11.10.2024 - 06:56 | Son Güncellenme:
DİDEM SEYMEN - Milliyet Gazetesi öncülüğünde ve yazar Abbas Güçlü moderatörlüğünde düzenlenen “Mesleki Eğitim Zirvesi”, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan Özel İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleşti. İki oturum kapsamında “Nasıl Bir Mesleki Eğitim?” sorusuna yanıt aranan zirvede, iş insanları ve sanayiciler daha nitelikli mesleki eğitim için görüşlerini paylaşarak, meslek lisesi öğrencilerine tavsiyelerde bulundular.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, “Bütün dünyada mesleki eğitim yükselen bir değer. Artık bilgiye ulaşmanın çok kolay olduğu bir çağda yaşıyoruz. Önemli olan bilgiyi nasıl kullanacağını bilmek. Üniversitelerde artık aldıkları bilgiyi nasıl kullanacağını anlatıyorlar ama hiçbir zaman bu mesleki eğitimdeki kadar karşılığını bulmuyor” dedi.
‘Statü sorunu çözülmeli’
Meslek liselerinde iki sorunun çözülmesi gerektiğini dile getiren Şendir, “Maaş ve statü çözülürse olur. Meslek lisesi mezunları artık üniversite mezunlarından daha yüksek maaşlar alabiliyor. Ama bir de sosyal statü kısmı var. Çoğumuzun; ‘Üniversiteyi bitirmezsem hayatta beni ciddiye almazlar’ dememesi lazım. Üniversite mezunu olmayanın da ekonomiye ne kadar değer kattığını anlatmamız gerekiyor. Türkiye’ye gazete olarak borcumuz var. Gelecek kuşakların hayatının daha iyi olması için bir şeyler yapmak zorunda hissediyoruz. Bunun temelinde de mesleki eğitim var. Çünkü mesleki eğitim Türkiye’nin en önemli meselesi. Bunu anlatmamız, mesleki eğitim mezunlarının sosyal statülerinin, çalışma koşullarının daha iyi olmasını sağlamak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘BU OKUL BİZİM MABEDİMİZ’
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Cem İnam: İçinde bulunduğumuz bu okul, bizim için sadece bir eğitim kurumu değil, tabiri caizse bizim mabedimiz. Çünkü burada yetişen her bir öğrenci, geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımız. Bizleri en çok motive eden şeyler ise onları sadece iyi bir birey olarak yetiştirmek değil, aynı zamanda aşkla bağlı olduğumuz sanayi ve üretim dünyası içine hazırlıyor olmaktır. Çalışmadan, üretmeden, özgür ve refah içinde bir toplum olamayacağımızı Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, bundan 100 yıl önce söylemişti. Bugün de bu ortamda bu söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu görüyoruz, yaşıyoruz. Sanayinin, üretimin ve girişimciliğin ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha da iyi anlıyoruz. Bu zirvenin mesleki eğitim konusunda ülkemizin geleceğine vizyon tutmasını, ülkemizin sanayisinin gelişmesine ve gençlerimizin parlak bir geleceği adım atmasına katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.
‘ÜNİVERSİTE KAPISINA YIĞILIYOR’
Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü: Türkiye’de eğitimin genel sorunları çok fazla ama en önemli sorunlardan biri mesleki eğitimde iyi yetişmiş kalifiye eleman, çırak, kalfa, ustabaşı bulamamak. İzmir, ikinci Meslek Eğitim Zirvesi’nde mesleki eğitim konusunda duyarlılık gösteren bir kentimiz oldu. Mesleki eğitimin daha da gelişmesi, iyileşmesi konusunda neler yapılabileceğini ele alıyoruz. Bunlara uzunca yıllar süren toplantılar sonrasında bir yol haritası çizilecektir. Türkiye’nin özellikle mesleki eğitimde çok ihtiyacı olan bir konuya derinlik kazandıran bir zirve oldu. Bir yandan 10 milyona yakın üniversite mezunu işsizken ya da mesleği dışında başka işlerde çalışanlar varken, bir yanda da ara insan gücü yok. İkisini örtüştürmemiz lazım. Dünyanın hiçbir yerinde okula başlayan her öğrenci üniversite önüne getirip yığılmaz ve üniversiteyi bitirmesi istenmez. Biz her öğrenciyi üniversite kapısına yığıyoruz ve kapıları da sonuna kadar açtık, üniversite diploması sahibi yapıyoruz. Gençler haklı olarak ‘Siz ne istediyseniz ben yerine getirdim şimdi bana iş verin’ diyorlar. ‘Kusura bakmayın devlet iş kapısı değildir, başınızın çaresine bakın’ diyoruz. Bu konuda ciddi sıkıntı var. Onlara iş sağlamak zorundayız.
Sanayi için mesleki okullar çok önemli
Zirvede mesleki eğitimin sorunlarına, sanayicinin ara eleman ihtiyacına dikkat çeken konuşmacılar, yapılması gerekenler konusunda tespitlerde bulundular. Gençlere “Diploma yeterli değil. Sosyal aktivitelerde yer alın, sorumluluklar taşıyın, iş insanlarıyla tanışın, eğitimlere katılın, ne istediğinize karar verin, hayal kurun ama hayallerin içinde de boğulmayın, aksiyona geçin” diye seslenen sanayici ve iş insanlarının konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
Ar-Ge yapabilen, sorgulayan, analiz yapan mühendisler...
Norm Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Uysal: Sanayicinin ara eleman ihtiyacı çok büyük. Endüstri meslek liselerinde yetişen talebelerimizin olması gereken seviyede olmadığını görerek, bilerek, tespit ederek organize sanayiyle birlikte bu yatırımı gerçekleştirdik. Biz Anadolu endüstri meslek lisesi adı altında bir okul yapmak ve birlikte yönetmek istedik. Buradaki amacımız gerçekten ihtiyaç olan eğitimi vermek, o kalitede eğitimi tüm talebelerimize sunmaktı. Tabii ilk başta biz kendi ihtiyacımız için girdik konuya ancak “Benim ara elemana ihtiyacım var, bunun için okul yaptırdım” demeyi bir sanayici olarak çok bencilce buluyorum. Halihazırda hem İzmir’de hem Salihli’de 2 tane de bu tarzda okulumuz var. Orada da talebe yetiştiriyoruz. Yine 4 yıllık lise mezunu diploması alıyorlar. Şu anda Yaklaşık 207 mezun verdik. Bugün 2 okulumuzda 206 talebe var. Okula girdiklerinden itibaren hem eğitimlerini veriyoruz hem de endüstrinin içerisinde ustalarımızın yanında eğitiyoruz.
Gerçekten eğitim çok önemli bir konu özellikle sanayi için. Fen liselerinde böyle laboratuvar yok. Bu laboratuvardan yetişmiş mekanik, teknik ve elektrik bilgisi olan bir öğrenci üniversiteye gittiği zaman Ar-Ge yapma kabiliyeti olur. Tercihi sanayide de çalışmak olabilir ancak Ar-Ge yapabilme kabiliyeti olan, sorgulayan, analiz eden ve bu konuda kendisini geliştirebilen mühendislere de gerçekten çok ihtiyacımız var.
‘Hayallerin içinde boğulmayın, aksiyona da geçin’
Socar Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Levent Kocagül: En güzeli başkalarının tecrübelerinden faydalanmak, kendiniz de tabii yaşayarak öğreneceksiniz. Biz bir mülakatta neye bakıyoruz, neye bakmaya ve neyin ötesini görmeye çalışıyoruz? Steve Jobs’ın konuşmasını çok seviyorum. Şunu buluyorum içinde: üniversiteden ayrılıyor ve kaligrafi dersi alıyor. Diyor ki konuşmasında, “O gün o dersi niye aldığımı bilmiyordum.” Ama bir gün bir araba garajında 3 girişimci oturup ilk Macintosh’u dizayn ederken, o harfleri ve klavyeyi dizayn ederken o bilgiyi kullanıyor. Diyor ki “Aslında biz noktaları koya koya gidiyoruz.” Hayat da o nokta. Bir girişim olabilir, bir eğitim olabilir, buraya katılmak olabilir. O noktalar geriye doğru yerleşiyor. Bir sanat, bir spor bile iş hayatında sizin network kurmanıza, sosyalleşmenize, çok yönlü bir insan olmanıza katkı sağlıyor. Soru soruyor musunuz? En çok da kendinize sorun, “Ne yapmak istiyorum, nasıl yapmak istiyorum, Nereye gitmek istiyorum?” Ama hayallerin içinde de boğulmayın, aksiyona da geçin.
‘Ben kendi işimi kuracağım’ deyin
Petrofer Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Taşkın: Babam memurdu. Hiçbir imkânım yoktu ama ben bir şeye karar vermiş, “Patron olacağım” demiştim. Dükkânımı açtım, süpürdüm, hiçbir işçi yokken yıllarca çalıştım. Hatta annem babam geldiklerinde utanıyorlardı. Çünkü komşu soruyor, “Ne yapıyor?” diye. Onlar istiyorlar ki “Bir fabrikada mühendis oldu” desinler. Biz dükkân süpürüyorduk ama buralara geldik. O bakımdan lütfen hedefiniz olsun; “Ben kendi işimi kuracağım”, “fabrikaya gireceğim”, “tekniker olacağım”, “mühendis olacağım”, “teknik üniversiteye gideceğim.” Bence, “Ben işimi kuracağım” deyin. Bu okula gelen her iş adamıyla tanışın. İşin başı tanışmak; ne kadar insan tanıyorsanız, onlar sizi ne kadar hatırlıyorsa; siz o kadar avantajlısınız. Bizlere de elemanlarımız müracaat ettiği zaman diploma notunu sormuyorum. “Okumaktan başka ne yaptın, bana bir şey söyle” diyorum. Neden? Çünkü bana desin ki; “Ben Ağrı Dağı’na gittim, 2.000 metreye kadar tırmandım.” Bu ne demek biliyor musunuz? Karar veriyor, sorumluluk taşıyor, hazırlık, strateji yapıyor. O bakımdan hayatta notun dışında, diplomanızın dışında da çok önemli sosyal aktiviteler yapın, belli sorumluluklar taşıyın. Bizim beklediğimiz arkadaşlarımızdan, en önemlisi; karar vermek. Karar da nasıl veriliyor? Yeni bilgilerle, eski tecrübelerle; böyle insanları dinlemekle, ben bile bu yaşta hâlâ herkesi dinliyorum.
'HAYATA ATILMAYI GECİKTİRMEYİN'
Zirvenin ikinci oturumunda konuşan katılımcılar küçük yaşlardan itibaren çalışmanın iş hayatlarında kendilerine nasıl faydalı olduğuna dikkat çekerek, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundular...
‘Gençlere, kendilerine güvenmeyi aşılamalıyız’
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace: Nitelikli eleman mı; çok iyi birer makine mühendisi mi yoksa birer mucit mi olacaklar? Bunun kararını verecek olanlar gençler. Biz burada sadece bu imkânları kendilerine sunuyoruz. Her şeyden önce memleketine inanan, aydın, çağdaş, laik, Atatürkçü, ülkesini seven, üretimden yana nesiller yetiştirmek istiyoruz. Ben adının çıraklık olmasına karşıyım. Eğitim merkezi desek belki daha doğru olacak. Bu merkezimizden de çok güçlü bir ara eleman ihtiyacımızı gidermeye başladık. Her firma kendi ara elemanını, kendi ustabaşısını, kendi emekçilerini yetiştirerek, kendi firmasına uygun olarak bu sorunun çözüleceğini düşünüyorum. Yani rol model olmak önemli. Mükemmeliyet merkezi kurduk. Burada 3-4 aylık sıkılaştırılmış mesleki eğitimler yapacağız. İzmir Kalkınma Ajansı’yla beraber projeyi götürüyoruz. Hem mesleki yetiştirmelerle hem ara eleman konularında üzerimize düşen katkıyı yapmayı planlıyoruz. Gençlere, kendilerine güvenmeyi aşılayarak ülke sanayisini çok iyi noktalara taşıyacağımıza inanıyorum.
‘Okuyun, araştırın, hayaliniz olan işi yapın’
Karabağlı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı: Eğitimin en temel yapı taşı aile eğitimidir yani ebeveynlere şunları sormak lazım: Çocuğunuza sorumluluk veriyor musunuz? Sorumluluğu takip ediyor musunuz? Bunu yaparsanız zaten o çocuk bir sorumluluk taşıması gerektiğini bilerek eğitiliyor. Aile eğitimi çok önemli. İkincisi çok fazla üniversite var. Gençlerden ricam, arzu ettiğiniz, heyecan duyduğunuz mesleği tercih edin ve iyi bir eğitim alabildiğiniz okula gidin ama yapamayacaksanız bir an önce hayata atılın. Hayata atılmayı geciktirmeyin. Üniversitenin üstüne bir de master yapılıyor, üstüne bir doktora yapılıyor. Yaş geliyor 32’ye. Ondan sonra hayata atılmak artık çok zor oluyor. O yüzden geciktirmeyin ama tabii ki hedefiniz olan hayaliniz olan iş kolunda ilerleyin. Ben meslek lisesi mezunu değilim ama 6 yaşında babasının atölyesinde yarım gün okula gidip yarım gün çalışmış, yıllarını böyle geçirmiş bir çocuğum. Demir atölyesinde bütün aletleri kullandım ve inanın bana bir mühendis olarak o kadar çok faydasını gördüm ki, bana o kadar yardımcı oldu ki, üstüne de bir de teoriyi ekledim. Teori de beni o kadar çok heyecanlandırdı ki geçmişte bazı cevabını bulamadığım soruların cevabını orada bulunca daha fazla okudum, daha fazla araştırdım. O yüzden okuyun, araştırın, hayaliniz olan işi yapın.
‘Önce emir almayı öğrendik sonra da paranın değerini’
Atik Metal Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Atik: Şirketimiz 1954’te kuruldu. Kurucu 3 amcam var. Üçü de Mithat Paşa Endüstri Meslek Lisesi mezunudur. İçlerinden sadece Nuri Amcam, Yıldız Teknik Üniversitesi’ne gitmişti. Orada mühendis oldu. Bugün bin 700’ün üzerinde işçi çalıştıran 3 tane tesis sahibiyiz. Bizim kuşak şunu çok iyi bilir, özellikle erkek çocukları çalıştırılırdı. Benim 7 yaşından beri yaz tatili diye bir durumum hiçbir zaman olmadı. Babam sanayiciydi, onunla fabrikaya gidiyordum. Sanayi sitelerinde çalıştırıldık ve biz çalışmaktan çok mutlu olduk. Çok şey öğrendik. İlk önce emir almayı öğrendik, sonra paranın değerini öğrendik. Çünkü pazartesiden cumartesiye çalışıyorsunuz size 15 TL para veriliyor. O 15 lirayı harcamak istemiyorsunuz çünkü orada çok büyük bir emek var. İnşallah sizler de öyle olursunuz, bizim devamımızı getirirsiniz. Ben şirketlerimde ister gönüllü ister mecburi, staja gelen her çocuğu kapıyorum. Bu çocukları çalıştırıyoruz. Gözlemci olarak tutmuyoruz; tulumu giydiriyoruz, tezgâhların başında öğretiyoruz. Bu jenerasyonla ilgili en büyük sıkıntım şu. Yeni mezun geliyor, “Benim ofisim nerede?” diyor. Sen içeride çalışacaksın. Mühendisin yeri içerisidir, orada öğreneceksin. En az 5 sene içinde rüştünü kanıtlayacaksın. Sonra da o ofisi hak edeceksin. O 3-5 sene sabırla çalışmamız lazım. Endüstri meslek liselerinde çıkan arkadaşlarımız inanın mühendisten en az bir sıfır önde benim şirketlerim için.
YARIN: Sektör temsilcilerinin mesleki eğitime yönelik önerileri neler?