20.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Pınar Ersoy
ABD’nin başkenti Washington DC’de “Beyaz Saray Şiddet İçeren Radikalizmle Mücadele Zirvesi” 60 ülkeden temsilcilerin katılımıyla başladı. ABD Başkanı Barack Obama’nın terörizmle yalnızca silahla savaşılamayacağı yönündeki açıklamalarının ışığında düzenlenen toplantıda bakanlar ekonomik, sosyal ve politik kararların radikalleşmeyi nasıl önleyebileceğini tartıştı. Liderlerin eylül ayındaki BM Genel Kurulu sırasında tekrar bir araya gelerek istişareye devam edeceği açıklandı.
‘Dini lider değil terörist’
Beyaz Saray’ın IŞİD’le mücadelenin devam ettiği bir dönemde zirvenin hedefini İslami terör olarak açıklamaktan kaçınması bazı çevrelerde eleştirilmişti. Ancak Amerikalı yetkililer terörü tek bir dinle bağlantılı görmediklerini defalarca söyledi. Nitekim zirvenin açılışında gösterilen videoda El Kaide’nin son 10 yılda gerçekleştirdiği saldırıların yanı sıra Norveç’te 2011 yılında aşırı sağcı Anders Breivik’in gerçekleştirdiği saldırının kurbanlarına da yer verildi. Obama da zirvede “Terörizmden hiçbir din sorumlu olamaz. Terörizmden ve şiddetten insanlar sorumludur” dedi. Teröristlerin 1 milyar Müslümanı temsil etmediğini söyleyen Obama “Onlara istedikleri dini meşruluğu vermemeliyiz. Onlar dini liderler değil, teröristler. Biz de İslam ile savaşta değiliz, İslam’ı saptıranlarla savaştayız” dedi. Toplantıda söz alan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da terörün dini olmadığını vurguladı.
Zirvede Türkiye’yi Savunma Bakanı İsmet Yılmaz temsil etti. “Yabancı Terör Savaşçılarıyla Mücadelede Bilgi Paylaşımı” oturumunda söz alan Yılmaz, Türkiye’nin şimdiye kadar 112 yabancı savaşçıyı sınır dışı ettiğini, nisan ayından bu yana 500 kişinin Türkiye’ye girişinin reddedildiğini kaydetti. Yılmaz “Bu mücadelede partnerlerimizden başlıca beklentimiz samimi, etkili ve zamanında işbirliğidir. En son istediğimiz şey birbirini suçlama oyunlarına girmek” dedi.
Obama neden ‘İslami terör’ demiyor?
ABD Başkanı Barack Obama ve yönetiminden üst düzey yetkililer, IŞİD’le mücadelede “Müslüman”, “İslamcı” ya da “cihatçı” tanımlarını kullanmaktan özenle kaçınıyor. New York Times gazetesine konuşan Obama’nın danışmanları bu çabanın; ‘dünyadaki 1,5 milyar Müslümanı ABD’nin terörle eşit görmediğinin’ ortaya konması için gerçekleştirildiğini savundu. Fakat Obama’nın ‘kaçamak’ dili, eleştirenlere göre militan İslam’dan yönelen tehdidin tanımlanmasını güçleştiriyor.
Amerikalı Müslümanların haklarını savunan ‘Muslim Advocates’ grubundan Farhana Khera, “Obama yönetimini El Kaide-IŞİD’in tuzağına düşmeyerek, bunu bir din savaşı olarak nitelemediği için destekliyoruz” diyor.
Fakat habere göre Khera bile muğlak çerçeveden rahatsız; “IŞİD’le mücadele” denmesini tercih ediyor.