18.10.2008 - 00:21 | Son Güncellenme:
Görüşmeler bir ayını doldurmuşken, benden önceki meslektaşımın vermiş olduğu Adayı ziyaret sözünü yerine getirmenin ve Birleşik Krallık’ın Ada’nın tekrar birleşmesi yönündeki güçlü desteğini bu sürecin başında göstermenin ne kadar önemli olduğunu açıkça gördüm.
Bu görüşmeler, tüm bölgenin barış ve refahı için esas olan Kıbrıs sorununun çözümü adına şimdiye kadar sunulan en iyi fırsatı oluşturmakta.
Memnunum
Ziyaretim sırasında her iki lider ile bir araya gelme imkânı bulmuş olmak ve görüşmelerin gidişatı konusunda ilk ağızdan bilgi almaktan son derece memnunum. Sayın Talat ile makamında yaptığım görüşme sırasında Kıbrıs’ın birleşmesi konusundaki kararlılığımızı konuştuk. Her iki lider de devlet adamlıkları, yapıcı yaklaşımları ve bu değişim fırsatını yakalamakta göstermiş oldukları başarıdan ötürü bende büyük bir takdir ve saygı uyandırmakta. Birleşik Krallık’a döndükten sonra ise liderlerin yoğun bir görüşme programını üstlenmiş ve güven artırıcı sağlam bir önlem olarak planlı askeri tatbikatları iptal etmiş olduklarını görmek son derece olumlu oldu.
Birleşik Krallık, Birleşmiş Milletler’in (BM) politik eşitliğe sahip iki kesimli, iki toplumlu bir federasyona dayalı çözüm yönündeki çabalarını desteklemeyi sürdürmektedir. Varılacak nihai çözümün ne şekilde olacağını karar verecek olan taraf tabii ki Kıbrıs halkı olacaktır, fakat Birleşik Krallık, Kıbrıslılar için Kıbrıslılar ile varılacak bir anlaşmanın tüm taraflarına istendiğinde elinden gelen yardım ve desteği sunmaya hazırdır.
Şu anda, Kıbrıs Türk halkı Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin tüm avantajlarından tam olarak faydalanma, ya da sorumluluklarını paylaşma, imkânına sahip değil. Oysa ki Ada’nın birleşmesini sağlayacak bir anlaşma Kıbrıs Türk Halkına potansiyellerinin tamamına erişme imkânı sunacaktır. Kıbrıs’ın AB içerisinde, Kıbrıs Türk halkının AB vatandaşlığı rolünü tamamıyla üstlenmesine imkân veren bütünlüğüne kavuşmuş bir ülke olarak yükseldiğini görmek hepimizin ortak arzusudur.
Bu konunun çözüme kavuşmasında paydası olan herkesten, konuya dahil, olumlu ve destekleyici olmayı sürdürmelerini bekliyoruz. Türkiye’nin bugüne kadar vermiş olduğu olumlu mesajları takdirle karşılıyoruz. Türkiye bu konuda önemli bir rol oynamaktadır ve konunun çözümünden kazanacağı çok şey vardır.
Ziyaretim sırasında, bu fırsatın kaçmasına ya da görüşmelerin sekteye uğramasına izin vermemeleri konusunda Kıbrıslılara yoğun telkinlerde bulundum. Türkiye ve Yunanistan da dahil Kıbrıs’ın komşuları ve uluslararası camianın diğer üyeleri olarak Kıbrıslıların Ada’yı birleştirme konusundaki çalışmalarını desteklemek için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.
Kolay olmayacak
Bu müzakerelerin kolay olacağını düşünmüyorum. Her iki halkın da müzakerelerde ele alınması gereken birtakım endişeleri ve gereksinimleri var. Gene aynı şekilde her iki tarafın da bu yolda ilerlerken karşılarına çıkan engelleri aşabilmek için esnek ve uzlaşmaya açık olması gerekmiştir ve gerekecektir de. Fakat, uluslararası camia bu sürece verdiği desteği devam ettirmektedir ve birleşmiş bir Kıbrıs’a hoş geldin demeye hazırdır. Desmond Tutu’nun da Kıbrıs ziyareti sırasında dediği gibi, “Tarihle yaptıkları bu randevuda her iki tarafı da cesaretlendirmek için geldik.” Gerçekten de bu iki lider şu anda tarih yazmaktalar.
Caroline Flint, MV
Birleşik Krallık Avrupa’dan
Sorumlu Devlet Bakanı