18.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÜLDENER SONUMUT
Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları toplantısında, Beyaz Saray’ın yeni kiracısının İttifak’tan beklentileri açıklık kazandı. Hatırlanacağı üzere, ABD Başkanı Donald Trump, kampanyası sırasında, NATO’yu atıl ve niteliğini yitirmiş bir örgüt diye tanımlamış, geleceğini sorgulamıştı. Bu da, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun Avrupalı müttefiklerini kaygılandırmıştı. Trump, göreve gelince fikirlerinin değişmediğini dile getirmişti.
ABD Savunma Bakanı James Mattis, Brüksel’de Washington’ın NATO ve müttefiklerden beklentilerini sıraladı. Eski Başkan Barack Obama’nın aksine Mattis, yeni yönetimin Transatlantik ilişkilerinin zemini ve adresinin NATO olduğunu söyleyerek, Avrupalı müttefiklerin gönlüne biraz su serpti, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Baltık ülkeleri gibi güvenliği doğrudan NATO’ya bağlı ülkelerin kaygılarını gidermeye çalıştı.
Ancak Mattis, Başkan Trump’un külfet paylaşımı açıklamalarının ne kadar ciddi olduğunu da vurgularken, AB ülkelerinin güvenliğinin sonsuza dek ABD’li vergi mükelleflerinin parasıyla sağlanamayacağını, Avrupalıların mali ve askeri külfeti ABD’yle paylaşmaları gerektiğini ifade etti.
İttifak’ın yeni tehditlere karşı başedebilecek imkan ve yeteneklere sahip olması gerektiğine dikkat çeken Mattis, yeni tehditler arasında da siber saldırılar, hibrid savaşlar ve terorizmle mücadele gibi konuları sıraladı.
Mattis aslında yeni bir açıklama yapmadı. Washington, 2008’den bu yana konuyu sürekli dile getiriyor. Trump, bunu biraz daha açık ve “samimi” şekilde söylüyor. 2008’deki küresel mali krizin ardından dönemin ABD Savunma Bakanı Robert Gates de bunu savunmuştu. Obama’nın ABD başkanlığı döneminde NATO’nun bir çok dış operasyonu ya küçültüldü, ya da son buldu. Bu yüzden Trump’un açıklamaları ve ABD’nin NATO’ya yeni yaklaşımı, İttifak’ı yeniden canlandırdı.
Avrupalı müttefikler, NATO’nun değerini tekrar keşfetti ve transatlantik ilişkilerin belkemiğinin ABD-AB değil, NATO olduğunu hatırladı. NATO’yu ABD yönetimine çekici kılmak için katkı yapmaları gerektiğini anlayan Avrupalılar, İttifak’ın ve müttefiklerin yeni görevlerinin belirlenmesi için de çalışma başlattı. Bu yeni yapılanma, muhtemelen Mayıs’taki Olağanüstü NATO Devlet ve Hükümet Başkanları toplantısında biraz daha netlik kazanacak.
ABD-Türkiye ilişkisi
Öte yandan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın Mattis’le görüşmesinden ilk izlenim hayli olumlu. İki bakanın “tanışma amaçlı” görüşmesi 35 dakika sürse de, Obama yönetiminin son döneminde gerilen ABD-Türkiye ilişkilerini yeniden düzenleme ve rayına oturtma konusunda ciddi irade sergilendi.
Trump yönetimi, Türkiye’nin hassasiyetlerine daha duyarlı ve samimi yaklaşım içinde olacağının işaretlerini gösterdi. Trump’ın göreve geldiği tarihten bu yana, dışişleri ve savunma bakanları düzeyinde yapılan görüşmeler, CIA Başkanı ile ABD Genelkurmay Başkanı’nın Ankara ziyaretleri, bunun açık göstergesi.
Transatlantik iliskilere her zaman önem verdiğini ifade etmekle yetinmeyen Türkiye, bu konuda kararlı bir tutum da sergiliyor.
Ankara, savunma harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıla’sının yüzde 2’sine ulaşması için bütçe çalışması başlattı. Savunma sanayii alanında imkan ve yetenekleri geliştirme çalışmalarıysa sürüyor. Türk savaş uçağının gelistirilmesi için İngiltere ile yapılan işbirliği de Türkiye’nin “güvenlik tüketen değil, üreten ülke” olmayı sürdüreceğinin göstergesi.