24.04.2025 - 17:39 | Son Güncellenme:
AA
İstanbul'daki son depremlerin ardından toplanma alanlarının, parkların ve kamusal alanların öneminin bir kez daha ortaya çıktığını anlatan Kaç, deprem öncesi ve sonrasıyla ilgili önerilerini AA muhabirine anlattı.
Mimar Kaç, Japonların depremle iç içe yaşamayı öğrendiğini ve alınacak tedbirler konusunda ciddi aşama kaydettiğini belirtti.
Deprem öncesi kadar sonrasını planlamanın da önemli olduğuna dikkati çeken Kaç, "Önceden hazırlık yapmak şart. Mesela insanlar deprem sonrasında açık alana gidip vakit geçirdi. Çok şükür yıkıcı bir deprem olmadı ama yıkıcı bir deprem olduğunu tahayyül edelim. Eğer yıkıcı bir deprem olsaydı insanlar orada bir süre kalmak zorunda kalacaktı." diye konuştu.
Mimar Kaç, Japonya'da bu alanda yapılan çalışmaların Türkiye için örnek olabileceğini kaydetti.
Özellikle parklarla ilgili belirli standartların zorunlu olması gerektiğini söyleyen Kaç, şöyle devam etti:
"Japonya'da standart olarak parklara bazı fonksiyonlar katarak 'afet parkları' dedikleri yerler oluşturmuşlar. Tokyo'da 50'den fazla afet parkı var. Mesela afet tuvaletleri taşınabilir, hızlı bir şekilde kuruluyor. Afet çarkları olabilir. Afet bankaları olabilir. Su tankları hemen devreye giriyor. Elektrik ihtiyacı bazı sistemlerle karşılanabiliyor. İletişim de çok önemlidir. 23 Nisan'da İstanbul'da olan depremde insanlarımız da fark etmiştir ki, telefonlar çalışmıyordu. Bu noktalarda afet parkları gibi kalıcı çözümler üretmek hayati önem taşıyor."
Japonya'da depreme karşı hazırlığın siyasetin ve ekonominin en önemli alanlarından biri olduğunu dile getiren Kaç, insanları bilinçlendirmenin önemine vurgu yaptı.
Kaç, kendisinin de bu alanda mimari çalışmalar yaptığını belirterek, şunları aktardı:
"Ben 2019'da Tokyo'nun batısında bulunan bir okulu tasarlamıştım. Hachioji Belediyesine ait bir okul. Burası standart bir okuldu. Fakat belediye ile görüşmeler yaparken afet ile alakalı birçok konu gündeme geldi. Afet anında insanların okul bahçesinde toplanıp temel ihtiyaçlarını giderebileceği fonksiyonlar kattık. Afet tuvaletleri yaptık. Spor salonlarını afet anında mümkün mertebe korunaklı bir hale getirdik. Spor salonunun içine afet depoları yaptık. O depolara taşınabilir yorgan, battaniye veya kurulumu kolayca yapılabilecek, insanların orada kalmalarını sağlayan birçok malzeme ekledik."
DEPREMDE "3 KURALI" BAZ ALINARAK ÇALIŞILABİLİR
Mimar Kaç, depremle ilgili çalışmalarda "3 kuralı" denilen bir kavramın yön gösterici olabileceğini söyleyerek, "3 dakika, 3 saat ve 3 gün kuralından oluşan 3 kuralı önemli. 3 dakika içinde insanlar yaşıyor mu? 3 saat içinde ailesi yaşıyor mu, yaşamıyor mu? 3 gün içinde dışarıdan herhangi bir yardım almadan bulunduğu yerde hayatını idame ettirebilir mi? Bunlar çok önemli." diye konuştu.
Olası büyük İstanbul depremi sonrası için bu prensibe göre hazırlık yapılması gerektiğini belirten Kaç, şunları kaydetti:
"Her vatandaş, bulunduğu bölgede 5-10 dakika yürüme mesafesinde gidebileceği alanları önceden belki belirleyebilir. Kafasında farklı bir simülasyon yapabilir. 'Deprem oldu. Bulunduğum bina yıkılmadı. Dışarı çıktım. Bu parka gittim. Bu parkta 3 gün boyunca yaşamam gerekiyor.' gibi. Ayrıca afet öncesinde boş alanlarla ilgili bazı planlamalar yapılabilir. Altyapı, su, elektrik, yeme-içme, belki barınma... Bu tarz fonksiyonlar bu açık alanlara kazandırılırsa, afet sonrasında insanların kullanabileceği bir alan oluşturulabilir diye düşünüyorum. Aynı şekilde afet parkları da oluşturulmalı."