Rum ve Yunan öğrencilerden Ersin Tatar'a saldırı girişimi! Rahatsızlıklarının sebebi belli
İngiltere'nin başkenti Londra'da temaslarda bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a saldırı gerçekleşti. Yunan ve Rum öğrenciler Tatar'ın konvoyunun önünü keserek 'Türklere ve Tatar'a ölüm' sloganı attı. Peki bu saldırı girişiminin arkasında kimler var? Doç. Dr. Emete Gözügüzelli milliyet.com.tr'ye dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
İngiltere'ye giden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sözlü saldırıya uğradı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İngiltere'nin başkenti Londra'daydı. Kings College'da konferansa giden Tatar’ın aracı Rum ve Yunan öğrenciler tarafından hedef alındı. Öğrenci grubu Tatar'ın aracının önünü kesmek istedi. Bir grup Yunan ve Rum genç pankartlar taşıdı.
Ellerinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan bayrağı bulunan grup, Tatar’ın konvoyunun geçişi sırasında “Kıbrıs Rum'dur Tatar'a ölüm” ve "Türkiye Kıbrıs’tan dışarı" sloganları attı.
Tatar'a eşlik eden sivil İngiliz polisler ise saldırganları uzaklaştırdı. Yunan ve Rum öğrencilere bölgede toplanan Türk gençler karşılık verirken, Tatar için alkış sesleri yükseldi.
TATAR'DAN İLK AÇIKLAMA
Yaşanan olayla ilgili açıklama yapan Tatar, "Rumlar ortalığı karıştırdı. İdareye baskı yaptılar. 'Kıbrıs Rum'dur Tatar'a ölüm' sloganları ile önümüzü kestiler. Polisler olmasa saldıracaktılar. Biz haklı davamızı anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. Her platformda davamızı anlatacağız" dedi.
TÜRKİYE'DEN TEPKİLER
Londra'daki olaya Türkiye'den de tepki gecikmedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 'Cumhurbaşkanımız, milletimiz ve şahsım adına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Türkiye olarak, her zaman ve her konuda sonuna kadar yanınızdayız' diyerek tepki gösterdi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise, "KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılan saldırıyı esefle kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu ve benzeri provokatif eylemler, Kıbrıs Türk Halkının haklı davası için mücadelesini asla ve zerrece engelleyemeyecektir. Milli davamızda, Kıbrıs Türk'üyle dayanışma içinde olmaya kararlılıkla devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Kıbrıs Türk Devleti Başkanı Sayın Ersin Tatar'a Londra'da gerçekleştirilmeye çalışılan saldırı girişimini şiddetle kınıyoruz. Sayın Tatar'a karşı düzenlenen bu saldırı girişimine karşı İngiliz makamlarını derhal gereğini yapmaya davet ediyoruz. Kıbrıs Türk'ünün kaderi kaderimizdir. Sayın Cumhurbaşkanımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandı.
TAHAMMÜLERİ YOK!
Londra'da Tatar'ın hedef alınmasındaki plan ne? Saldırının arkasında kimler var? Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi KKTC/Lefkoşa Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, milliyet.com.tr'den Sercan Dinç'e önemli değerlendirmelerde bulundu.
Gözügüzelli'nin açıklamaları şöyle; Bu saldırı girişimi Kıbrıs meselesi kendisini yansıtan bir meseledir. KKTC Cumhurbaşkanı'nın demokratik bir şekilde kendisini ifade etme özgürlüğünü engelleme yönünde düşüncelerini var olan durumu başka ortamlarda paylaşma girişimini dahi Rum gençlerin ve genç neslin tahammül etmeme anlayışı Kıbrıs meselesinin özünü ve ne kadardır Rumların Kıbrıs Türklerini yok sayan bir tutumda, Kıbrıs Türklerinin sahip oldukları egemenlik haklarına aykırı bir şekilde hem yetiştirildiğinin hem de buna tahammül edilmediğinin somut bir göstergesidir.
"RUM GENÇLERİN ORTAK PAYLAŞTIĞI ZEMİN KIBRIS ADASI'NIN YUNAN ADASI OLDUĞU İDDİASINI DİRİ TUTMAK"
Bu nedenle eylemin tabi ki değerlendirmesini bir kaç açıdan ortaya koymamız gerekir. Birincisi, Güney Kıbrıs'ta yetişen ve bu bağlamda yurt dışında yaşayan Rum gençlerin ortak paylaştığı zemin Yunan bayrakları adı altında Kıbrıs Adası'nın Yunan Adası olduğu iddiasını canlı ve diri tutmak. İkincisi, hiçbir şekilde Kıbrıs Türklerinin egemenlik haklarına saygı göstermemek. Üçüncüsü, Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini ve egemenlik haklarını yansıttığı KKTC'yi, KKTC'de yer alan Türk halkının iradesini yok sayan bir tutumda davranmak ve bu zeminde elbette Kıbrıs'ın kendilerine ait olduğunu iddiasıyla yetişen ırkçı bir neslin daha somut bir şekilde gözler önüne serilmesidir.
RUM-YUNAN LOBİSİNİN 'TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI' RAHATSIZLIĞI
Bu saldırı girişimi aynı zamanda uluslararası açıdan da değerlendirdiğimizde hiçbir anlamda Rumların, Kıbrıs Türklerinin uluslararası mecralarda yer alması yönünde tahammül gösteremeyeceklerini ve son dönemlerde KKTC'nin kendi anayasal ismiyle özellikele Türk Devletleri Teşkilatı'nda gözlemci devlet statüsü elde etmesi ve uluslarası görünürlüğünün sağlanması yönünde Türkiye'nin vermiş olduğu güçle görünür hale gelmesi neticesinde Rum-Yunan lobisi oldukça bundan rahatsızlık duymuştur.
TÜRK GENÇLERİN TEPKİSİ
KKTC'nin ortaya koyduğu 'iki eşit egemen devlet' tezinin tahammülsüzlüğünün Rum gençliği nezdinde ortaya konarak uzlaşmazlığın tırmandırmak istendiği göstergesidir.
Her şekilde burada yer alan saldırı girişiminde Kıbrıs Türk ve Türk gençlerinin alkışlarla meseleyi protesto etmeleri ise Türk tarafının ne kadar taşkınlık karşıtı bir duruşla ve tamamıyla hak ve özgürlüklere saygı duruşunu uluslararası alanda gösteren bir tavırla vücut göstermiştir. Takdir edilecek bir şekilde tavır ortaya konmuştur.
"ÇAĞ DIŞIDIR, BAĞNAZLIKTIR, IRKÇILIKTIR"
Türkiye Cumhuriyeti ana vatan olarak sayın Fuat Oktay'ın yapmış olduğu net açıklamalarla da Kıbrıs Türklerinin kendi davalarında ve meselelerinde yalnız olmayacağını yeniden bütün taraflara hatırlatmasına imkan kılan bir sonuç doğurmuştur. Bu yapılan saldırı girişimi tamamıyla çağ dışıdır, bağnazlıktır, ırkçılıktır. Uluslararası hukukta yer alan temel evrensel değerlere aykırı bir duruştur.
"RUM GENÇLERE, KİLİSEDE OKULLARDA TAMAMIYLA BU ZİHNİYET ÖĞRETİLMEKTEDİR"
Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde sözde bir işgal meselesi olarak gösterme veya KKTC'yi yok sayma şeklinde 'Bütün ada Yunan adasıdır' zihniyetini ortaya koyan bir yapının Kıbrıs meselesinin ne kadar birleşik bir Kıbrs çatısı altında da olamayacağının net bir göstergesidir. Çünkü Rumların Kıbrıs meselesine bakışı, 'Yunan adasıdır' zihniyetindedir. Bu zeminde bütün tavır ve politikalar geliştirilmektedir.
Rum milli eğitiminde ortaya konan sistemde gençlere, kilisede okullarda tamamıyla bu zihniyet öğretilmektedir. O nedenle bu derin ayrılık, iyi komşu ilişkilerin bundan sonra ancak varlığı ve iki devlet yapısının uluslararası alanda kabul görmesiyle Kıbrıs meselesinin çözümlenebileceği sadece daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Bu bağnazlık ve ırkçılık temelinde insan haklarını yok sayan bir tutumda Kıbrıs Türk'ünün egemenlik hakkını görmezden gelen bir saldırgan zihniyette tabi ki birleşik bir Kıbrıs olamayacağının da net bir ifadesidir.
"RUMLARIN, TAM ANLAMIYLA SALDIRI GERÇEKLEŞTİRME BİR CESARETİ YOKTUR, OLAMAZ DA"
Rum tarafının siyaseti ve gençleri ne kadar uluslararası hukukun değerlerine karşı da tavır sergilediklerinin bir göstergesidir bu girişim. Hangi çağdayız? Böyle bir girişime ihtiyaç duyuyorlar. Şunu özellikele vurgulamak istiyorum. Rumların, Türk tarafına saldırı tam anlamıyla saldırı gerçekleştirme bir cesareti zaten yoktur, olamaz da. Ancak ve ancak bu şekilde gerçeklik dışı protestolarla kamuoyunu kendilerini mağdur gösterecek şekilde Avrupa'nın içerisinde oluşturdukları siyaset bulma içerisinde sokaklara dökülme ve sayın Cumhurbaşkanı'nın önünü kesme yoluna gidecek kadar küçülmüş bir siyasetin deparçası olduklarını göstermektedir.
