13.10.2023 - 06:50 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Hamas’ın İsrail kentlerine saldırıları sonrası Gazze’ye yönelik başlayan ‘tam abluka’ devam ederken, İsrail’in beklenen kara harekatıyla ilgili henüz karar almadığı belirtiliyor. Gazze’den İsrail kentlerine düzenlenen saldırılarda ölen İsraillilerin sayısı 1300’e ulaşırken, İsrail ordusu Gazze’ye yönelik hava saldırılarına devam ediyor. İsrail ordusundan yapılan açıklamada kara harekatı için henüz verilmiş bir karar olmadığı ancak ordunun kara harekatına hazırlandığı bildirildi. Gazze sınırında yüz binlerce asker bekleyişini sürdürüyor.
İsrail ordusu sözcüsü Yarbay Jonathan Conricus, savaş uçaklarının Hamas militanları tarafından yer altında kurulan tünelleri hedef aldığını aktardı.
Gazze içinden Han Yunus ve Refah’a açılan tüneller olduğu ve bunların hedef alındığı ifade ediliyor. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Hamas’ın saldırısının ardından Gazze Şeridi’ne yaklaşık 6 bin bomba atıldığı ve 3 bin 600’den fazla noktanın vurulduğu aktarıldı. İsrail’in son saldırıları Gazze’nin merkezindeki El Sabra mahallesi, güneydeki Han Yunus kenti ve Gazze’nin batı kesimlerine yoğunlaşıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı İsrail’in hava saldırılarında ölenlerin sayısının 1417’ye yükseldiğini bildirdi. Bakanlık saldırılarda yaklaşık 6 bin 200 kişinin de yaralandığını bildirdi. Birleşmiş Milletler ise Gazze’de yerinden edilenlerin 338 bin kişiye ulaştığını açıkladı.
ÖNCELİK DEĞİŞTİ
Bununla birlikte Gazze’ye yönelik ablukanın kalkması yakın zamanda beklenmiyor. Zira İsrail Enerji Bakanı Israel Katz, rehineler serbest bırakılana kadar Gazze’ye elektrik, su ve yakıt sağlanmayacağını duyurdu. Katz, “Gazze’ye insani yardım mı? Kaçırılan İsrailliler evlerine dönene kadar hiçbir elektrik düğmesi açılmayacak, hiçbir su musluğu açılmayacak ve hiçbir yakıt kamyonu girmeyecek” dedi.
Hamas militanları tarafından kaçırılan en az 150 rehine şu anda Gazze’de tutuluyor. Bu sayının daha da yüksek olduğu tahmin edilirken, bunların arasında kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da var. Türkiye’nin dışında Mısır ve Katar’ın da rehinelerin durumuyla ilgili girişimleri devam ediyor. Uzmanlar normal bir dönemde İsrail’in önceliğinin rehineler olacağını, ancak şu anda en önemli önceliğin Hamas’ın yok edilmesi olduğunu ifade ediyor. Bu durumda rehinelerin geleceği de belirsiz bir hale giriyor. Hamas, saldırıların sürmesi durumunda rehineleri infaz edeceğini açıklamıştı.
Bununla birlikte Hamas üyelerinin yeraltında saklandığı bir dönemde kadın ve çocuklardan oluşan rehineler ciddi bir yük olarak görülüyor.
‘FİLİSTİNLİLERİN MEŞRU İSTEKLERİ VAR’
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail-Hamas çatışması kapsamında çeşitli temaslarda bulunmak üzere dün İsrail’e geldi. Blinken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme yaparken, düzenlenen basın toplantısında çarpıcı açıklamalarda bulundu. “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır” diyen Blinken, bununla birlikte “İsrail’in bunu nasıl yaptığı önemlidir” diyerek sivillerin öldürülmesi konusuna atıfta bulundu. Blinken Netanyahu’ya, “Kendinizi savunacak kadar güçlü olabilirsiniz, Ama ABD var olduğu sürece, asla ve asla buna gerek duymayacaksınız. Zira biz her zaman sizin yanınızda olacağız” dedi. Bununla birlikte Filistinlilerin de Hamas tarafından temsil edilmeyen “meşru istekleri” olduğunu söyleyen Blinken, sivillerin askeri operasyonların hedefi olmaması gerektiğini belirterek, “Gazze’de siviller için güvenli bir koridor oluşturulması için çalışıyoruz” diye konuştu.
Netanyahu ise ABD’nin desteğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve abluka altındaki Gazze’yi yöneten Hamas’a DAEŞ gibi muamele edilmesi gerektiğini söyledi. Netanyahu, “DAEŞ nasıl ezildiyse Hamas da öyle ezilecektir” dedi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile de görüşeceği belirtilen Blinken’ın Ürdün, Katar, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ı ziyaret edeceği bildirildi. Bu arada ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin da bugün İsrail’i ziyaret edecek.
EN SON NE KONUŞULDU?
Üst düzey Hamas yetkilisi Ali Baraka verdiği bir röportajda, İsrail’e yönelik saldırının iki yıl boyunca planlandığını ve tüm ayrıntıları “5’ten az liderin” bildiğini söyledi.
Hamas’ın düzenlediği saldırıya ilişkin ABD’nin hazırladığı ilk istihbarat raporlarına aşina bir kaynak, İsrail’e yönelik beklenmedik saldırının İranlı liderleri de şaşırttığını söyledi. Aynı kaynak, normalde İranlı liderlerin böyle bir operasyondan haberdar olması gerektiğini öne sürdü.
ABD eski başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu saldırıya hazırlıklı olmamak konusunda eleştirdi ve “Trump yönetimi altında hazırlıklı olmalarına gerek kalmazdı” dedi.
Almanya’da Federal Başsavcılık, Hamas’ın İsrail’deki saldırılarında ölen, yaralanan veya kaçırılan Alman vatandaşları ile bağlantılı olarak soruşturma başlatıldığını açıkladı. Merkezi Karlsruhe’de bulunan Başsavcılık, soruşturmanın şimdilik “kimliği kesinleşmeyen Hamas üyelerine” yönelik başlatıldığını kaydetti.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Filistin'e destek gösterilerinin tümünün yasaklanması talimatını verdi. Darmanin, valilere gönderdiği mesajda, Filistin'e destek amaçlı bütün protestoları "kamu düzenini bozabilecekleri" gerekçesiyle yasaklamaları talimatında bulundu. Darmanin, ayrıca yasaklanan bu gösterilere katılanların da gözaltına alınmasını istedi.
Ukrayna eski devlet başkanı Petro Poroşenko, Rus paralı asker şirketi Wagner’in, Aksa Tufanı operasyonu öncesinde Hamas militanlarını eğittiğini iddia etti. Poroşenko, “Euractiv”e verdiği söyleşide, Hamas’ın İsrail’e saldırısının “Wagner imzası” taşıdığını iddia ederek, “Hamas’ın İsrail’e yönelik terör saldırısının hazırlanmasında Rusya’nın çıkarı ve parmağı olduğuna kesinlikle inanıyorum” ifadesini kullandı.
Galler’de Meclis Başkanı Elin Jones, İsrail bayrağının parlamento binasına asılması talebini reddetti. Jones, “Hem İsrailliler hem de Filistinliler acı çekerken bayrağın dalgalandırılması gerektiğini düşünmüyorum” dedi.
HAMAS’IN NASIL SİLAHLANDIĞI TARTIŞILIYOR
Hamas’ın bu kadar yoğun bir silahlanmaya nasıl girdiği en çok tartışılan konulardan biri olurken, CNN’in konuyla ilgili yaptığı analizde bazı noktalara dikkat çekiliyor. Buna göre, Hamas’ın hem kaçakçılık hem de üretim yoluyla uzun süredir kendi cephaneliğini geliştirdiği belirtilirken, Hamas’ın silah fabrikaları olduğu ifade ediliyor. Bununla birlikte İran’ın Hamas’a yoğun askeri destek sağladığı raporlarda yer alan bir durum. Hamas’ın silahları tüneller aracılığıyla bölgeye soktuğu belirtiliyor.
Bununla birlikte Gazze’de metal geri dönüşü yapıldığı ve vurulan binalar da dahil olmak üzere tüm metallerin silah endüstrisinde kullanılmak üzere geri dönüşümü yapıldığı ifade ediliyor. Bir diğer nokta ise Hamas’ın özellikle kripto üzerinden yurtdışı kaynaklardan aldığı paralar. Hamas, kripto paralar sayesinde yaptırımlardan kaçabiliyor.
‘HANNİBAL PROTOKOLÜ’ TEKRAR GERİ GELEBİLİR Mİ?
Rehinelerin kurtarılmasıyla ilgili tartışmalarda gündeme gelen bir konu da, İsrail’in 1986 yılından beri uyguladığı ‘Hannibal protokolü.’ İsrail askerlerinin kaçırılmasını önlemek amacıyla başlatılan ve yıllar içinde çok sayıda değişime uğrayan protokol, askeri sır olduğu için içeriği tam olarak bilinmiyor. Ancak “kaçırılan askerin ölümü pahasına kaçırmanın durdurulmasına” kadar giden bir dizi prosedürden oluşuyor. İsrail içinde de tartışmalı olan Hannibal protokolü, her rehine olayı için uygulanmıyor.
“Kaçıranı da kaçırılanı da öldür!” diye de tanımlanan ve İsrail ordusunun bir askerin kaçırılmasına engel olmak amacıyla aşırı güç kullanmasına izin veren Hanninal Protokolü, kaçıranı etkisiz hale getirebilmek amacıyla gerektiğinde kaçırılan askerin hayatının tehlikeye atılabilmesini de öngörüyor. Bu protokolün bir benzerinin, yakın zamanda İsrail güçleri için devreye sokulabileceği öne sürülüyor.
İSRAİL, ŞAM VE HALEP HAVALİMANLARINI VURDU
İsrail’in Halep Havalimanı ile Şam Uluslararası Havaalanı’na füze saldırısı gerçekleştirdiği belirtildi. Yerel kaynaklar tarafından yapılan açıklamada, pistlerin hasar görmesiyle havalimanlarının hizmet dışı kaldığı ifade edildi. Suriye devlet televizyonu saldırılarda can kaybı olmadığını belirtirken, İsrail tarafından konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.
Saldırılar nedeniyle İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Suriye’ye gerçekleştireceği ziyareti yapamadığı öğrenildi. Abdullahiyan’ın uçağı geri dönmek zorunda kaldı.
İNGİLİZ DONANMASI DA D. AKDENİZ’E GİDİYOR
ABD’nin ardından İngiltere de İsrail’e destek amacıyla Doğu Akdeniz’e Kraliyet Donanması’na ait 2 gemi ile deniz devriye ve gözetleme uçağı konuşlandıracak. Başbakanlık Ofisi 10 Numara’dan yapılan açıklamada, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın, “İsrail’i desteklemek, bölgesel istikrarı güçlendirmek ve gerilimin tırmanmasını önlemek” gerekçesiyle İngiliz ordusunun Doğu Akdeniz’e konuşlandırılması talimatı verdiği bildirildi.
Kraliyet Donanması’na ait “RFA Argus” ve “RFA Lyme Bay” gemilerinin Doğu Akdeniz’e gönderileceği kaydedilen açıklamada, deniz devriye ve gözetleme uçağının da bölgesel istikrara yönelik tehditleri takip etmek üzere yarından (bugün) itibaren bölgede uçmaya başlayacağı belirtildi.
ABD’nin USS Gerald R. Ford uçak gemisi grubu da geçtiğimiz günlerde Doğu Akdeniz’e varmıştı.