28.11.2022 - 06:53 | Son Güncellenme:
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - Günümüzde depremlerle bağlantısı olduğu iddia edilen HAARP projesi denildiğinde akla gelen isim olan Nikola Tesla, 1856'da şimşekli, elektrik yüklü bir havada dünyaya geldi. Henüz 5 yaşındayken erkek kardeşi attan düşerek hayatını kaybedince yaşadığı üzüntü onda derin yaralar açtı. Kardeşinin ölümünden kendini sorumlu tutan Tesla'nın hayatı çocuk yaşlardan itibaren mücadeleyle geçti. 86 yaşında yaşamını yitirdiğinde geriye çocukluğundan ve gençliğinden kalan birçok hayal kırıklığı, başarılarına rağmen yok sayılmak, haksızlıklar kaldı. 21'inci yüzyıl dünyasının adeta temellerini inşa eden Tesla, hayatı boyunca alacağı en büyük yarayı ise hiç kuşkusuz öğrenciliğinde hayranı olduğu, 'ampulü icat eden kişi' olarak bilinen mucit Thomas Edison'dan alacaktı.
HAYALLERİNE ÇOK YAKINDI
Mutsuz geçen çocukluğundan sonra kendini derslere veren Tesla, hayatı boyunca fizik derslerine büyük bir ilgi duydu. Elektrik her zaman ilgisini çekiyordu. Bu büyük merakı, kariyerinin başında bir referans mektubuyla kendisine önemli bir şans verilmesini sağlayacaktı. Edison'un Avrupa'daki ortağı olan Charles Bechler'in referans mektubuyla kendisini New York'taki Edison Machine Works'te bulan Tesla, artık hayallerine çok yakındı.
Bechler, yakın dostu ve ortağı Edison'a Tesla'nın tıpkı kendisi gibi dahi özelliğe sahip olduğundan bahsetmişti. Edison, kendisinden 9 yaş küçük olan Tesla'ya baktığında genç ve çelimsiz bir adam görüyordu. Tesla'dan 'elektrik' alamayan Edison, bu gençle tarihe geçecek bir 'akım savaşı' içerisine girecek, hatta ikili arasındaki mücadele popüler kültüre derin izler bırakacak, Türkiye'de de çok sevilen ünlü Avustralyalı rock grubu 'AC/DC'nin ismine dahi esin kaynağı olacaktı.
TÜM İŞLERİNİ DC'NİN ÜZERİNE KURDU
Sokakları 'doğru akım' yani DC ile aydınlatan Edison'un Tesla'dan ilk isteği, doğru akımın uzak mesafelere iletilmesi sorununu çözmek olacaktı. Tesla, Edison'un aksine hayatı boyunca alternatif akımı yani AC'yi savunuyordu. Eğer Tesla, Edison'un isteğini kabul eder ve problemi çözerse tam 50 bin dolar (yaklaşık 929 bin 600 TL) değerinde büyük bir servetin de sahibi olacaktı. Doğru akım, uzun ve pahalı kablolarla iletildiği için ciddi dezavantajlara sahipti. Sokaklardaki kablo kirliliği, gerek insanlar gerekse hayvanlar için hayati riskler taşıyordu. Mesafe arttıkça azalan akım kuvveti de bir başka problemlerden biriydi. Ancak Thomas Edison, DC'den vazgeçmeye pek de niyetli değildi. Sebebi ise tüm işlerini DC üzerine kurmuş olmasıydı. Bu yüzden AC ile ilgili söylenen her şey Edison'un sinirlenmesine yol açıyor, Tesla'nın AC'yi savunmasını kabul etmiyordu.
Mucit olarak bilinen Edison sadece insanlar tarafından faydalı olduğuna inanılarak maddi olarak talep edilen bir şeyi keşfetmenin heyecanı içinde olduğunu belirtmişti. Edison, "Satmayacak bir şey icat etmek istemiyorum. Satış, yararlılığın kanıtıdır ve yararlılık başarıdır" demişti.
BEDELİ AĞIR OLDU
Tesla ile 'farklı akımların savaşçıları' olan Edison, iddialara göre kendisinden 9 yaş küçük olan mühendisin çalışmalarını ve başarılarını adeta yok sayıyordu. O güne dek inandığı şeylerin belki de tam tersi diyebileceğimiz fikirleri savunan Tesla'yı kendine ve şirketine bir tehdit olarak görüyordu. Kendisine adeta savaş açan Edison'un şirketinden ayrılmaya karar veren Tesla ise çok uzaklara gitmeden, şirketin iki sokak arkasında kendi laboratuvarına taşınarak çalışmalarına buradan devam etti.
Tam 7 yıl boyunca laboratuvarından adeta dışarı adımını atmayan Tesla'nın çalışmaları bir başka mucit George Westinghouse'un dikkatini çekti. Tesla'ya ortak olmaya karar veren Westinghouse, mühendisin tüm dünya tarafından tanınan bir isme dönüşmesinde katkı sahibi oldu. AC'nin kullanılmasına öncülük eden Westinghouse sayesinde Tesla 1893'te Chicago'da binlerce kişinin gözü önünde bir gösteriye imza attı. Çocukluk hayali olan Niagara Şelalesi'nden elektrik üretmeye bir adım daha yaklaşmıştı. Ancak bu başarısının çok ağır bedelleri olacaktı.
TEHLİKELİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLADI
Artık akım savaşları resmen başlamıştı. Edison, kendi buluşu DC'nin yerini Tesla'nın ön plana çıkarttığı AC'nin almasını bir türlü kabullenemiyordu. Öfkesine hakim olamayan Edison, iddialara göre Tesla'nın laboratuvarını yakarak yok etti. Ancak her şey bununla sınırlı değildi. AC'yi karalama kampanyalarına başlayan Edison, Tesla'nın savunduğu alternatif akımı kullanarak halkın gözü önünde kedi ve köpekleri vahşice öldürmeyi seçti. En çok ses getiren karalama kampanyası ise hiç kuşkusuz sirk fili Topsy'nin başına gelenlerdi. Tam bin 500 kişinin gözü önünde hiçbir şeyden haberi olmayan Topsy adlı hayvanın sol ön ve sağ arka ayaklarına elektrotlar bağlandı ve alternatif akımla öldürüldü.
Bu vahşi olaylardan sonra karalama kampanyasına hız kesmeden devam eden öfkeli Edison, New York'ta eşini öldürmekten suçlu bulunan William Kemmler'ın idam edildiği elektrikli sandalyede alternatif akımın kullanılmasını destekledi. Edison'un planına göre Tesla'nın savunduğu alternatif akımın öldürücü etkisi, elektrikli sandalye ile gerçekleştirilen idamlarla ortaya çıkartılacaktı. Alternatif akımın tehlikeli olduğunu düşünen insanlar ise bunu evlerinde kullanmak istemeyecekti.
KATİLİN İDAMINDA KULLANILDI
1888'in ikinci yarısında idamlarda elektrikli sandalye tasarımı için çalışmalar yapıldı. Edison ise Harold P. Brown ile iş birliği yaparak elektrikli sandalye ile idamın son haline şekil verdi. 1 Ocak 1889'da tasarı yasalaştığında alternatif akımın savunucularından Westinghouse, Edison'un niyetini anlayarak kendi markasını taşıyan alternatif akım jeneratörlerini New York'taki hapishane yönetimine satmayı reddedetti. Ancak Edison ve Brown durmaya niyetli değildi. Temin ettikleri alternatif akım jeneratörleriyle katil Kemmler'ın idamını beklemeye başladı.
Takvimler 6 Ağustos 1890'ı gösterdiğinde Kemmler'a önce bin voltluk bir akım verildi. Fakat sonuç başarısızdı. Kemmler bu akımla ölmemişti. İzleyenlerin gözü önünde vücudunda üçüncü derecede yanıklar oluşan Kemmler acıyla hareket etmeye devam ediyordu. Kemmler'a bu kez 2 bin voltluk akım verildi. Dakikalarca süren işkence sonucunda Kemmler ancak 2 bin voltluk akımdan sonra son nefesini verdi. İnsanlar, alternatif akıma ve dolayısıyla Tesla'ya büyük bir antipati beslemeye başlamıştı.
'İSTENMEYEN ADAM' KONUMUNDAYDI
Fırtınalı bir gecede Tesla'nın yakınındaki kasabada çıkan yangın birçok kişiyi mağdur edince şikâyetlerin sayısı da giderek artmış oldu. Bu yangından sonra Tesla adeta 'istenmeyen adam' konumundaydı. Çalışmaları ve başarıları yok sayılıyor, büyük bir karalama kampanyasına karşı mücadele etmeye çalışıyordu. Tesla gibi ortağı Westinghouse da zor bir durumdaydı. Şirket büyük bir zarar etmişti.
Tesla, kendi payına düşen borca karşılık buluşlarının patentlerini Westinghouse'a devretmek zorunda kaldı. Elde ettiği bu parayla New York'ta bir otelde ölümüne kadar para ödemeden kalabileceği bir oda ve aylık temel gıda ihtiyacını karşılayacağı bir para elde etti.
YAŞADIĞI DÖNEMDE DEĞER GÖRMEDİ
86 yaşında bir otel odasında son nefesini veren Tesla, günümüzde kullanılan teknolojinin temellerini atan isimdi. Kablosuz teknolojiyi tam bir asır önce hayal eden Tesla, yaşadığı dönemde hak ettiği saygınlığı ve değeri hiçbir zaman görmedi. Tesla’nın keşiflerinden sonra İtalyan Guglielmo Marconi radyoyu bulduğunda, Tesla’ya yapılan büyük haksızlıklar tekrar yüzüne çıktı. Tesla’nın X ışınları sayesinde röntgen teknolojisinin mucidi kabul edilen Wilhelm Conrad Röntgen de geleceği tasarlayan dahiye haksızlık eden bir diğer isimdi.
Tesla’nın en korkunç icadı 'ölüm ışını'nın notları ise öldüğünde kayıptı. Notlar hiçbir zaman bulunamadı. Nazi destekçilerinin notları çalıp Tesla'yı öldürdüğü bile ortaya atıldı. Dünyayı etkileyen her şeyin içinde bulunup adeta yok sayılan Tesla günümüzde ise daha çok HAARP projesiyle sık sık anılmaya devam ediyor. Edison gibi keskin bir iş zekasına sahip olmasa da, kablosuz enerji aktarımının öncüsü olarak uzak mesafelere elektrik iletilmesini sağlayan ve bu alanda DC'yi gölgede bırakan alternatif akım savunculuğuyla modern teknolojik yaşamın önünü açan Tesla, popüler bilim ve kültür dünyasında her geçen gün daha da büyük bir araştırma konusu olmaya devam ediyor.
Thomas Edison, Nikola Tesla'nın AC'yi keşfetmesinin, kendi keşfi olan DC'nin rafa kaldırılması demek olduğuna inanıyordu. Halbuki iki akım da günümüzde aynı sistem içinde dönüşümlü olarak kullanılıyor. Edison keşiflerini pazara sunarken sadece 20 yıl sonrasını görebilseydi, Nikola Tesla'ya belki de bu denli saldırgan bir tutum içinde olmayacaktı. Birçok uzmana göre iki bilim insanı birlikte çalışabilseydi 2022 yılında 2030 teknolojisini kullanılıyor bile olabilirdik.