06.04.2022 - 15:14 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr Deutsche Welle Türkçe
Avrupa ülkelerinden ilk kez doğrudan taarruz silahı temin eden Ukrayna'nın, arabuluculuk çabaları başarısız olan İsrail'den silah almaya çalıştığı bildiriliyor.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, bugün yaptığı açıklamada tüm yabancı müttefiklerin Rusya'ya en üst düzey yaptırım uygulaması gerektiğini belirtip Ukrayna'ya ihtiyaç duyduğu tüm silahların gönderilmesini istedi.
NATO Dışişleri Bakanları bugün Brüksel’de Ukrayna’ya verilebilecek yeni destekleri görüşmek için bir araya geliyor. Toplantı, iki gün sürecek. İttifakın Ukrayna'ya sağladığı silah desteğinin daha da ileri götürüleceğini dile getiren NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rus işgalcilerin haftalar içinde Ukrayna'nın doğusunda saldırıya geçmesini bekliyor. Stoltenberg, Moskova’nın Donetsk ve Lugansk bölgelerini tamamen ele geçirmeye odaklanacağını ve bu bölgeden Kırım’a giden bir koridor kurmayı hedefleyeceğini tahmin ettiklerini söyledi.
24 Şubat'ta başlayan Rus işgaline karşı Ukrayna'ya silah gönderen ABD, 100 milyon dolarlık ek bir sevkiyat daha yapıyor. Pentagon sözcüsü John Kirby, Ukrayna ordusunun acil şekilde Javelin tanksavar füzelerine ihtiyaç duyduğunu aktardı. Omuzdan ateşlenen Javelin füzeleri, savaşın kaderini değiştiren silahlardan biri oldu.
BBC, ABD'nin Ağustos 2021'den bu yana Ukrayna'ya altıncı kez askeri yardım gönderdiğini hatırlatıyor. İşgalin başladığı 24 Şubat'tan bu yana sevk edilen silahların tutarı ise 1,7 milyar dolar.
Haaretz gazetesi, 'Ukrayna İsrail'de özel silah anlaşması araştırıyor' başlığıyla bir haber yayımladı. Haaretz, İsrail'in resmi olarak Ukrayna'ya askeri destek vermeyi reddettiğini ancak buna rağmen Ukraynalı bir heyetin bir haftadır Tel Aviv'de olduğunu yazdı. Ukraynalı heyetin İsrailli özel şirketlerden silah satın almak istediğini aktaran Haaretz, haberinde muhtemel bir anlaşmanın resmi kanallardan gerçekleşmeyeceğini vurguladı.
Ukraynalı heyetin çabası, iki ülke arasındaki resmi yollar yerine özel firmalardan temin edilecek silahların Rus işgalcilere karşı Ukrayna'ya taşınması yönünde. Haaretz gazetesi, heyetin halihazırda bir askeri danışmanlık firması olan eski bir üst düzey İsrail Savunma Bakanlığı yetkilisiyle buluştuğunu kaydediyor. Eski üst düzey yetkili, Ukraynalı heyete İsrail Savunma Bakanlığı onayı olmadan bir anlaşma yapamayacağını iletti.
Haaretz'e konuşan iki üst düzey Ukraynalı yetkili ise, İsrail'in Rusya işgalinin başlamasıyla Ukrayna'ya ihraç edilen tüm silahların lisanslarını dondurduğunu söyledi.
Haaretz ayrıca, Ukraynalı heyetin geçen hafta Dışişleri Bakanı Yair Lapid, İçişleri Bakanı Ayelet Shaked, İskan Bakanı Zeev Elkin ve Knesset sözcüsü Mickey Levy ile görüştüğünü bildirdi. Ukraynalı heyet Savunma Bakanlığı yetkilileriyle de görüşmek istedi ancak taleplerine bir karşılık alamadı.
Avrupa ülkesi Çekya, Ukrayna'ya destek için Rus üretimi T-72 tankları ve BVP-1 zırhlı muharebe araçları gönderdi.
S-300 gibi Rus üretimi hava savunma sistemleri ya da Rus üretimi savaş uçaklarının Ukrayna'ya gönderilme ihtimali, haftalardır konuşuluyordu. Çekya'nın Ukrayna'ya tank sevk etmesi, bir ilk olma özelliği taşıyor.
Çekya'nın 24 televizyonu, Ukrayna'ya gönderilen tank ve zırhlı muharebe araçlarının görüntüsünü yayınladı, Twitter mesajında "Çek ordusundan bir armağan, NATO müttefikleri tarafından kabul edilen" ifadesi yer aldı. Görüntülerde, trenlere yüklenmiş çok sayıda tank ve zırhlı araç göze çarptı.
Sovyetler Birliği döneminde neredeyse 50 yıl önce üretimine başlanan T-72 tankları, halihazırda Rus ordusu tarafından da kullanılıyor.
BVP-1 zırhlı muharebe araçları ise, Sovyetler Birliği döneminde Çekoslovakya'da üretilen BMP-1'in lisanslı kopyası. İşgalden önce Ukrayna ordusunun elinde yaklaşık 200 kadar BVP-1 zırhlı muharebe aracının olduğu biliniyordu.
24 Şubat'ta başlayan Rus işgaline karşı direnen Ukrayna ordusu, ABD ve diğer Avrupa ülkelerinden binlerce tanksavar ve uçaksavar füzesi temin etti. Askeri yardımlarda özellikle Javelin ve NLAW tanksavar füzeleri öne çıktı.
ABD binlerce Javelin füzesinin yanı sıra zamanında Afganistan'da Sovyet uçaklarını düşürmesiyle bilinen Stinger füzelerini de Ukrayna'ya ulaştırdı.
Avrupa Birliği de, Ukrayna'ya silah ve askeri teçhizat desteği için 450 milyon euro ayırdı. Bu yardım; hava savunma sistemleri, tanksavar füzeleri ve mühimmat gibi öldürücü silahları ve askeri gereçleri kapsıyor. Avrupa Birliği yakıt, miğfer ve ilk yardım çantası gibi öldürücü olmayan malzemeler için de 50 milyon euro harcayacak.
AB anlaşmaları, Birliğe normal bütçesinden askeri amaçla faydalanma izni vermiyor. Ancak AB, bu yardım için 'Avrupa Barış Tesisi' adlı fonu devreye soktu. Bu fon, 5 milyar dolara kadar askeri yardım yapılmasına imkân tanıyor.
Bu yönde atılan adım, Almanya'nın savunma politikasındaki ciddi bir değişimin ardından geldi. Ukrayna'ya bin tanksavar ve 500 'Stinger' füzesi verme kararı alan Almanya, böylece savaş bölgelerine öldürücü silah göndermeme yönündeki politikasını değiştirmiş oldu.
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, Batılı ülkelerin şu ana kadarki askeri yardımı, gönderilen silahın türüne bağlı olarak kara ya da hava yoluyla gerçekleşiyor. Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden (ECFR) Doğu Avrupa ve savunma politikaları uzmanı Gustav Gressel, Ukrayna üzerindeki hava sahasının Rus savaş uçaklarınca kontrol edildiğini hatırlattı ve söz konusu tedarikin Rusya tarafından 'hava saldırıları ve füzelerle engellenebileceğini' belirtti. Gressel, DW'ye yaptığı açıklamada, "Güzergâhları biliyorlarsa, bunları gözlem altına alıp belli nakliye araçlarını bulmaya çalışabilirler" ifadesini kullandı.
Böylesi bir aksaklık olasılığı, gözlerin Polonya'ya çevrilmesine neden oluyor. Polonya'nın Ukrayna'yla 535 kilometrelik sınırı bulunuyor.
Geçmişte özellikle ABD ordusunun bölgeye Polonya üzerinden defaatle asker ve teçhizat gönderdiği biliniyor. Polonya üzerindeki yükümlülük, Macaristan'ın silah sevkiyatı için topraklarının kullanılmasına izin vermeyeceğini açıklamasının ardından daha da arttı.
Londra merkezli düşünce kuruluşu Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nden araştırmacı Ed Arnold, "Şu anda bu teçhizatın tamamı öncelikli olarak Polonya sınırında toplanıyor. Örneğin Slovakya istemiş olsaydı da Slovakya'dan Romanya'ya doğru inen sıradağların bulunduğu coğrafyadan dolayı bu kolay bir güzergâh olmazdı. Bu nedenle iki güzergâh var: İlki Belarus sınırına yakın, diğeriyse biraz daha güneyde" dedi.
Cenevre Güvenlik Politikası Merkezi'nin silahlanmayla ilgili bölümünün başındaki Marc Finaud ise sahadaki dinamiklerin her an değişebileceğine vurgu yapıyor. Finaud, "Bu konvoylar ya da sevkiyat araçları vurulursa, yani Batılı ülkeler saldırıya uğrarsa -bu ister NATO topraklarında ister Ukrayna sınırını geçtikten sonra olsun- gerilim daha da yükselir" ifadesini kullanıyor.
DW'ye konuşan Arnold ise bu tehlike nedeniyle Rusların şu an için Batı'nın gönderdiği askeri yardımı hedef almadığını belirtiyor. Ancak buna rağmen Rusya'nın hâlen bu güzergâhları tıkamamasınıysa şaşırtıcığı bulduğunu ifade eden Arnold, "Aslında bu iki güzergâhı ele geçirmek Rusya'nın stratejik açıdan faydasına olurdu. Rusların Belarus'un güneybatısından hareket ederek tüm bu teçhizatı engelleme opsiyonu var" dedi.
Bir diğer kritik faktör ise Ukrayna güçlerinin Kiev ve Harkov'a takviye yapabilmesi bakımından hızla tükenen zaman. Arnold, "Bu durum özellikle de doğudaki temas hattında bulunan Ukrayna güçleri için sorun teşkil ediyor. Buradaki güçler kısa süre içinde Dinyeper Nehri'nin batısına kaymazsa, muhtemelen dışarıyla bağlantıları kesilecek. Yeniden ikmale ihtiyaç duyacaklar çünkü en ağır çatışmalara onlar giriyor. Ve bunlar 95'inci Hava Taarruz Tugayı'ndaki en iyi Ukraynalı askerler" uyarısında bulundu.
Peki, Batı'nın silah sistemlerini Ukrayna'daki cephe hatlarına ulaştırmanın başka yolu var mı? Arnold, "Bir diğer seçenek de Ukraynalı ya da yabancı savaşçıların bunları Polonya'da alıp sınırdan geçirmek olabilir. Ama bu da çok yüksek sayıda olmaz" ifadesini kullandı.
Şu an eldeki mühimmatın bitme riskinin kritik önem arz ettiğini belirten Arnold, "Ukraynalıların elindeki ağır sistemler için gerekli olan mühimmat belki beş gün daha yeter. Bir başka seçenek de Rusların bıraktığı silahları almak. Bu onların kısa bir süre daha idare etmesini sağlar. Ama çok uzun sürmez" dedi.