27.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÜLDENER SONUMUT
Macron’un açıklamalarının ardından 2019 yılının Aralık ayında İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları zirvesinde liderler, NATO Genel Sekreterine İttifak’ın siyasi geleceğini teminat altına almak amacıyla karar alma mekanizmalarını daha etkin kılacak reformlar konusunda önerilerde bulunmasını talep etti.
Bunun üzerine kolları sıvayan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, geçtiğimiz Nisan ayında aralarında Büyükelçi Tacan İldem, Almanya savunma eski bakanı Thomas de Maizière ve Fransa dışişleri eski bakanı Hubert Vedrine ile ABD adına eş başkanlık eden Wess Mitchell’in de bulunduğu 10 kişilik bir bağımsız uzman grubu oluşturdu. Başkentlerle temaslarda bulunan uzman grubu hafta başında raporlarını sonuçlandırarak NATO Genel Sekreteri’ne teslim ettiler. Stoltenberg de 1-2 Aralık tarihinde düzenlenecek olan NATO dışişleri bakanları toplantısında raporu resmen açıklayarak İttifak’ın reform sürecine de start vermiş olacak.
İttifak geçmişte de gerek askeri kanadında, gerekse tehditler, temel görevleri hatta işleyiş tarzı hakkında bir çok reformlar gerçekleştirdi. 1-2 Aralık’ta başlayacak olan süreç ne bir ilk ne de son olacak. Zira NATO değişen güvenlik ortamına ve tehditlere göre üyelerini korumak için her zaman gereken adımları demokratik bir yöntemle ve saydamlıkla tartışarak kendini yenilemesini bildi. Galler zirvesi belki bir istisna teşkil edebilir.
Aralık 1967 yılında kabul edilen ve NATO’nun ilk kapsamlı yapısal reformlarını içeren Harmel raporundan bu yana İttifak soğuk savaş döneminde ve sonrasında stratejik konsepti ve insan kaynakları dahil birçok dönüşüme imza attı. Gelinen noktada 30 üyeye sahip olan, geniş bir coğrafyada yeni tehditlere karşı üyelerini savunma gayretinde bulunan ve hasmane niyetlere sahip üçüncü ülkelere karşı caydırıcılığını korumaya çalışan NATO daha etkin bir karar alma mekanizmasına sahip.
Oydaşmadan vazgeçilmedi
Uluslararası basın kuruluşlarının kaleme aldığının aksine NATO henüz oydaşmadan vazgeçmedi. Konu henüz Kuzey Atlantik Konseyi’nin gündemine gelmedi. Türkiye’nin veya Macaristan’ın oydaşmadan vazgeçilmesine karşı çıkacağını dile getirmek sadece niyet tellaklığından ibaret. Zira Türkiye bu konuda henüz kartlarını açıklamadı. Fransa’nın da oybirliği kararına son verilmesine sıcak bakmayacağı biliniyor.
NATO’nun 10 uzmanı tarafından sunulacak olan raporda, İttifak’ın insan kaynaklarından gelirleri ve bütçesini oluşturma şekli, yeni tehditler, NATO Genel Sekreterinin yetkilerinin artırılması, İttifak’ın Güney Kanadı, Rusya’yla ilişkilerin geleceği, Greta Thunberg’in başlatmış olduğu çevre hassasiyeti gibi konuların yer almasını beklemek gerekir. Çin’le ilişkiler ve çevre sorunlarının güvenliğe yansımaları gibi alanlarda önerilerin bulunması da şaşırtıcı olmaması gerekir. Ayrıca siber güvenlik, hibrid tehditler gibi konularda da beklentiler arasında. NATO’nun sadece AB veya BM değil, dünyadaki tüm bölgesel çok taraflı örgütlerle kurumsal ilişki içerisinde olması için yapması gereken dönüşümlere yönelik olarak da öneriler içermesi bekleniyor.
Bundan önce ABD eski dışişleri bakanı Madeleine Albright’in yeni stratejik konsept için kaleme almış olduğu rapor gibi bu rapor da sadece NATO’nun dönüşümüne yönelik olarak tartışmalara start vermek amacıyla yapılan bir rapor. İttifak’ın daha etkin çalışması için oydaşmaya son verilmesi gerekebilir. Ancak oydaşmanın sonlandırılması için de tüm müttefiklerin birbirlerine güvenmeleri gerekiyor. Oysa an itibariyle müttefikler arasında bir güven ortamı bulunmuyor.
Stoltenberg’in NATO Gençler zirvesi, girişimciler zirvesi, dışişleri bakanları toplantısı ve akademik çevrelerle gerçeklekleştireceği temaslar ve görüşmeler sayesinde NATO’nun yeniden yapılanmasının hangi yönde ve nasıl şekilleneceği kesinlik kazanacaktır. Mart veya Nisan 2021’de Joe Biden’ın seçilmesinin ardından yapılması beklenen mini zirveden sonra 2022 yılında düzenlenmesi öngörülen NATO zirvesinde üye ülkeler İttifak’ın yeniden yapılanmasını tüm boyutlarıyla düşünecekler. Türkiye’nin bu alandaki katkısı ve yaratıcı fikirleri İttifak için önemli katkı oluşturur. Türkiye’nin vetosunu şimdiden kullanacağı yönündeki ucuz ve peşin hükümlü görüşler NATO’yu yüceltmekten uzak maalesef.
NATO’DA REFORM PLANI NELERİ İÇERİYOR?
NATO’da reform hareketi önceki gün Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın girişimiyle oluşturulan uzmanlar komisyonu raporunu tamamlaması ve üye ülkelere göndermesiyle başladı. Rapor, NATO içinde siyasi işbirliği ve iletişimi güçlendirmek üzere 140 tavsiye içeriyor.
Rapordaki öneriler arasında, NATO üyesi olmayan AB ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının NATO zirveleri çerçevesinde yapılan görüşmelere davet edilmesi de yer alıyor. Bu öneriyle NATO ile AB arasında işbirliğinin daha da güçlendirilmesi hedefleniyor. Ancak AB üyesi olup NATO üyesi olmayan Güney Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkelerin durumu soru işareti yaratıyor. NATO gündemine gelen raporda yer alan bir başka tartışma yaratan öneri ise üye ülkelerin ittifak kararlarını veto etmesinin zorlaştırılması.
ÇAVUŞOĞLU İLE STOLTENBERG GÖRÜŞTÜ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’le bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmeye ilişkin Twitter’dan paylaştığı mesajda, gelecek hafta düzenlenecek NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın hazırlıklarını ele aldıklarını kaydetti. Çavuşoğlu mesajında, “Gemimize yapılan muamelenin kabul edilemez olduğunu vurguladım. Doğu Akdeniz, Afganistan, Libya ve Yukarı Karabağ’a ilişkin gelişmeleri değerlendirdik” ifadelerini kullandı.