Sercan DİNÇ / milliyet.com.tr
Rusya, Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararı aldı. Güvenlik Konseyi Toplantısı'nda konuşan Putin Ukrayna'nın Rusya'ya büyük tehdit teşkil ettiğini söyleyerek, "Ukrayna'nın ülkemize karşı bir araç olarak kullanılması büyük ve ciddi bir tehdittir." dedi.
Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD Başkanı Biden ile olası zirvesine de değindi. Putin açıklamasında, "Fransa Cumhurbaşkanı Macron bana ABD'nin pozisyonunun değiştiğini söyledi. Bu pozisyonun nasıl değiştiğini anlamamız gerekiyor." ifade ederek, Macron'a bunu sorduğunu ancak Macron'un bu soruya doğru düzgün cevap veremediğini belirtti.
Ukrayna'daki savaşın Almanya, Fransa ve Kiev'in dahil olduğu Minsk anlaşmalarıyla çözüme kavuşmasının mümkün olmadığını belirten Putin, Dombas'taki sözde cumhuriyetlerin tanınması konusunda Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narişkin'i de azarladı. Narişkin, 'Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerinin Rusya'ya dahil edilmesini desteklemiyorum' dedi. Putin, 'Burada ondan bahsetmiyoruz. Bağımsızlıklarını tanımaktan bahsediyoruz. Net olun' açıklamasını yaptı. Bunun üzerine Narişkin sözlerini, 'Bağımsızlıklarını tanımayı destekliyorum' şeklinde değiştirdi.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: KABUL EDİLEMEZ, REDDEDİYORUZ
Dışişleri Bakanlığı, Rusya Federasyonu'nun sözde Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Rusya Federasyonu'nun, sözde Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararı Minsk Anlaşmaları'na aykırı olduğu gibi, Ukrayna'nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık ihlali anlamına gelmektedir. Rusya'nın sözkonusu kararını kabul edilmez buluyoruz ve reddediyoruz. Bu vesileyle Ukrayna'nın siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına bağlılığımızı vurguluyor, tüm ilgili taraflara sağduyu ve uluslarası hukuka riayet çağrısı yapıyoruz" denildi.
"ÇOK İLGİNÇ BİR FOTOĞRAF VAR"
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Ukrayna-Rusya gerilimine ilişkin yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. "Çok ilginç bir fotoğraf var" diyen Ağar şunları söyledi; İki taraf da Minsk anlaşmalarının ihlal edildiğini hatta ortadan kalktığını söylüyor. Bu çok ilginç. Minsk anlaşmaları aslında hiçbir zaman uygulanmadı. Son derece savaş koşullarında imzalanmıştı. 2014'e 2015'e baktığımızda Proşenko'nun imzalamış olduğu anlaşmalar bir kere ordusu kuşatma altına kalmıştı. O şartlar altında ordusunu kurtarmak için imzalamış olduğu bir takım anlaşmalar.
Rusya Devlet Başkanı Putin, Donetsk ve Luhansk'ın bağımsızlığını tanıma kararı aldıkları imzayı attı.
MARIUPOL KENTİNİN ÖNEMİ
Jepolitik bir önemi var. Daha önce ayrılıkçılar orayı ele geçirmişlerdi. Ama sonra Ukrayna ordusu orayı geri aldı. Coğrafi konumuna bakılırsa Azak Denizi ile tartışmalı bölgelerin tam arasında. Ateşin yaktığı coğrafyanın en yakın alanı. Rusya'nın ilhak etmiş olduğu alanlarla ilhak etmeye kalktığı alanlar arasındaki en önemli yer. Buradan bağlantı kurulması gerekiyor. Rusya'nın burayı da ele geçirmesi gerekiyor. Bunu ele geçirmekle beraber bir tampon hat oluşturulacak. Ne diyordu Rusya? 'Ukrayna NATO'ya girerse Atlantik'le Rusya arasında bir tampon bölge, güvenli bölge oluşturacağım.' Şu an yapmaya çalıştığı zaten o. Onun için Mariupol'e ihtiyacı var.
"NATO'YA ALINMASI MÜMKÜN DEĞİLDİ"
Bir gerçeklik var. Şu anki haliyle Ukrayna'nın NATO'ya alınması mümkün değildi. Ama bunun üzerinden bir kıyasıya bir kavga çıkartıldı. Bu kavgayla birlikte Putin tarihe geçecek 3 tane bence adım attı. Bunlardan bir tanesi kamu ve diplomasi atağıydı. Rusya'nın haklılığını gerekçelendirmeye çalıştı. Uluslararası hukuka uygunluğunu kendince teşhir etmeye çalıştı. Sonuçta uluslararası hukuk açısında ve egemenlikleri açısında kabul edilebilecek fotoğraf yok.
"SAHADAN GELEN GÖRÜNTÜLER BUNU ONAYLADI"
Rusya şunu söyledi; "Benim karasal varlığım yani anakaram söz konusu olduğu zaman kenar kuşağımdaki 3 ülkeye özgür ve bağımsız bana rağmen karar veremez" dedi. Bunu da kendince gerekçelendirdi. Sonra Lohanks ve Donetskin bağımsızlığını tanıyarak bir siyasi atağa dönüştürdü. Ve ardından 3. atağa geldi, askeri atak. Barış Gücü adı altında Lohansk ve Donetsk'e girdiğini gördük. Bunu ABD'de son derece önemli medya organları dile getirdi. Alman Devlet Televizyonu dile getirdi. Ve sahadan gelen görüntüler bunu onayladı.
"YÜZDE 70'İ UKRAYNA'NIN ELİNDE"
Rus askerleri Lohansk ve Donetsk'te ama neresinde? Yüzde 30'luk ayrılıkçıların elinde tuttuğu alanda. İşte sorun da burada başlıyor. Putin, Lohansk ve Donetsk'in bağımsızlığını kabul etti. Yüzde 30'u Rusya'nın desteklediği ayrılıkçıların elinde yüzde 70'i Ukrayna'nın elinde. Bu yüzde 70 için nasıl bir statü şekillenecek. Zelenski bir irade ortaya koydu. 'Kesinlikle bir karış toprağımı Rusya'ya kaptırmam' dedi. Evet şu ana kadar yaşanan süreç son derecek önemliydi. Ama önümüzdeki süreç iki bölgedeki çatışmaların şiddetlenebileceği ve doğrusallaşabileceğine dair.
"ABD İSTESEYDİ RUSYA'NIN BU TOPRAKLARA GİRMESİNE İZİN VERMEZDİ"
Askeri bir harekatın ve askeri bir yığınağın karşılığı bu değil. Burada başka bir şey var. ABD, hala söylüyorum. İsteseydi Rusya'nın bu topraklara girmesine izin vermezdi. Engel olurdu buna. Çok basit hamle yapabilirdi. Neydi bunlardan bir tanesi. Gördük bunları vekaletler savaşında. Bir bayrak şov yapabilirdi. Bir C17, bir C5 Galaxy özel tabur iner ABD bayraklarıyla, araçlarıyla temas hattına gelir. 'Ben buradayım' derdi hiçbir mermi atmadan. Veya bir güç gösterisi yapabilirdi.
"ABD BELKİ BİR OYUN OYNUYOR"
Bir jeopolitik oyun oynanıyor. Bu bir stratejik oyun. Ben şimdi soruyorum. Acaba ABD ile Rusya anlaşmış olabilir mi? Biden ile Putin ne konuştu bunu bilmiyoruz. Hadi yüzde 30'u aldı Barış Gücü ile. Diğer yüzde 70 için de bir iddia ortaya koyuyor. Diyor ki 'Bunun da bağımsızlığını kabul ettim ben' diyor. Burası için bir maç çıkarsa, bir çatışma çıkarsa ne olacak? Bu iş zamanda ve alanda derinleşirse bunun sonuçları ne olur? ABD belki buna dair bir oyun oynuyor. Bu neyin oyunu? Bir başka açıdan bakıldığında Rusya'nın ve kıta Avrupa'sının ve Türkiye'nin pozisyonlarını belirleme oyunu. Ben öyle okuyorum.