DünyaNew York'ta Türkiye'nin dış politikası tartışıldı

New York'ta Türkiye'nin dış politikası tartışıldı

27.04.2010 - 11:05 | Son Güncellenme:

.

New Yorkta Türkiyenin dış politikası tartışıldı

New York Devlet Üniversitesine (SUNY) bağlı Levin Enstitüsünde, Türkiye’nin dış politikası tartışıldı.

Merkezi Washington’da bulunan "Transatlantik Akademi" adlı düşünce kuruluşu ile Levin Enstitüsünün "Yeni Türk Dış Politikası" adı altında ortaklaşa düzenledikleri bir günlük sempozyumda, 3 ayrı panel düzenlendi.

"AK Parti, İslam ve Türk Dış Politikası" adlı ilk panelde konuşan Sabancı Üniversitesi, Sanat ve Sosyal Bilimlerin kurucu dekanı olan Ahmet Evin, hükümetinin aktif dış politikasının temellerini analiz etti ve bu politikanın merhum Turgut Özal’ın başbakan olduğu zamanlarda başlattığı politikalara benzediği görüşünü dile getirdi.

Merkezi New York’ta bulunan "Dış İlişkiler Konseyi" uzmanlarından Steven Cook da konuşmasında, soğuk savaş döneminin sona ermesiyle Türkiye’nin de aktif bir bölge ülkesi olduğunu belirtti. AB’nin Türkiye ve kendisi konusunda ne yapacağına hala karar veremediğini ifade eden Cook, AB’nin coğrafi ve Hristiyan bir bölge olarak kalmak istemesi halinde Türkiye’nin birliğe alınmayacağını savundu. Türkiye’nin İran ile ilişkilerine de değinen Cook, Türkiye’nin İran’la daha çok ekonomik ilişkiye sahip olmak istediğini, doğal gazının yüzde 60’ını Rusya’dan, yüzde 30’unu da İran’dan aldığını söyledi.

Merkezi Washington’da bulunan Türk Çalışmaları Enstitüsü başkanı David Cuthell ise özellikle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dış politikayı şekillendirdiğini belirterek, kendisinin çok aktif çalıştığını kaydetti.

-AB VE KIBRIS KONULARI-

Haberin Devamı

Sempzoyumun ikinci panelinde "AB, İnsan Hakları, Kalkınma ve Katılım Süreci" konuları tartışıldı.

New York Üniversitesinde akademisyen olan Michael Oppenheimer, Türkiye’nin AB katılım sürecini incelediği konuşmasında, AB’nin Türkiye’ye "AB perspektifi" veremediğini ve bu yüzden Türkiye’de kamuoyunun AB üyeliğini giderek yarardan çok yük getirecek bir süreç olarak görmeye başladığı görüşünü dile getirdi.

Transatlantik Akademisinden Nathalie Tocci de konuşmasında, Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinin Kıbrıs konusuna takıldığını, Rum yönetiminin AB’ye alınmasının büyük hata olduğunu vurguladı. Tocci, Avrupa Parlamentosunun yeni Lizbon anlaşması ışığında KKTC’ye doğrudan ticaret yolunu açabileceği yönünde iyi bir haber vermek istediğini de belirtti.

Yine aynı kurumdan doktora öğrencisi Juliette Tolay da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin giderek daha Avrupalı, aynı zamanda da AB’den daha bağımsız bir hale geldiğini söyledi. SUNY bölüm başkanlarından Zehra Kabasakal Arat da Türkiye’de sivil ve politik hakların gelişimini anlatan kapsamlı bir sunuş yaptı.

-ORTA DOĞU-

Haberin Devamı

Sempozyumun son panelinde ise "Türkiye’nin Orta Doğu’daki Yeni Rolü" ele alındı. Boğaziçi Üniversitesi profesörlerinden Kemal Kirişci konuşmasında, dış politikanın belirlenmesinde ekonomik faktörlerin ideolojiden önce geldiğini, Türkiye’nin yeni pazarlar peşinde olduğunu belirtti.

Akademisyen Umut Uzer konuşmasında, Türkiye’nin Orta Doğu’da Batı’ya arkasını döndüğü yolundaki iddiaların doğru olmadığını, Türkiye’nin eskiden beri Orta Doğu’ya yönelik politikalarının olduğunu, sadece Türkiye’nin dış politikasının son dönemde Orta Doğu’ya daha çok odaklandığını belirtti. Uzer, İsrail-Filistin barış sürecinde yaşanacak herhangi bir olumlu adımın Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilere de olumlu yansıyacağını söyledi.

"Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü"nün Türkiye Programı başkanı Soner Çağaptay da panelde yaptığı ayrıntılı konuşmasında, AK Parti’nin Hamas’la yakınlaştığını, İsrail’in Hamas’a yönelik tutumunu değiştirmesini istediğini iddia etti.

ABD’nin İran’ın nükleer programına yönelik BM yaptırımları getirmeyi istediği ve Türkiye’nin bu yaptırımlar konusunda nasıl bir tutum takınacağı yolundaki sorular üzerine Kirişçi, Türk kamuoyunun yaptırımların işe yaramadığını düşündüğünü, bu fikrin sadece Türkiye’de değil, Orta Doğu’daki kamuoyu tarafından da paylaşıldığını söyledi. Çağaptay ise BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyesi olan Türkiye’nin İran yaptırımları konusunda kullanacağı oyun çok önemli olacağını belirterek, Türkiye’nin ABD’nin tutumuna karşı bir oy kullanmasının ilişkileri 2003 yılındaki gibi bir krize götürme potansiyeli olduğunu, Türkiye’nin bu noktada kendisini çok iyi anlatması gerektiğini belirtti.

Ergenekon davasının da zaman zaman sorularla gündeme geldiği sempozyumda konuşmacılar iddiaların doğru olup olmadığının ortaya çıkarılması ve davanın sonuçlanması gerektiğini belirtirken, bazı konuşmacılar bu süreçte yanlış uygulamaların yapıldığını belirttiler.

KEŞFETYENİ
Kanseri yenmişti! Ünlü şarkıcı son halini paylaştı
Kanseri yenmişti! Ünlü şarkıcı son halini paylaştı

Cadde | 24.04.2025 - 10:02

Kanserle mücadelesini kazanan şarkıcı Şimal, eski günlerine kavuşmak için gün sayıyor.

Yazarlar