08.04.2011 - 10:21 | Son Güncellenme:
Libya’da, Muammer Kaddafi’ye bağlı askerler tarafından hafta başı gözaltına alınan biri Güney Afrikalı, biri İspanyol, 2’si Amerikalı 4 gazeteciden hala haber alınamadığı bildirildi.
Amerikan dergisi "The Atlantic", internet sitesinde yayımladığı açıklamada, TheAtlantic.com için çalışan Clare Morgana Gillis, GlobalPost.com’la da çalışmış olan bağımsız gazeteci James Foley, İspanyol foto muhabir Manu Brabo ve Güney Afrikalı foto muhabir Anton Hammerl’in Salı günü Brega petrol limanının yakınlarında içinde bulundukları arabadan askerler tarafından alınıp götürüldüklerini belirtti.
Açıklamaya göre, Libyalı muhalifler, 4 gazeteciyi Kaddafi’nin askerleri tarafından götürülürken, gördüklerini ifade etti. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü de güvenilir bir kaynağa dayandırarak yayımladığı yazılı açıklamasında, 4 gazetecinin 4 Nisandan beri Libya’da kayıp olduğunu ve durumları hakkında endişe edildiğini bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelerdeki çok yönlü ilişkilerini kullanarak 4 gazeteci hakkında bilgi edinmeye çalıştığını belirtti.
"MUHALİFLERİN KADDAFİ’Yİ DEVİRME OLASILIĞI ÇOK DÜŞÜK"
ABD Afrika Komutanlığını idare eden general Carter Ham, ABD Senatosuna yaptığı açıklamada, Libya’da Kaddafi rejimine karşı mücadele eden muhaliflerin Muammer Kaddafi’yi devirmelerinin "çok düşük bir olasılık" olduğunun altını çizdi.
Muhaliflerin iyi örgütlenmediğini ve Kaddafi’nin hala başkent Trablus’u elinde bulundurduğunu belirten Ham, 19 Martta Kaddafi güçlerinin mevzilerine karşı düzenlenen uluslararası bombardımanların "büyük ölçüde" rejimin sivilleri vurma kapasitesini düşürdüğünü söyledi.
Ham, siviller bulunduğu için Trablus’un 214 kilometre doğusunda yer alan ülkenin 3. büyük kenti Misrata’nın bombalanmadığını ve şu an Kaddafi güçlerinin ablukası altında bulunduğunu belirtti.
ABD silahlı kuvvetlerinin, Libya’ya karşı girişilen uluslararası operasyondan savaş uçaklarını ve Tomahawk füzelerini geri çektiğini hatırlatan Ham, NATO’nun emrinde AC-130 tipi ağır silahlarla donatılmış isabet gücü yüksek taarruz uçakları bulunduğunu ve gerekirse NATO’nun bunları kullanabileceğini söyledi.
General Ham ayrıca, bir ABD askeri kara harekatının bölgede şiddetli tepkilere neden olabileceği konusunda da uyarıda bulundu. Ham yaptığı açıklamada, "Kişisel kanatım şu ki, şu an böyle bir operasyon için şu anki durum ve zaman elverişli değil" diye konuştu. Ham ayrıca, "bazi Arap ülkelerinin muhaliflere silah göndermeye başladığı" yönünde bilgiler aldığını da sözlerine ekledi.
OBAMA: "RUANDA SOYKIRIMI BİZE DERS OLMALIDIR"
ABD Başkanı Barack Obama, uluslararası toplumun 1994 yılının ilkbaharında Afrika ülkesi Ruanda’da meydana gelen ve 800 bin kişinin hayatına mal olan soykırımdan gereken dersleri çıkartıp, bir daha böyle bir trajedinin yaşanmasına izin vermemesi gerektiğini belirtti.
Soykırımda ölenleri anan Obama yayımladığı yazılı açıklamada, "Ruanda olayı biz insanlara birbirimize karşı olan sorumluluklarımızı hatırlatır ve bugün Libya örneğinde olduğu gibi, masum sivillerin öldürülmesini önlemek amacıyla uluslararası toplumu harekete geçirir" ifadelerini kullandı.
LOCKERBİE FACİASI
Eski Libya Dışişleri Bakanı Musa Kussa’nın, 1988 yılında çoğu ABD vatandaşı olmak üzere 270 kişinin ölümüne yol açan Lockerbie saldırısıyla ilgili İskoçyalı soruşturmacılara bilgi verdiği bildirildi.
BBC verdiği haberde, soruşturmacıların, geçen hafta İngiltere’ye sığınan ve Libya hükümetinin sivillere yönelik saldırılarından ötürü kabineden ayrıldığını belirtmiş olan Kussa ile saldırı hakkındaki bildiklerini öğrenmek amacıyla bir araya geldiklerini ifade etti.
BBC, soruşturmacıların, istifasından önce "Kaddafi’nin en güvendiği adam" olarak tanınan Kussa’nın, saldırıda bir rol oynadığından şüphe ettiklerini kaydetti. Kussa ile soruşturmacıların arasında geçen görüşme hakkında ise bilgi verilmedi.
Amerikan Pan Am uçağı, 1988 yılında, İskoçya’nın Lockerbie kasabasının üzerinden geçerken, düzenlenen bombalı saldırı sonucu havada infilak etmişti.