12.12.2022 - 11:38 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr BBC Türkçe
Dünya Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı izlerken, Balkanlardan gelen çatışma haberi bir anda tüm gözlerin bölgeye çevrilmesine yol açtı. Yaz mevsiminin ardından yeniden alev alan Kosova-Sırbistan geriliminde hafta sonunda silah sesleri duyuldu.
Yaklaşık 1,9 milyon nüfuslu küçük Balkan ülkesi Kosova'da 18 Aralık'ta yerel seçimler gerçekleşecekti. Sırpların yaşadığı yerlerdeki yerel seçimler öncesinde Sırpların ana siyasi partisi sandığı boykot edeceğini ilan etti. Seçime günler kala çatışmaların çıkması ve barikatların kurulması üzerine Priştine yönetimi seçim tarihini 23 Nisan'a erteledi. Seçim türbülansını Sırp azınlığın yaşadığı bölgelere ek Kosova polisinin gönderilmesi ve Cumartesi günü eski bir Sırp polisin gözaltına alınması izledi. Dejan Pantic adlı polis devlet kurumlarına, seçim yetkilileri ve polise saldırmakla suçlanıyor. Pantic, Priştine'nin plaka kararını protesto etmek üzere Kasım ayında istifa eden 600 kadar etnik Sırp memurdan biri.
Aynı gün Kosova'nın kuzeyinde görev yapan Avrupa Birliği (AB) polisine ses bombası atıldı, yerel polis de kimliği belirsiz gruplarla çatışmaya girdi. AB, kendi polislerine yapılan saldırılara tolerans gösterilmeyeceğini açıkladı.
Bazı Kosovalı Sırplar da kuzeydeki sınır noktalarına giden yollara kamyonlarla barikat kurdu. Kosova Başbakanı Albin Kurti protestocuları 'suç çeteleri' olarak tanımlayarak, NATO birlikleri KFOR'dan yollara kurulan barikatları temizlemesini istedi.
Uluslararası haber ajansı Agence France-Presse (AFP), Kosova'dan Sırbistan'a uzanan iki sınır kapısına giden yolların barikatlarla kapatılmasının geçişleri felç ettiğini bildiriyor.
Gerilimin giderek tırmanması üzerine Sırbistan lideri Aleksandar Vucic Pazar akşamı Ulusal Güvenlik Konseyi'ni topladı. Vucic, toplantının ardından yaptığı açıklamada Belgrad yönetiminin tansiyonu düşürmenin yollarını aradığını söyledi. Gazetecilerin Kosova'nın kuzeyindeki parlamayı söndürmek isteyip istemediklerini sorması üzerine Alexandar Vucic, "Kesinlikle" yanıtını verdi.
Sırplara itidal çağrısı yapan Vuciç, NATO'nun Kosova'daki barış gücü KFOR'a ve Avrupa Birliği misyonlarına (EULEX) karşı saldırılarda bulunmamalarını istedi:
"Hiç kimse, hiçbir durumda KFOR ya da EULEX'i hedef alan saldırılara karışmamalı."
Ulusal Güvenlik Konseyi'nde alınan kararların detaylarını paylaşmayan Sırbistan lideri, hafta sonu gözaltına alınan tüm Sırpların serbest bırakılmasını istediklerini de duyurdu. Priştine yönetimini tek taraflı adımlar atmakla suçlayan Alexandar Vucic, "Ne zaman bir şeyi çözdüğümüzü düşünsek, bir başka sorun ortaya çıkıyor" dedi.
Kosova'da birkaç aydır süren gerilimin ana nedeni, Kosova yönetiminin, araçlarında Sırbistan plakaları bulunan Kosovalı Sırplara, plakalarını Kosova plakasıyla değiştirme zorunluluğu getirmek istemesi. Bazı Sırplarsa, Kosova'nın bağımsızlığını tanımadıklarını söyleyerek bu kararı protesto ediyor.
Plaka kararıyla ilgili Kasım ayı sonunda AB arabuluculuğunda 'zorlu' bir anlaşma yapıldı. Kosova yönetimi plakalarını değiştirmeyenlere ceza verilmesi planından geri adım atarken, Sırbistan da Kosova'daki kentlere ait yeni plaka vermeyi durdurmayı kabul kabul etti.
Kosova'ya askeri birlikler konuşlandırmayı düşünen Belgrad yönetimi, Priştine yönetiminin kuzeydeki bölgelere ek polis göndermesinin ise 'barış anlaşmalarına aykırı' olduğunu savunuyor.
Sırbistan lideri Vuciç, Kosova'ya polis ve askeri birlikler yollamak için NATO'dan izin isteyeceklerini söyledi ancak muhtemel bir izin çıkmasının zor olduğunu da kabul etti.
NATO'dan ise sert bir çıkış geldi. NATO sözcüsü Oana Lungescu, Twitter hesabından KFOR birliklerine saldırıları 'kabul edilemez' olarak niteledi, sorumlulardan hesap sorulmasını istedi:
"Kosova'daki KFOR misyonu aşırı derecede tetikte ve Birleşmiş Milletler talimatlarını yerine getirmek için tamamıyla muktedir. Tüm taraflara provokatif hamleler ve açıklamalardan kaçınmalarını, istikrar ve sükunete katkıda bulunmaları çağırısında bulunuyoruz."
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, bugün yaptığı açıklamada Sırbistan ve Kosova'ya gerilimi düşürmeleri için güçlü şekilde çağrı yaptıklarını söyledi. Tarafların görüşmelere geri döndüğünü vurgulayan AB'nin bir numaralı diplomatı, "Sokaklarda çatışma ve kuşatma oluşturma yönelimlerini bitirmenin bir yolunu bulmalılar" dedi.
Sırbistan'la birlikte Kosova'yı tanımayan Belgrad yönetiminin müttefiki Rusya'da ise, medyaya yansıyan haberler özellikle dikkat çekici. Resmi haber ajansı Ria Novosti, Kosova'nın kuzeyindeki Sırp okullarının kapalı olacağını bildiriyor.
Sırbistan lideri Vuciç'in 11 Aralık'ı başkanlık koltuğundaki 'en zorlu gün' olarak tanımladığını aktaran Ria, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un Twitter mesajının Belgrad'da büyük tepki çektiğini duyurdu.
Almanya Dışişleri Bakanı, Twitter hesabından Kosova'nın yerel seçimleri erteleyerek gerilimi düşürdüğünü ancak Sırbistan'dan gelen son açıklamaların tersini yaptığını yazdı. Baerbock ayrıca, Kosova'ya Sırp birlikleri gönderme teklifinin bütünüyle kabul edilemez olduğunu kaydetti.
Rus haber ajansı Ria, Alman Dışişleri Bakanı'na Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic'in yine Twitter'dan yanıt verdiğini yazdı. Sırbistan Başbakanı, Berlin'in yorumu için "Sersemletici derecede saçmalık" dedi, Birleşmiş Milletler kararına göre Kosova'ya asker gönderme hakları bulunduğunu ileri sürdü. Almanya ve müttefiklerinin Libya, Suriye, Yemen, Somali ve diğer yerlerde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarını sıkı bir şekilde uygulanmasını istediğini hatırlatan Sırp başbakan, Kosova'da ise bunun göz ardı edildiğini savundu.
Ana Brnabic'in atıfta bulunduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1244 sayılı kararı, 1999 tarihli. Yalnızca Çin'in çekimser kaldığı karara, Belgrad yönetiminin müttefiki Rusya 'evet' oyu vermişti.
Kosova'nın yaklaşık 1.8 milyonluk nüfusunun yüzde 92'si Arnavut, yüzde 6 kadarı ise Sırp. Ülkede Türk nüfus da bulunuyor. Kosova, 1998-99'daki savaşın ardından Sırbistan'dan ayrıldığını açıklamış, 2008'de ise bağımsızlığını ilan etmişti.
Sırbistan Kosova'yı bağımsız bir ülke olarak tanımamakta direniyor ancak ilişkileri normalleştirmek amacıyla 2013'te imzalanan anlaşma uyarınca Kosova yönetimini tanıyor.
Kosova, 100’den fazla ülke tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınıyor, fakat bu ülkeler arasında Sırbistan, Rusya ve Çin bulunmuyor. Türkiye, Kosova'nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olmuştu.
Ülkenin resmi dilleri Arnavutça ve Sırpça. Ülkenin büyük kısmı Müslüman.
Kosova’nın kuzey bölgesinde çoğunluğu oluşturan Sırplar Priştine’nin otoritesini tanımıyor ve bugün hâlâ mali destek sağlayan Sırbistan'a siyasi olarak sadık.
Her zaman çok kültürlü ve çok dilli bir bölge olan Balkanlar’da yaşanan gerilimler ve çatışmalar yüz yıllar öncesine dayansa da, 1. Dünya Savaşı’nda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bölgede kurduğu egemenliğe karşı oluşan milliyetçilik hareketi, bunu günümüze kadar getirdi.
2. Dünya Savaşı’ndan Soğuk Savaş dönemine ve 1990’lı yılların sonuna kadar bölgedeki farklı topluluklar arasında tansiyon giderek tırmandı, çatışmalar ise şiddetlendi.
Sırbistan ile Kosova arasında 1998-1999 yılları arasında şiddetli bir savaş yaşandı. Kosova'daki savaş, NATO güçlerinin 1999 yılında hâlâ Yugoslavya olarak anılan Sırbistan ve Karadağ'ı bombalamasıyla son buldu.
Savaşın ardından Kosova, kısmi özerklikle Sırp egemenliğinde kaldı. Ancak 2004’te yeniden şiddetli çatışmalar başladı, yüzlerce kişi yaralandı. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi çatışmalara müdahale etmeye çalışsa da Konsey’de daimi üye ve veto hakkı olan Rusya tarafından engellendi.
2008 yılında ise Kosovo Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Bugün NATO hâlâ Kosova’daki askeri varlığını sürdürüyor. NATO, bölgenin güvenliğini ve istikrarını korumak, sivil toplum ve insani yardım kuruluşlarına destek olmak, Kosova silahlı kuvvetlerini eğitmek ve “stabil, demokratik, çok ırklı ve barış içindeki bir Kosova’nın gelişmesini sağlamak” için orada bulunduğunu ifade ediyor.
İki ülke arasındaki ilişkiler daha stabil bir hale gelmiş olsa da gerginlik hiçbir zaman tamamen sona ermedi. Priştine'nin, ülkenin kuzeyinde çoğunluğu oluşturan Sırp azınlıklar üzerindeki yetkilerini artırma çabaları, bölgede yaşayanların direnişiyle sonuçlanıyor.