu bir dünya yaratmak. İflah olmaz spor sever. Bu haftaki konuğumuz Melis Abacıoğlu Sezener. “Vizyonu olan, bir yere gelmek için inatla çalışan, birbirine destek olan kadınlar olarak her şeye rağmen inatla hayattan keyif almak için ona diş geçiriyoruz. Sırıtıyoruz, her şey kötü olsa ya da öyle gelse bile. Daha güzel yapmak için uğraşıyoruz. Karınca çalışkanlığı ile... Size çok saygı duyuyorum” diyor.
- Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Alman Lisesi sonrasında Columbia Üniversitesi’nde matematik ve sanat okudum. Toplamda beş sene çalıştıktan sonra kendi şirketlerimi kurdum. Actifit, kurumsal firmalara kurumsal wellness hizmeti vererek çalışanların “iyi” hissetmeleri için bir dijital platform sunuyor. SWEATers, ortağım Elif Boyner ile spor severleri spor deneyimleri üzerinden bir araya getiren ve SWEAT FEST gibi farklı buluşma noktalarında onlara bir topluluk sunan bir mobil uygulama. Kızlar Sahada ise kız çocuklara ve kadınlara futbol üzerinden “yapamazsın” denilen toplumsal cinsiyet yargılarını kıran bir sosyal girişim. Sekiz yıldır evliyim ve çılgın bir kızım var. Deliler gibi tenis oynuyorum, haftanın en az altı günü spor yapıyorum. Her sabah yazı yazıyorum.
Kaşındıran tutku!
- Sizi lider ya da kişi olarak değiştiren, olgunlaştıran, buymuş dedirten bir başarısızlık anınız var mı?
Başarısızlık benim için ölümden bile daha korkutucu. Sanki başarısız olursam ‘ben’ diye tanımladığım her şey paramparça olacak. Ama işte hayat öyle olmuyor. Bu kadar kriter ve kıyas koyunca ister istemez hayatın tamamı ‘Başarısız mıyım?’ üzerinden bir sorgulamaya dönüşüyor. O yüzden de bir değil onlarca anı var bende.
- Sektörünüze girecek bir girişimci ve yeni mezuna önerileriniz nelerdir?
Bu ya da herhangi bir sektöre gerçekten yanan, kaşındıran, dürtükleyen bir tutkunuz varsa ve sizi ittiriyorsa girin.
- 2030 senesinde sektörünüz nasıl değişecek?
Kişiselleştirme tavan olacak. Algoritmaların takip ettiği rutinlerimiz sayesinde istediğimiz iyi yaşam hedeflerine çok daha hızlı ulaşacağız. Kronik hastalıkların bir çoğunun sürdürülebilir çözümleri bulunacak. Biz 2030’da, “Ben insan olarak ne yaparsam işe yarar hissederim” gibi çok daha duygusal wellbeing olacak.
- Bir gününüz nasıl geçiyor?
Sabah 7 ile 8 arasında uyanıyorum. Mila ve eşimle bomba gibi bir kahvaltı ediyorum. Eşyalarımı alıp işe gidiyorum. Üç saat yazı yazıyor ve o günün en önemli işi ile ilgileniyorum. O bitmeden kesinlikle başka hiçbir şeye bakmıyorum. En geç 17.00’de eve dönüyorum. Mila ile birlikte oyun oynuyor ya da kitap okuyoruz. O erkenden uyuyor, sonrasında da eşimle ya da arkadaşlarımla zaman geçiriyorum.
Sevgi emeksiz olmuyor
- Mutlu kadın, mutlu erkek, mutlu eş. İş hayatında başarılı olmak bir takım oyunu. Bu yoğunlukta eşimi ihmal ediyorum tasasında olanlara ne önerirsiniz?
Eşinizi ihmal etmeyin. Bu kadar. Nokta. Vücudunuzun içinden sonra yaşamanız gereken tek yer o evin içi. Ve o evin içi sevmediğin bir eşle kesinlikle çekilmiyor. Sevgi de emeksiz olmuyor. Emek ne demek? Bence oyun oynamak demek. Bazen saçma sapan kıkırdamak demek. Çocuğun siyah puantiyeli, kırmızı o elbise ile deniz kızı taklidi yapıp dans ederken bunu paylaşan o iki kişinin yapabileceği şekilde bakışıp gülmek demek.
- Hayatınızın dönüm noktası ne idi?
Frankfurt’ta çalışıyordum. Unvanım, kazandığım para, birlikte olduğum adam. Hepsi mükemmeldi. Ama değildi. Depresyondaydım. Hayatta başka bir amaca hizmet etmek istediğime karar verdim. Sonrası ise yukarıda...
Ortak akla inanıyor
- İşte sizi çıldırtmak için ne yapalım?
Beni görmezden gelin. E-mail atayım cevap vermeyin. Ölü taklidi yapın. Kapınıza ustura ile dayanabilecek kıvama geliyorum böyle durumlarda.
- Şu an bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapıyor olurdunuz?
20 yıl önce sorsanız profesyonel tenisçi derdim. 10 yıl önce sorsanız yönetim danışmanlığı derdim. Beş sene önce sorsanız tam zamanlı sosyal girişimci. Bugün sorduğunuz için, kurgu romanları yazıyor olurdum derim.
- İşte kilitlendiğinizi hissettiğinizde ne yaparsınız?
Çalışmayı bırakırım. Bayağı, ciddi ciddi. Eşyaları topla, eve git modu. Ya da ortaklarımı ararım. Bazen sizin çıkamadığınız dört duvarlara onlar kurşun kalemle bir kapı çiziveriyorlar ve voila!
Kitap olmazsa çıkmam
- Çantanızda olmazsa olmaz ne var?
Kitap. Olmazsa çıkmam abi!
- Sabah çay mı kahve mi?
Tek bir Americano.
- Gizli kahramanız kim?
Kocam ve kızım. Serena Williams. Kimsenin görmediği, alkışlamadığı kahramanlarım var. Böyle yaşayan insanlar çok duygulandırıyor beni. Seni görüyorum demek istiyorum onlara. Çabanı takdir ediyorum. Bana ilham veriyorsun.
Hedefleri net
- Hedeflerinizi nasıl koyarsınız?
Şimdi, 1 yıl, 5 yıl, 10 yıl...
10 yıl sonra etkimi milyarlarca insana yaymak ve bunu sürdürülebilir bir şekilde yapmak istiyorum. Beş yıl içinde şirketlerimin ve/veya diğer etkilerimin yurtdışına açılmış olmasını ve en az bir tanesinin satılmış ya da ürünleşmiş olmasını istiyorum. Bir yıl içinde Türkiye’de ek 60 müşteriye ulaşma ve büyük bir yatırım alma hedeflerim var. Hedefleri süreli ve net koymanın önemine inanıyorum.
BinYaprak nedir?
Kız kardeşim! Biz çalışma hayatında birbirimize destek olmak için BinYaprak’ta hep bir arada olan kadınlarız. Dijital işte kız kardeşlik networküyüz. İlham veren İlk Yapraklarımız, bize destek olan İlham Veren Şirketlerimiz, aklımızdaki soruları cevaplayan ve cesaret veren kadınlarımız, kadının iş hayatında yükselmesi için ben de varım diyen erkeklerimiz ile 10 bin üyelik ‘ilham ve destek platformuyuz. Hikayenin ve tecrübenin biricik olduğuna inanıyor ve seni çok merak ediyoruz!