23.06.2024 - 10:23 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Saha Eylem Koordinasyon Hücresi (CCAT) adlı grubun lideri Christian Tein, Çarşamba günü 11 kişiyle birlikte gözaltına alındı. Grup Mayıs ayındaki ayaklanmaları organize etmekle suçlanıyor. Yaklaşık 300 bin nüfuslu takımadayı etkisi altına alan ayaklanmalarda ikisi polis memuru, toplamda dokuz kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce kişi yaralandı. Gerginlik Paris'in, bölgede 10 yıl yaşamış olan Fransızlara oy hakkı verilmesini öngören yasa tasarısını parlamentoya sunmasıyla başladı.
Teklif, bağımsızlık yanlısı, büyük oranda yerlilerden oluşan gruplar tarafından "yönetimdeki etkilerini azaltacağı" iddiasıyla eleştirildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 13 Haziran'da yasa tasarısını askıya aldı.
Avustralya ve Fiji arasında yer alan ve yaklaşık 170 yıldır Fransa toprağı olan Yeni Kaledonya'nın başkenti Noumea Başsavcısı Yves Dupas, Christian Tein'in "organize suç" olayları nedeniyle gözaltına alındığını söyledi.
Gözaltına alınan diğer kişiler arasında CCAT iletişim şefi Brenda Wanabo da bulunuyor.
AFP haber ajansına konuşan Wanabo'nun avukatı Thomas Gruet, "Müvekkilim kendisini burada bulacağını hiç düşünmemişti. Son derece şaşırmış durumda. Kendi gözünde o sadece bir aktivist" dedi.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin CCAT'ı "mafya tarzı bir örgüt" olarak tanımlıyor.
CCAT ise takımadadaki çatışmalardan sorumlu olmadığını savunuyor.
Fransa, Mayıs ayı boyunca Noumea'daki uluslararası havaalanının geçici olarak kapattı ve olaylara müdahale etmek üzere yaklaşık 3.500 güvenlik gücü personelini bölgede görevlendirdi.
NE OLMUŞTU?
Yeni Kaledonya'da oy kullanma hakkı şu anda yerli Kanaklar ve 1998'den önce Fransa'dan gelenlerle sınırlı. Planlanan yasa değişikliği, en az 10 yıldır Yeni Kaledonya'da bulunanlar da dahil olmak üzere daha fazla Fransız vatandaşının oy kullanabilmesini sağlamayı öngörüyor.
Birçok Kanak siyasi güçlerinin azalacağından endişe ediyor ve gelecekte bir bağımsızlık referandumu yapmanın daha zor hale geleceğinden korkuyor.
Mayıs ayında mağazaların yağmalandığı ve kamu binalarının kundaklandığı olaylar sırasında Fransa Başbakanı Gabriel Attal olağanüstü hal ilan etti. Bu Yeni Kaledonya'nın 1980'lerden bu yana yaşadığı en büyük iç çatışma.
Fransa Yeni Kaledonya'yı 1853'te sömürgeleştirdi ve 1946'da Kanaklara haklar tanıyarak burayı denizaşırı bir bölge haline getirdi.
Fransa ile Yeni Kaledonya arasındaki 1998 tarihli Noumea Anlaşması'nda Paris bölgeye daha fazla siyasi özerklik verme ve seçmen listesini o dönemdeki yerleşik halkla sınırlı tutma sözü vermişti. Yani 1998'den bu yana bölgedeki seçmen listeleri güncellenmedi. Bu da adaya yeni yerleşenlerin oy kullanamaması anlamına geliyor. O tarihten bu yana adaya 40 binden fazla Fransızın yerleştiği tahmin ediliyor.
Yerli halk, adaya sonradan yerleşenlerin oy kullanmasının Fransa yanlısı politikalara destek sağlayacağını savunuyor.
1998'deki anlaşmadan sonra bölgede üç kez bağımsızlık referandumu yapıldı. İlk ikisini bağımsızlık karşıtları az farkla kazanırken, Aralık 2021'de yapılan son referandum, Covid nedeniyle erteleme talepleri kabul edilmeyen bağımsızlık yanlısı partilerce boykot edildi ve bu referandumdan da bağımsızlık kararı çıkmadı.
Bugün Yeni Kaledonya nüfusunun yaklaşık 112 binini yerel Kanak topluluğu oluşturuyor.