07.04.2023 - 11:59 | Son Güncellenme:
Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle; Sürekli temas halindeyiz. Yoğun bir gündemimiz var. Bölgesel konuları da değerlendirdik. Özellikle Ukrayna konusu ağırlıklı konuydu. Maalesef devam eden savaş başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere tüm dünyaya zarar veriyor. Savaşın müzakereler yolunda sonlandırılması gerektiğini vurguladık. Sayın Cumhurbaşkanımız hem sayın Putin ile hem sayın Zelenskiy ile sürekli temas halinde.
Sergey ile bugün tahıl koridorunu da ele aldık. Anlaşmanın devam etmesine önem veriyoruz. Müzakerenin sonuç verdiğinin bir kanıtı. Dünya gıda krizinin ve özellikle dünyadaki her hanenenin yaşadığı sorunun azaltılmasında da önem arz ediyor.
NATO Dışişleri Bakanları toplantısı marjında İngiltere ve ABD Dışişleri bakanları ile görüştük. Tahıl anlaşmasının devamı için sorunların ele alınması gerekiyor. Lavrov ile bölgesel konuları da ele aldık. Özellikle Suriye'yi değerlendirdik. Moskova'da biliyorsunuz 4'lü bir toplantı gerçekleşti. Gayretleri sebebiyle Sergey ve Rusya Federasyonu'na teşekkür etmek istiyorum.
Moskova'da her ülke tutumlarını ve görüşlerini dile getirdi. Şeffaf ve açık bir şekilde bunun devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Bir toplantı ile çözüleceğine inanmıyoruz bu konuda gereçekçiyiz ancak iletişim olması önemli.
Libya konusunu da ele aldık. Ülkenin bir an önce demokratik seçime hazırlanması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle çok sayıfa milis gruplar var. Libya'nın güvenlik gücüne ihtiyacı var. Ülkenin her anlamda birleştirilmesi için çabalarımızı sürdürüyoruz.
Güney Kafkasya'yı da değerlendirdik. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki süreç, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecini değerlendirdik. Güney Kafkasya'nın kalıcı istikrar ve huzuru için adımların atılması gerekiyor.
AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ'NİN AÇILIŞ TARİHİ
Akkuyu Nükleer Santrali'nin ilk aşamasının açılışı 27 Nisan'da yapılacak. Rusya'dan daha fazla turistin gelmesini bekliyoruz. Bunun dışında yoğun bir gündemimiz var. Temas halinde olmaya devam edeceğiz.
Kıbrıs konusunda da görüş alış verişlerinde bulunduk. Mevcut konjektörde iş birliğimizi ilerletmek için neler yapabileceğimizi değerlendirdik.
Bugün Afganistan'ı da değerlendirdik. Özellikle kadınlar konusunda aldıkları kararları kabul etmemiz mümkün değil.
İkili ilişkjilerimizi de farklı boyutları ile değerlendirme imkanımız oldu. Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin gelişmesi konusunda neler yapabileceğimizi ele aldık. Diğer taraftan turizm her zaman işbirliğimizin önemli bir unsuru. Önümüzdeki süreçte de daha fazla turistin gelmesini elbette bekliyoruz. Yoğun bir gündemimiz var, temas halindeyiz ve temas halinde olmaya devam edeceğiz.
"TÜRKİYE'DE GAZ MERKEZİ KURULACAK"
Lavrov'un açıklamalarından satır başları şöyle; Türk tarafına ve Sayın Çavuşoğlu'na teşekkür etmek istiyorum. Biz bu ziyareti Mart ayında gerçekleştirecektik aslında. Ancak ne yazık ki Türkiye deprem faciasıyla karşılaştı. Rusya yardım elini uzatan ilk ülkelerden birisi oldu. Başkanımızın talimatıyla yardım ekibi, sahra hastanesi, yangını söndürmek üzere uçakları ve insanı yardımları gönderdik. Türkiye'de olduğu gibi bizde de 'kara gün dostu' diye bir tabir var. Türk dostlarımıza elimizden gelen yardımı gerçekleştirmeye çalışacağız. Bu vesileyle tekrardan Türk halkına başsağlığı dileğinde bulunuyoruz.
Bugün kilit konuları değerlendirmiş bulunuyoruz. İkili ilişkilerimizdeki tempo iki ülke lideri arasındaki samimiyetten kaynaklanıyor. Bu tabii ki tempomuzu ve çalışmamızın dinamiğini de belirliyor.
Mayıs ayında Karadeniz İşbirliği Örgütü Parlamento Genel Kurulu toplantısı yapılacak. Hükümetler düzeyinde çeşitli temaslar olacak.
İlişkilerimizde lokomotif olan projelerden bahsettik. Özellikle Akkuyu Nükleer Santrali'ni görüştük. 27 Nisan tarihinde santralin açılışına nükleer enerji sevk etmiş olacağız. Türkiye’de bir gaz merkezi kurulacak. Geçen sene liderlerimiz bu gaz merkezi ile ilgili karar aldılar bu kararın ne kadar isabetli olduğunu daha da anlamış olduk.
Kültür alanında da işbirliğimiz devam ediyor.
SURİYE MESELESİ
Özellikle Suriye meselesine ciddi önem verdik. Rusya'nın aracılığıyla bu ilişkiler normalleşiyor. Mart ayında istihbarat başkanları toplandılar. Moskova'da bakan yardımcıları seviyesinde de bir toplantı yapıldı. Önceki gün de sayın bakanın bahsettiği toplantının öneminden ben de bahsetmek istiyorum.
Libya meselesi de tüm dünyayı yakından ilgilendiren bir konu. Bu ülkeyi uluslararası camia olarak toparlamak istiyoruz. Ancak istediğimiz tempoda bu süreç ilerlemiyor ne yazık ki. Ancak Türk dostlarımızla amacımız ortak.
Bir de Filistin meselesi görüşüldü. İsrail-Filistin ilişkilerin onarılması görüşüldü. Ancak ne yazık ki bu süreç sekteye uğradı diyebiliriz. Ciddi çatışmalar yaşandı ve bu durum daha da gerginliğin artmasına yol açıyor. Filistin ve İsrail arasında doğrudan bir diyalogun kurulmasına ihtiyaç var.
Kafkaslar ile ilgili de tüm tarafların işbirliğinin sürdürülmesi taraftarıyız. Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkinin de normalleşmesinden yanayız.
Ukrayna meselesini de ele almış bulunuyoruz. Biz bir kere daha şunun dikkatini çektik. Bu yapıcı olmayan siyaseti gütmeye devam ediyorlar. Rusya'yı yenecekleri zaman sıra Çin'e gelecek. Kendi ulusal çıkarlarını koruyan her ülkeyi sindirmeye çalışıyorlar. Bir kez daha altını çizmek istediğim bir husus var. Washington tarafı 'savaşı durdurmak yanlış görüşmelerin yapılmasına gerek yok' diyorlar. Tabii ki biz bunun dürüst olmayan bir tutum olduğunu düşünüyoruz. Biz hiçbir zaman görüşmelerden imtina etmedik. Ancak bu görüşmeler bizim hassasiyetlerimizin dikkate alındığı durumda değerlendirilebilir. Onlar bizim haklı çıkarlarımızı gözardı ettiler, Ukrayna ile ilişkimiz sizi ilgilendirmiyor dediler. ABD hegemonyasında herkese kendi tutumunu empoze etmeye çalışıyor ve yeni bir dünya düzeni kurmaya çalışıyor.
BM Genel Sekreteri Guterres ile tahıl anlaşmasını görüştük. Fakat Ukrayna tahılların sevkiyatı ile ilgili gerekeni yapmıyor. Bu tahılların aslan payı ciddi anlamda Avrupa'ya sevk ediliyor. Bir de imtiyazlı bir şekilde sevk ediliyor. Fakat fakir olan ve muhtaç olan ülkeler bu tahılların sadece yüzde 3'ünü alabiliyor. Anlaşmanın Rusya'yı ilgilendiren kısmı uygulanamıyor. BM Genel Sekreteri Guterres Batılı ülkelere sürekli çağrılarda bulunuyor fakat nafile. Rus tahıl ürünlerinin sevkiyatı ile ilgili engeller hala devam ediyor. Hatta daha sert hale getiriliyor. Türk mevkidaşlarımızla bu durumu her yönü ile değerlendirmeye devam edeceğiz.
SORU-CEVAP
TAHIL ANLAŞMASI VE BAHAR AYLARINDA SAVAŞIN ARTMASI BEKLENTİSİ
Çavuşoğlu: 120 gün yerine 60 gün için uzatıldı. Bugüne kadar Ukrayna'nın 3 limanından 27m milyon tondan fazla tahıl sevk edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayın Putin ile görüşmesinde en az gelişmiş ülkelere bu buğdayın gitmesi konusunda görüşlerini iletti. Kriz devam ediyor, savaş devam ediyor ancak bunun en aza indirgenmesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Rus amonyak gübresinin gönderilmesi konusunda BM ile Rusya arasında bir anlayış var bunu da uygulanması önem sarf ediyor. ABD ve Birleşik Krallık ödemelere konusunda bir adım attı ama sorun hala devam ediyor.
New York'ta Guterres ile görüşmemizde bu konuda neler yapabileceğimizi değerlendirdik. Rus amonyak gübresinin bazı Avrupa ülkelerinden gönderilmesi konusunda adım atıldı ancak çözüm olmadı. Bunu da söylemek zorundasınız. Önemli olan bu anlaşmanın devamı için varılan mutabakatların uygulanması lazım dediğimiz bu. Bu süreçte bizim özellikle tabii savaşın sona ermesi konusunda çabalarımız ortada. Maalesef mümkün olmadı. İstanbul'da bir çaba oldu ancak 1 yılı geçti. Bundan sonra da çabalarımız devam edecek. Bahar aylarında çatışmanın artacağı konusunda bir de endişe ediyoruz. Bu savaşın müzakere ile sona erdirilmesi gerektiğine inanıyoruz ve çabalarımızı sürdüreceğiz. Objektif ve ilkeli politikalarımızı da devam ettireceğiz.
Lavrov: Tüm mevcut sorunları Sayın Çavuşoğlu anlattı. Yaptırım listelerinde ne gübre ne de tahıl var. Ancak swift ödeme sisteminden kesildik ve hem limanlara giremiyoruz Rusya gemileri olarak. Aslında bize şunu demeye çalışıyorlar: Siz gübrelerinizi tahıllarınızı stoklayın bir yere gönderemeyeceksiniz nasıl olsa. Bu problemleri gerçek anlamda çözmek isteyen kimseyi görmediğimiz için anlaşmayı askıya aldık. Sonrasında da 60 gün uzatma kararı aldık. Ancak 60 gün sonra yine bir adım atılmazsa biz bu anlaşmaya ihtiyaç duyuyor muyuz diye sorgulamaya başlayacağız.
İSRAİL'İN SALDIRILARI
Çavuşoğlu: İsrail'in bu saldırısını lanetliyorum. İbadet eden Müslümanlara yönelik İsrail polisinin bu saldırısı insanlık dışıdır, kabul edilemez. Kalıcı çözümün yöntemi belli. Bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve Kudüs'ün başkent olması. Türkiye olarak İsrail ile yeniden diyalog başlattık. Herkes bilsin, Filistin, Mescid-i Aksa ve Kudüs konusu bizim kırmızı çizgimizdir, bu konularda bu davalardan hiçbir zaman taviz vermeyiz. Çözümü konusunda Türkiye önemli katkı sağlayabilir.
TÜRKİYE'DEKİ 14 MAYIS SEÇİMLERİ
Lavrov: Beni kimseyle karıştırmadınız değil mi? Rusya kimsenin içişlerine karışmaz. Seçim süreçlerinin parçası değiliz. Daima şeffaflık prensipleri icabı kendi demokratik prosedürlerini icra ettiriyorlar. Egemen bir ülkenin kendi bileceği bir i,ştir bu. Batılı ülkeler 'Çin şunu yapmalıdır, yapacaktır' diyor veya Avrupa ülkeleri Zelenskiy'e 'Rusya üzerinde baskı kuracaksınız' diyebiliyor. Bu rahatsızlıktır. Kimse açık bir dille getiremiyor.
Rus basınından bir gazetecinin 'Türkiye'de seçim kampanyası başladı. Sizce adayların şansları nedir? Rusya bu kampanyada kimleri destekliyor? Enteresan bir şey söylediniz. 'Az kaldı' dediniz. Dünya artık tabiki birden böyle irkildi, korkmaya başladı.'
Lavrov: Kastım, 'Az kaldı' demekle doğru olan kazanacak. Gerçek olan kazanacak. Onu anlatmaktı. Tabi bu zamana bağlı.
Beni kimseyle karıştırmadınız değil mi? Başkasıyla karıştırmadınız? Sizi ABD temsilcilerinin basın toplantılarına davet ediyorum. Orada ABD'lilere bu tarz sorular yönlendirebilirsiniz. Halbuki Rusya hiçbir zaman hiçbir ülkenin içişlerine karışmaz. Şu ya da bu ülkede herhangi bir tartışmaya katılmaz. Seçim süreçlerinin kesinlikle bir parçası değiliz. Biz daima partnerlerimizin demokratik prosedürleri icabı şeffaflık prensipleri icabı kendi demokratiklerini icra ettiriyorlar. Gözlemci ülkeler de bu süreçlere de bazen katılıyor. Fakat Türkiye gibi egemen bir ülkenin kendi bileceği iştir bu.
Halbuki Batılı ülkeler, ABD... Bür ülkede seçim varsa da yoksa da ilgili ülke mesela, 'Çin şunu yapmalı' veya 'Bunu yapacaktır' diyor. Avrupa Birliği'ne de 'Zelenskiy ile görüşecekseniz' veya 'Şu şekilde Rusya ile çalışacaksınız, Rusya üzerinde baskı kuracaksınız' diyorlar. Hindistan ile de aynı şekilde çalışıyorlar. Mesela bir temsilci 'Hindistan kendi çıkarlarını doğru kavramalı, doğru değerlendirmeli' dedi. İşte bu bir 'arsızlıktır' diyebilirim. Kimse bunu açık bir üslupla dile getiremiyor maalesef.
İşte ABD bu tarz diplomasi açısından hiç de hoş olmayan açıklamalara yetinmemekle, kurdukları STK'ları da kullanıyor. Veya yerli şu ya da bu kuruluşlarla bağlantı kurarak dünyanın dört bir yanında renkli devrimler düzenliyorlar. Ukrayna'da da bunu yaptılar. Her ülkenin dört bir yanında bu tarz süreçlere el atabilirler. Renkli devrim onların bildiği bir iş. Zaten mevkidaşım AGİT'ten gözlemci beklediklerini Avrupa Konseyi'nden gözlemci beklediklerini söyledi. Dolayısıyla bu gözlemciler herhalde seçimlerden sonra değerlendirmelerini yapacaktır. Ama şundan çok eminim. Türkiye defalarca bu konuda başarılı olduğunu kabıtladı.
Çavuşoğlu: Çok teşekkür ediyorum. Aslında sorunuzu biraz garipsedim. Ama Sergey Lavrov'a cevabı için çok teşekkür ediyorum. Tabi Sergey'in de söylediği gibi Türkiye demokratik bir ülkedir. Demokratik ve şeffaf seçimler gerçekleştiriyor. Atatürk çok güzel söylemiş, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'
Dolayısıyla her seçimde kararı bizim milletimiz verir. Şimdi yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza da son 6 seçimdir biliyorsunuz bir kanun değişikliğiyle oy hakkı verildi. Onlar da yurt dışından katkı sağlıyor. Dolayısıyla milletimiz karar verecek. Rusya veya herhangi bir ülkenin Türkiye'deki seçimlere karışmasına biz hiçbir zaman arzu etmeyiz. Ruslardan da hiç böyle niyet görmedik zaten. Ama maalesef bu konuda çifte standartlar var mı var. Daha dün Brüksel'den geldim. Oradaki arkadaşlarımız anlattı. Bazı ülkeler özellikle o ülkelerde yapılacak seçim kampanyasıyla ilgili PKK'ya bağlı HDP ve CHP'nin taleplerini karşılarken Cumhur İttifakı'nın taleplerini değişik bahanelerle reddediyorlar. Farklı yöntemlerle müdahale etmeye çalıştıklarını biliyoruz.
Diğer taraftan da seçim gözlem heyetlerimizi de davet ettik. Gerek AGİT gözlemcileri aynı şekilde AGİT PA davet ettik. Ama daha önce olduğu gibi yine buraya gözlemci olarak geldiği zaman HDP/ PKK'ya destek veren bazı milletvekillerinin de uyarılarımıza rağmen listeye dahil etmişler. Daha önce açıkça taraf tutan bunlar objektif gözlem bulunamazlar. Daha önce girişlerine izin vermediğimiz gibi bu iki tane gözlemcinin ülkemize girişine de müsaade edemeyiz. Çünkü bu seçim şeffaf ve demokratik olmalı. Ama gözlemciler de aynı şekilde objektif ve dengeli olmalı. Gelip başka bir partinin kampanyasına veya herhangi bir partinin kampanyasına katılan gözlemcinin gözlemci olamayacağı da aşikardır. Bunun örneklerini de farklı ülkelerde gördük.
Sonuçta inşallah 14 Mayıs'ta milletimiz özgür iradesiyle Türkiye'yi kimin yöneteceğine karar verecek. Biz inanıyoruz ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı milletimiz güçlü bir şekilde tekrar Cumhurbaşkanı seçecektir.