24.02.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Fener’i Kadıköy’de yenmek ilk bakışta zor. Fener’in Kadıköy’deki gücüne bir de düdük üfleyen katılırsa zorluk kat sayısı büyüyor. Maçı bitirinceye dek savunmanın canı çıktı. Müthiş yarıştılar. Yarışın ötesinde savaştılar. Bir tek pozisyon bile vermediler. Kutlarız. Baskı altında az gittiler Fener kalesine ama temiz gittiler.
Dört net, elverişli pozisyon ürettiler. Öne geçtikten sonra hem de. İkinciyi atsalar Fener’in iyiden iyiye süngüsü düşecekti. Hele 76’da Halil yine müthiş beceri, kıvraklıkla kaleci Altay’ın burnunun dibine ulaştığı an yap pasını, görevini tamamla. Kaptan golün şehvetine yenik düştü. Tabelayı ikileyip akşamın futbolcusu olmaya soyundu. Oysa öyleydi zaten.
Diabate’yi es geçmeyelim
Bir bütün olarak Kadıköy’de müthiş yarıştılar. Kazanılan üç puan çok değerli. Ama ondan da değerlisi takım olma bilincinin pekişmesi. Notlarıma bakıyorum, Halil’in golünde yine harika bir savunma arkası koşusu. Diabate’nin kusursuz pası. Ve baskı altında karşı ataklarla kaçanlar. Yaşamı anlamlı ve değerli kılan, var oluşuna felsefeyi katmaktır. Futbolda da öyle. Bilimin yol göstericiliğinde yarışan bir takım çok şeydir.
Fatih Tanfer: Hem oyuncuları hem de takım halinde futbolu her geçen gün gelişen Göztepe, Fenerbahçe’yi evinde yendi. Göztepe maça hızlı başladı. Etkili bir ön alan baskısı yaptı. Bu doğru oyunun sonucu olarak, Diabate’nin 70 metrelik harika pasını değerlendiren Halil, 9. dakikada attığı golle Göztepe’yi 1-0 öne geçirdi. Teknik Direktör Ünal Karaman, Fenerbahçe’yi doğru analiz etmiş. Ve oyun planını da ona göre kurgulamıştı. Rakibinin orta alanı ile hücumu arasındaki bağlantısını kesti. Ve maç boyunca da iyi bir savunma performansı ortaya koydu. Göztepe’nin doğru oyun anlayışı karşısında Fenerbahçe merkezden hücum yapamadı. Kenardan yaptığı ortalarla doğan karambollerden gol aradı. Kaleci İrfan Can, stoperler Atınç ve Alpaslan hava toplarını rahat bir biçimde kesti. Yerinde müdahalelerle pozisyon vermedi. Direnci üst düzeyde bir Göztepe izledik. Bu galibiyetin önemli nedenlerinin başında Göztepe’nin istek ve kondisyonu geliyordu. Maç boyunca dinamik bir futbol oynadı.
Ünal Hoca ile yükselişe geçtiler
Halil yine harika bir futbol sergiledi. Getirdiği hızlı toplarla Fenerbahçe defansının dengisiz yakalanmasını sağladı. İyi oyununu da golle taçlandırdı. Göztepe’de herkes mücadele etti. Sarı kırmızılılar enerjisi yüksek bir takımdı. Maç boyunca saha paylaşımını çok iyi yaptı. En önemlisi korkusuz ve disiplinli oyun anlayışından maç boyunca hiç taviz vermedi. Göztepe Ünal Hoca ile birlikte doğru işler yapıyor. Oynadığı oyunla gelecek adına heyecan ve umut veriyor.
Mehmet Demirtaş: 20 sene sonra güzel oyun ve neticesinde enfes bir golle gelen, tadına doyum olmaz bir galibiyet. Asist, koşu ve finalde bir şehri dakikalarca, saatlerce, günlerce mutluluğa boğacak bir dokunuş. Halil, yaş itibariyle tam olgunluk döneminde. Aklı, ayakları, ruhu komple yeşil alanda. Kimi zaman onu depar atarken, kimi zaman takım arkadaşlarına gollük nefis toplar bırakırken kimi zaman da maçın başrolü olurken görüyoruz. Bu takım için bir futbolcudan çok daha ötesi. Bana kalırsa bu sezon ki oyunu Milli Takım’a daveti de beraberinde getirir. Peki Halil dışında nasıl bir Göztepe izledik? Öncelikle defans hattı hatasıza yakın oynadı.
Takım olmanın mutluluğu
Ben Atınç-Alpaslan ikilisini defansa yakıştıranlardanım. Uyumları ile ayakta tutuyorlar savunmayı. Zulj, Gassama, Berkan eksik as oyunculardan. Ama onların yerine oynayan ve de savaşan oyuncular yürekleriyle mücadele ettiler. Jahovic ve Ndiaye gol bulamadı belki ama pas istasyonunu kurarak hücum opsiyonlarını sağladılar. Diabate’yi bu zamana kadar olan bölüme nazaran biraz daha beğendiğimi söylemeliyim. Sonradan oyuna dahil olan Esiti de fiziksel olarak Göztepe’ye fazlasıyla artı kattı. Homojen bir yapıda, fiziksel güçleriyle rakiplerine net fırsat vermediler. 90 dakikada endişeye sürükleyecek bir karşı atağın kalelerine yaklaşıp İrfan Can’ı rahatsız etmesini engellediler. İyi oyunla gelen zafer, içimize sindi. Umarız bu iki maçlık çıkışın devamı Kasımpaşa maçında da nasip olur.
‘Galibiyet serimiz devam edecek’
Spor Toto Süper Lig’de deplasmanda Fenerbahçe’yi 1-0 yenerek rakibi önünde dış sahadaki 21 yıllık galibiyet hasretine son veren Göztepe, şimdi de Kasımpaşa’yı gözüne kestirdi. Pazartesi günü Gürsel Aksel Stadı’nda lacivert beyazlıları ağırlayacak Göztepe, rakibini son 4 sezonda ligde hiç yenemedi. Geçen sezon Göztepe, Kasımpaşa karşısında makus talihini yine yenemedi. Bornova Aziz Kocaoğlu Stadı’nda Kasımpaşa’ya 4-1 boyun eğen sarı kırmızılılar deplasmanda da evine 2-0’lık skorla eli boş döndü. Bu sezonun ilk yarısında Recep Tayyip Erdoğan Stadı’nda oynanan ilk maç başladığı gibi, golsüz sona erdi. Üst üste Medipol Başakşehir ve Fenerbahçe galibiyetleriyle morallerin tavan yaptığı Göztepe’de Teknik Direktör Ünal Karaman, “Serimizi sürdürmek istiyoruz. Takımımız çok iyi bir hava yakaladı. Ciddiyeti elden bırakmadan hazırlıklarımıza devam edeceğiz” dedi. Göztepe’de Berkan, Gassama, Napoleoni ve Zulj’un sakatlıkları sürüyor.
İnananlar daima kazanır
Bülent Buda: Öncelikle nihayet kazanmış olmak, çok güzel bir duygu. Denizli’nin bundan böyle yeşil alanlarda gol iştahı yüksek futbolcularla oynaması ön koşul gibi görünüyor. Denizli’yi atacağı goller ligde tutar, yedikleri değil. Yani demem o ki karşı kaleye ne denli yoğun akıyor, pozisyon üretebiliyorsanız, ardından tabelayı da değiştirebiliyorsanız sıralamadaki yeriniz o denli güçlenir. Denizli’nin ligin bitimine değin ligde tutunabilme savaşımını verebilecek bir oyun karakterine gereksinimi var. Rodallega, sıra dışı bir kaptanlık ile formasına tutkuyla bağlı, güçlü bir karakter sergiliyor. Onun çevresine girişimci Mesanovic, Bakalorz, Murawski, Recep Niyaz, Mustafa Yumlu, Fabiano gibi dizilecek tamamlayıcılar da kaptanın güçlü karakterine uyum sağlayarak Denizli’nin ligde tutunabilmesinin değerli üyeleri olabilirler. İçte ya da dışta rakip hangisi olursa olsun ısıran, zorlayan, yıpratan, yorgunluğu aldırmadan ter akıtarak hedefine yürüyen bir takım karakteri sergilemek. Yani korkusuz bir kimlik. Denizli’nin gereksinimi olan budur.
Fatih Tanfer: Denizlispor, Gençlerbirliği’nden çok önemli üç puanı aldı ve puanını 21’e çıkardı. En önemlisi umudu arttı. Dört takımın düştüğü Süper Lig’de 15. sıradaki Kayserispor ile puan farkı sadece dört. Futbolda son düdüğe kadar umutlar asla kaybolmaz. Bunun için Denizlispor bu maçtaki disiplinli oyun anlayışını diğer maçlara da taşımalıdır. Bence Denizlispor’un en büyük sorunu gol yemektir. Eğer bunu en aza indirgerse hücumdaki oyuncuları her maçta gol bulabilecek özelliktedir. Bu maçta topa daha çok sahip oldu ve etkili bir oyun anlayışı ile oynadı. Lig uzun bir maraton. Bu köprünün altından daha çok sular akar. Bunun için aynı azim ve heyecanla inancını üste taşıyarak mücadeleye devam etmelidir.
Mehmet Demirtaş: Söze girerken, Rodallega ile başlamak bence mantıklı olacaktır. Bu maçta adeta sahada basmadık tek bir yer bırakmadı. Koşu mesafesi olarak da bu sezonun belki de kariyerindeki en iyi maçlarından birisini çıkarttı. Soluyla direği nişanladığı pozisyonu izlerken benim içim gitti. Wigan forması giyerken Aston Villa’ya karşı bulduğu golün tekrarını da atacaktı neredeyse, hem de daha uzak mesafeden. Çok denedi, başaramadı. En az onun kadar üzgünüm gol atamadığı için. Bu maçta Rodallega’nın ekürileri Sagal ve Mesanovic de kaptana yakın bir mesafe katettiler. Denizli’yi bu kadar hırslı görmek elbette su serpiyor yüreklere. Haftalar sonra ligin sıkıcı ve tatsız olan son sırasında sıyrıldılar. Böyle devam.