05.11.2024 - 15:55 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) bugün sandık başında. Ülkenin 47'inci başkanı Cumhuriyetçi Parti adayı ve eski Başkan Donald Trump ya da mevcut başkan yardımcısı ve Demokrat Parti adayı Kamala Harris olacak.
Milliyet gazetesi yazarı Servet Yıldırım, 'Türkiye'nin Penceresi'nden başlıklı yazısında Harris ya da Trump'ın kazanmasının ne anlama geleceği konusunda, "Başkanlığı döneminde Trump ile Erdoğan arasındaki ilişkiler ise nispeten daha iyiydi. Sorunların çözümü için iki lider telefon diplomasisini sıklıkla kullandı" yorumu yapa Yıldırım, şöyle devam etti:
"Birçok sorun için doğrudan Trump ile ilişki kurularak çözüm arandı. Harris’in Türkiye’ye bakışında bugüne kadar olumlu bir işaret görülemedi. Kritik meselelerde tavrı genellikle Ankara’yı kızdıracak şekilde oldu. Kürt meselesiyle ilgili bazı tasarılara imza atmış, ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesini eleştirmiş ve 1915 olaylarıyla ilgili 'soykırım' iddiası girişimlerine destek vermişti."
'EN SANCILI DÖNEM'
"ABD güvenlik ve dış politikasında başkanın kim olduğunun etkisi olmakla birlikte bu etki fazla abartılmamalı" vurgusu da yapan Yıldırım, "Kaldı ki, Türkiye ABD ile ilişkilerde tarihinin en sancılı dönemlerinden birini Biden’a ve Harris’e göre daha pozitif bir isim olarak bilinen Trump başkanlığında yaşadı" şeklinde belirtti.
Trump dönemindeki gerilimler nedeniyle Türkiye ekonomisinin ciddi zarar gördüğünü söyleyen Yıldırım, "ABD’nin bir ülke ile ilişkilerinin nasıl olacağı, başkanın kişisel tercihlerinin ötesinde Pentagon, Kongre ve diğer devlet kuruluşları ile birlikte bir sistemin ürünüdür" şeklinde konuşurken şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özellikle güvenlik ve dış ilişkilerdeki kilit pozisyonlardaki isimlerin etkisi göz ardı edilmemeli. Yeni başkanın bu görevlere kimleri atayacağı ve temsilciler meclisi ile senatonun yapısının nasıl olacağı da önemli. Harris’in dış politika ve ulusal güvenlik danışmanı olan Philip Gordon, Türkiye’yi yakından tanıyan ve geçmişte Türkiye’nin önemi üzerine yazıp, çizmiş birisi. Avrupa ve NATO konusunda da oldukça bilgili ve ilgili. Onun göreve gelmesi önemli olacaktır."
'OLUMLU GELİŞMELER OLABİLİR'
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın, AA'ya verdiği demeçte yeni ABD Başkanı'nın Türkiye ve ABD ilişkilerinde önemli başlıklar konusunda nasıl bir etkisi olabileceği yönündeki soruları yanıtladı.
"Türkiye'nin jeopolitik önemi ve askeri gücünün büyüklüğüne baktığımızda muhakkak ki iki Başkanla da çalışacağı önemli alanlar olacaktır" diyen Açıkalın, "Bundan sonraki süreç açısından olumlu gelişmelerin olabileceğini düşünenlerdenim" dedi ve ekledi:
"Bu belki iddialı bir varsayım ama önümüzdeki süreç Türkiye'nin bir kere daha hem jeopolitik konumu hem de askeri gücü kapasitesini göz önüne aldığımızda Amerika Birleşik Devletleri için vazgeçilmez bir ortak olduğu gerçeğiyle herhangi bir başkanın yönetiminde yüzleşeceğiz."
Özellikle terörle mücadelede Türkiye'nin çok önemli bir gündem maddesi olacağını söyleyen Açıkalın "Amerikan ilişkilerinde bu bağlamda işin
iki boyutu vardı bir FETÖ ile mücadele, diğer taraftan da YPG/PYD meselesi... Özellikle YPG/PYD meselesine baktığımız zaman Türkiye'nin sınır ötesi operasyonları ve Suriye açısından duruşu çok net Amerika Birleşik Devletleri'nde bu konudaki anlaşmazlığı bana sorarsanız Trump'la yeni bir diyalog çerçevesinde konuşabilmek daha mümkün. Kamala Haris hem çalışmayı düşündüğü isimler bakımından fikir verebiliyor. Bu isimlerin çok güçlü bir YPG/PYD desteği vermek konusunda baskısı olacaktır."
EKONOMİK ANLAMI NE?
Açıkalın, ekonomik ilişkiler bakımından ise şöyle bir yorum yaptı: "Ekonomik ilişkiler açısından ele alırsak Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı'nın
son Amerika Birleşik Devletleri ziyaretinde de New York'ta birçok iş insanıyla bir araya geldi. Türkiye'nin izlediği yeni bir ekonomik plan var. Tabii iki başkanın farklı ekonomik paradigmaları açısından baktığımızda e farklı dezavantajlar ve avantajlar var. Ancak ekonomik politikaların ekonomik işbirliğinin gelişmesi de biraz önce saydığım iki konunun ve jeopolitik dinamiklerin ışığında gerçekleşecek."
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
"Dolayısıyla Türk dış politikasının kendine özgü Kırmızı çizgileri kendine özgü, çıkar alanları var. Bu bağlamda da kimin Başkan olacağının ötesinde Türkiye'nin bölgesel konulardaki duruşu bağlamında da hangi Başkanla hangi konuyu daha net konuşacağı konusu. Bence Başkan'ın kim olduğu belli olduktan sonra ortaya çıkacak ve şunu da son olarak söylemek lazım özellikle İsrail Filistin ve Lübnan meselesinde Türkiye'nin çok kritik bir rolü var Bu bağlamda Türkiye'siz bölgede atılan her adımın sürece pek destek olmadığını gördük ama Kamala Harris seçilirse de bu bağlamda farklı bir politika izlenmeyecek. Trump ile belki çok daha farklı bir diyalog oluşması ihtimali var. Rusya-Ukrayna konusunda ise kesinlikle Türkiye ve Trump daha yakın çalıyabilir."