13.04.2020 - 00:12 | Son Güncellenme:
ENGİN UĞUR AĞIR
İzmir İl Emniyet Müdürü Dr. Hüseyin Aşkın’la sokağa çıkma yasağı öncesi ve sonrasını konuştuk.
Aşkın, öncelikle Türk Polis Teşkilatı’nın 175’inci yılını kutladığını, emniyetteki arkadaşlarının 24 saat halkın hizmetinde olduğunu söyledi.
***
Tüm dünyayı olumsuz etkileyen koronavirüsün ülkemizde de görülmesinden sonra alınan önlemlere dikkat çeken Aşkın, zor günler geçirildiğini, sıkıntının mutlaka bir gün atlatılacağını ifade etti.
***
Cumartesi ve pazar günü 30 büyükşehirle birlikte İzmir’de de sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini, açıklamanın yapıldığı saatin ardından kent genelinde hareketlilik yaşandığını, birkaç ufak tartışmanın dışında olumsuz bir durumla karşılaşılmadığını belirten Aşkın, “Saat 24.00’ten sonra kent sessizliğe büründü” dedi.
***
65 yaş üstü ve 20 yaş altı gençlerin dışarı çıkılmasına izin verilmediğini, kontrollerin kent merkezinde ve ilçelerde sıkı şekilde yapıldığını kaydeden Aşkın, “Lütfen kurallara uyalım” dedi.
İki günlük sokağa çıkma yasağı ve ondan önceki sınırlamadan dolayı olumsuz vakaların azaldığını kaydeden Aşkın, “Mesela trafik kazaları, kapkaç, soygun ve hırsızlık gibi olaylarda düşüş görüldü. Bu da bizleri sevindiriyor” dedi.
***
Vatandaş sosyal hayatın içinde olmadığı için her türlü olayın minumum seviyeye indiğini belirten Aşkın, “Alınan kararlar doğrultusunda halkımıza en iyi hizmeti sunmaya çalışıyoruz. Şu zor günlerde ricam, zorunlu olmadıkça evden dışarı çıkmayalım” diye konuştu.
***
Asayişteki azalmanın sevindirici olduğunu, sadece bu süreçte aile içi şiddet olaylarında artış görüldüğünü söyleyen Hüseyin Aşkın, şöyle devam etti: “Bu olumsuzluğu da normal karşılamak lazım. İnsanlar evde haliyle bunaldı.
Eşler birbirine töleranslı yaklaşmalı. Birbirini kırmamalı. Zor günlerden geçiyoruz, Allah’tan yaralanma ve cinayet gibi olaylarla karşılaşmıyoruz.”
Emniyete yapılan ihbarlara anında yanıt verildiğini ve ekiplerin dört veya beş dakikada olay yerine intikal ettiğini söyleyen Aşkın, “Tabii ki aile içi şiddete maruz kalan kişiye öncelik veriyoruz. Bunun dışında hırsızlık gibi olaylar da yarı yarıya düştü. Mesela kapkaç ve yağmalama da yüzde 90’lara yakın azalma var. Bu sevindirici” şeklinde konuştu.
***
Emniyet Müdürü Aşkın’ın dediği gibi, şu zor süreçte insanların biraz sabırlı olması gerekiyor.
İster istemez aile içi tartışma yaşanabilir, bunu uzatmamak lazım.
Evde kalmayı sevmeyen erkek, eş dırdırından sıkılabilir. Kadın da erkeğinin ayak bağı olmasını istemez, yardım bekler.
Bir işten tutsun, yükü azalsın ister.
***
Bu yüzden kadın olsun erkek olsun karşılıklı özveri şart.
Bir taraf çemkiriyorsa, karşı taraf mutlaka sessiz kalmalı.
Olayı büyütmemeli.
İsteğimizi güzeliklerle sıralayalım, küfürlü konuşmayalım ve kalp kırmayalım.
Kısacası hepimiz sakin olalım.
Şu sözü de unutmayalım:
“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”
Bu cuma çok farklı cuma
Sokağa çıkma yasağının açıklandığı 10 Nisan Cuma gecesini unutmayacağım.
Çılgın alışverişlerin yapıldığı kara cuma günü gibi, haberi duyan çoluk çocuk attı kendini dışarı.
Kimi market, kimi manav, kimi de ekmek kuyruğunda.
***
Koronayı moronayı unuttuk.
10 Mart’tan bu yana korunmak için aldığımız tüm önlemler çöp oldu.
Ne mesafe kuralı, ne hijyen, ne eldiven, ne maske herkes bildiğini okudu.
Alt tarafı iki gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Ne büyüttük gözümüzde be.
***
Ne oldu şimdi?
Herkes tedirgin, herkes yaptığına pişman.
Keşke çıkmasaydım, keşke yapmasaydım diye dövünen dövünene.
Kara kara düşünen de tabii. Çılgınlık yaptık, elleri, kolları, araba bagajını full doldurduk.
Aldıklarınızı tükettiniz mi iki günde?
Yoo, duruyor.
Şimdiye kadar açlıktan kim ölmüş?
Hiç kimse. O zaman niye telaşa kapılıp, kendinizi sokağa attınız?
Son pişmanlık fayda etmiyor değil mi?
İnşallah olumsuz bir durum yaşamayız.
Cuma gecesi de tüm halkıma ders olur..
Eşini bıraktı halkına koştu!
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İzmir’de en çok tartışılan ilçe Buca olmuştu.
Suat Nezir, başkan adayı seçilmiş ve tanıtımda eli havaya kaldırılmıştı.
Ancak bir süre sonra aday değişikliğine gidilmiş ve Nezir’in yerine Erhan Kılıç aday olarak tanıtılmıştı.
***
Yaşanan bu değişikliğe çoğu kesim tepki göstermişti.
Kılıç ne yapacak?
Bu iş Kılıç’ın boyunu aşar.
CHP’yi zorda bırakır gibi söylemler günlerce dilden düşmedi.
***
Seçim günü geldi çattı ve Kılıç, CHP’li Levent Piriştina’nın yerine Buca’nın yeni belediye başkanı seçildi.
Hemen kolları sıvadı ekibini kurdu, çalışmalarını program dahilinde hayata geçirmeye başladı.
***
Halk adamı olduğunu, 24 saatini Buca için harcadığını gördü herkes.
7’den 77’ye herkesin sevgilisi oldu bir yıl içinde.
Hep vatandaşının refahını istedi, iyiliğini düşündü, kısaca kendini Buca’ya adadı.
Vatandaşın aleyhine hiçbir projede yer almadı.
Her çalışmasında, “Önce Buca ve Bucalı” dedi.
***
Halkının kendisine gösterdiği yakınlıktan mutlu olan Kılıç, ah alan değil, dua alan başkan olacağını söyledi hep.
Katılımcı bir yönetim sergiledi.
İşçisinin ve iş güvenliğinden asla ve asla ödün vermedi.
Belediyenin kapısını herkese sonuna kadar açtı, ayrım yapmadı.
Planı elden bırakmadı, bilimsel çalışmaya önem verdi.
***
Buca’nın yıllardır kanayan yarası Buca Cezaevi’nin kaldırılması için AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve İzmir Milletvikili Atilla Kaya ile el ele verdi Ankara’ya gitti.
Cezaevinin şehrin ortasında kalmasına gönlünün razı gelmediğini söyledi.
***
Tüm planları hazırdı ikinci yıl için.
Ama dünyayı kasıp kavuran koronavürüs engeline takıldı.
Her şeyi bir kenara bıraktı, halkının sağlığını düşünmeye başladı, yanlarında olma gayreti gösterdi.
***
Cadde ve sokaklarda dezenfekte kamyonetiyle dolaştı, “Evden dışarı çıkmayın” uyarısı yaptı.
Kendi sağlığını hiçe saydı, eşi Zuhal Kılıç ikinci evladı Lila’yı dünyaya getirdiği sırada bile yine sahada ekipleriyle çalışma halindeydi.
Güzel haberi alan Kılıç, apar topar hastaneye koştu.
Nur topu gibi kız evladı dünyaya gelmişti.
(Şimdi dört kişilik aile oldular, bir de geçtiğimiz cumartesi günü doğum gününü kutlayan 2017 doğumlu Yağız Kağan Kılıç var.)
Ailesini hastaneden kaptığı gibi eve getirdi, yine kendini attı sokaklara.
Sağa sola koşturdu, yapılacak iş çoktu.
İki günlük yasakta, vatandaşa elleriyle ekmek dağıttı, hayır dualarını aldı.
***
Şimdi Erhan Başkan’ın tek bir dileği olduğunu düşünüyorum.
O da lanet olası koronanın bir an evvel dünya üzerinden gitmesi ve herkesin yarım kalan işine odaklanması.
Bekleyen birçok projesi var.
Sıraya koymuştur herhalde.
Ne de olsa, Buca’ya ayağa kaldırmakta kesin kararlı..