13.04.2022 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Çok kırılgan bir savunma duruşu, yapılanması. Yedikleri goller rakiplere armağan gibi. 26 dakikada 2 farklı geriye düşmek, hem de taraftarı önünde şaka gibi. Ardından da avara kasnak çabalar. Canı burnunda, beklentisi kursağında kalmış taraftarın dışa vurumu, futbolcusunu ıslıklaması. Öylesine kötü, teslimiyetçi, vazgeçmiş bir oyun görünümü. Yine de maçı koparma çabaları seyrek de olsa gözlenirken pozisyonlar üretiliyor. Gole dönüşmesi yüksek final dokunuşları da var. Ama olmuyor işte. Yenilgiyi hak ettiler diyebilmek haksızlık. Lakin kötü yazgıyı da bir türlü tersine çeviremiyorlar. Bu berbat süreçte zihinsel, fiziksel dik durabilmek, yarışmanın içinde kalabilmek tüm takımın üzerine düşen zorlu bir ödev. Yüz yüze kaldıkları ve de elbette kendilerinin oluşmasına fırsat verdiği ya da neden oldukları koşullar için bir mucize gerekiyor lige tutunabilmek için.
Fatih Tanfer: Göztepe, Mehmet Sepil başkanlığında mali sorunları olmayan, tüm futbolculara alacakları gününde ödenen, şartları Avrupa ayarında bir takımdı. Ancak futbolun bir gerçeği vardır. O da, “Dün yok bugün var”dır. Futbolcuları hedef göstermeyi sevmem. Fakat Kayserispor maçında Halil, Obinna, Di Santo ve kaleci Kenan hariç ne kadar yetersiz olduklarının üzüntüsünü yaşadım. Birinci yarının son 4 maçında alınan 12 puan, bazı gerçeklerin görülmesini maalesef engellemiş. İkinci yarıda üst üste alınan mağlubiyetler, futbolcuların zihinsel olarak da iyi hazırlanmadıklarını ve yeteneklerinin sınırlı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Artık söylenecek bir şey yok. Üzülerek belirtmeliyim ki, gelinen nokta cidden umutsuz. Fakat Göztepe camiasının büyüklüğü, her türlü sorunun üstesinden gelecek güçtedir.
Mehmet Demirtaş: Nestor El Maestro ile Tomas’ı kıyaslamak ne derecede sağlıklı bilmem ancak yönetimin giderayak bu tercihi tamamen yanlıştı.
Kariyerinde elle tutulur bir başarısı olmayan isme takımı emanet etmek düşme ateşinin altına bir odun daha koymaktı. Nestor’da bir oyun şablonu vardı. Göztepe o şablona uyabildiği ölçüde seri galibiyetler de yakalamıştı. Kayserispor karşısında tüm istatistikleri ellerine alıp üstün ama etkisiz bir oyun oynadılar. Rakibin kurduğu baskı karşısında pas kanalları kapansa da orta alana hükmettikçe daha iyiydiler. Maçın son anlarında puan için akınlar bulsalar da verilmeyen penaltıyla birlikte istediklerini alamadılar. Fakat ağustos ayından itibaren dış sahada galibiyet yüzü görmemiş bir takıma aylar sonra İzmir’de zaferin tadını yaşatıyorsanız, bence fazla da işiniz kalmamış demektir.
Bile bile yandı yürekler
Bülent Buda: Uzak bir olasılıktı elbette bir galibiyet ile yarışın içinde kalma hesabı. Lakin ilk 11 tercihi ile oyun alanı dizilişi lige tutunma değil, gelecek futbol mevsiminde oynanacak lige oyuncu hazırlama isteğini belgeliyordu sanki. Oyunun teknik analizi ile tabelada yazılı skoru yorumlamanın ne yeri ne zamanı artık. Takımın temel sorunu, şu sıra ligden düşme olasılığı değil. Başkanın istifası ile kulübün bilinmeyen finansal yapısıdır. Günümüzdeki rakamlar öyle çerez parası değil. Hoş, artık çerez almak da pek kolay değil ya... geçelim bunları. Maçın bitiminde sevgili, güzel insan Lis’in gözyaşlarına, içten üzüntüsüne kafa yoralım bir miktar. Özverili, nitelikli bir insan Lis. Sanki Alsancak’ta doğmuş, büyümüş, aileden Altaylı. Maç sonrası o üzüntülü hali içimi acıttı. Lis için kampanya başlatılsın. Bir yere gitmesin. Alsancaklı olsun.
Fatih Tanfer: Altay, Adana Demirspor maçında 3-1 mağlup olup kümede kalma umutlarını azalttı. Oyuncular iyi niyetle mücadele ettiler. Ancak kaleci Lis’e ayrıca bir parantez açmak istiyorum. Harikaydı. Sezon başında büyük umut veren Altay. Futbolla ilgilenen herkesin methiyeler yazdığı Altay. Ligin ilk 7 haftası sonrası Avrupa hedefi konan Büyük Altay. Gelinen nokta ise tam bir hayal kırıklığı. Başkan Özgür Ekmekçioğlu’nun istifası da elbette çok önemli. Kulüplerimizin yaşadığı ekonomik sorunlar, gelirlerin azalması Altay’ı da zora soktu. Bugün Altay adına ligde alınan sonuçlarda ekonomik tablo etkili. Umarım Büyük Altay camiası alacağı doğru kararları cesurca uygulayıp çıkış yolu bulur.
Mehmet Demirtaş: Başarısızlığın size iki geri dönüşü olabilir. Bunlardan ilki, neleri yapmamanız gerektiğini gösterir. İkincisi ise yeni bir çıkış kapısını aralar. Fakat futbolumuzda ısrarla bu yanlışları yinelemeyi seçiyoruz. İyi yönetilip doğru zemini sağladığınızda size mutluluk yaşatabilecek takıma ilgi göstermeyince ne duruma gelebileceğine hep birlikte şahit olduk. Sezon başındaki uyumuyla fark yaratır dediğimiz ekibin kafasında maddi kaygılar olunca gerçekten hiç yakışmayan görüntüler bizi karşılıyor. Nelerin işe yaramadığını görmek yerine olasılıklar üzerinden kulüpleri çıkılmaz duruma getirenler, hiçbir zaman farklı bir sonuç beklememelidir. Şimdi geride koca bir enkaz ve 18 yıllık özlemin dışa vurumunun duygusal açıklığı var. Bu tortuları temizleyip daha iyisi için çalışmak gerek.