Ukrayna’da sular durulmuyor

Ukrayna, Batı yanlısı siyasi partilerin koalisyon hükümeti konusunda anlaşmalarının ardından beklenen huzuru hala bulamadı.
Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko, 4 yıldır süregelen siyasi hengameye son vereceği düşünülen olası koalisyon hükümeti hakkında olumsuz açıklamalarda bulunarak, 2004’teki Turuncu Devrim’in kendisi gibi mimarlarından olan Başbakan Yulya Timoşenko ile partisi arasındaki ittifakın uzun sürmeyeceğinin sinyalini verdi.
Timoşenko’nun, koalisyonun uzun süre görevde kalacağına olan inancını vurgulamasına ve siyasilere, aralarındaki husumetten ziyade küresel mali krizin ülkedeki yansımalarına odaklanmaları çağrısında bulunmasına rağmen Yuşçenko, bir gazeteye verdiği demeçte, kendi partisinin de içinde bulunduğu olası koalisyon hükümetini sert ifadelerle eleştirdi.
"Bu sözde koalisyon hükümetinin, siyasi yozlaşma üzerine kurulu olacağına şüphe yok" diye konuşan Yuşçenko, parti kongresinin, Timoşenko Bloku ile koalisyon hükümetini yenileme ihtimali olmadığı hükmüne vardığını söyledi.
Yuşçenko, bu hükme karşı çıkan milletvekillerinin partiden ihraç edilmeleri yönündeki niyetini de açıkça belirtiyor.
Viktor Yuşçenko, Timoşenko’nun koalisyon hükümeti kurarak başbakanlık koltuğunu sağlama almak istediğini düşünüyor.
Yuşçenko’nun liderliğindeki "Bizim Ukrayna" partisinin 72 milletvekilinden 37’sinin, koalisyon hükümeti anlaşmasına imza attığı biliniyor. Ukrayna anayasasının, partisinden ihraç edilen milletvekilinin, parlamentodaki sandalyesini koruyup koruyamayacağına açıklık kazandıracak bir maddesi bulunmuyor.
Turuncu Devrim’in ardından devlet başkanlığı ve başbakanlık koltuklarını paylaşan, ancak daha sonra araları açılan Timoşenko ile Yuşçenko arasındaki gerginlik, birbirleri aleyhindeki sert, bazen hakarete varan açıklamalarıyla sık sık su yüzüne çıkıyor.
Timoşenko, başbakanlık görevini sağlama alacak koalisyon hükümeti anlaşmasını, Ukrayna para biriminin değerini yarıya çeken ve kitleleri işsizlikle karşı karşıya bırakan ekonomik krizin sonunun başlangıcı olarak gösteriyor. Olası koalisyonun, partisinin Eylül ayında koalisyonu terk etmesinin ardından çıkan kargaşayı sona erdireceği umudunu paylaşan Yuşçenko, bir yandan da, Timoşenko’nun, devlet başkanının yetkilerinin sınırlandırılmasına yönelik planlarından çekiniyor. Yuşçenko, Timoşenko’yu, yetkilerini kısıtlayarak siyasi darbe girişiminde bulunmakla itham ediyor.
Devlet başkanının yetkilerinin kısıtlanması fikrine, büyük oy potansiyeli bulunan, Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç de onay veriyor. Yanukoviç ile Yuşçenko arasındaki fikir ayrılıkları sadece bununla sınırlı kalmıyor. Ülkenin doğu kısmında yaşayan halkın oylarıyla parlamentoda kendisine geniş bir yer bulan Bölgeler Partisi’nin lideri Yanukoviç, ülkesinin NATO üyeliğine de karşı çıkıyor.
Olası koalisyon hükümetinin, Timoşenko Bloku, Bizim Ukrayna ve Meclis Başkanı Volodimir Litvin’in parlamentodaki grubunun ortaklığında kurulması planlanıyor.

HALK İSYANIN EŞİĞİNDE
Siyasiler iktidar paylaşımı mücadelesi verirken isyanın eşiğindeki halk, siyasi krizin yansımalarının yanı sıra ekonomik buhranla boğuşuyor. Turuncu Devrimle ümitlenen, ancak hayat şartları her geçen gün kötüye giden Ukraynalıların, yavaş yavaş isyan bayrağını açtığı gözlemleniyor.
Ukrayna’nın birçok kentinde dün sokaklara dökülen binlerce gösterici, ekonomik kriz nedeniyle çok sayıda kişinin işten çıkarılmasını protesto etti.
Batıdaki Lvov kentinde sendikaların çağrısıyla toplanan yaklaşık 1000 kişi, işten çıkarılmalara tepki gösterdi ve çalışanların maaşlarına zam yapılmasını istedi.
Ülkenin orta kesimlerindeki Dnepropetrovsk kentindeki gösteriye de yaklaşık 2000 kişi katıldı. Güneydoğudaki Zaporijia’da ve doğudaki Donetsk’de de gösteriler düzenlendi, kötü gidişata son verilmesi talep edildi.
Madenden gelir sağlayan Ukrayna, ekonomik krizden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Ülkede sanayi üretimi kriz nedeniyle son 1 yılda yüzde 29 oranında azaldı.