08.04.2023 - 14:53 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Japonya, 11 Mart 2011’de ülke tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşadı. Japonya’nın kuzeydoğu açıklarında Pasifik Okyanusu’nda gerçekleşen 9,1 büyüklüğündeki depremin hemen ardından depremin sebep olduğu tsunami dalgaları Japonya kıyılarına ulaştı, yaklaşık 20 bin kişinin ölümüne ve büyük bir yıkıma sebep oldu. Dev dalgalar depremin merkezine 220 kilometre uzaklıkta olan Fukuşima Nükleer Santrali'ni de vurdu ve 1986'da Çernobil Faciası'ndan sonraki en büyük nükleer felaketin yaşanmasına sebep oldu.
KÖTÜ HABERLER ART ARDA GELDİ
Birçok yerleşim yerinin haritadan silinmesine sebep olan tsunami Fukuşima Nükleer Santrali'nin soğutma sistemlerini çalıştıran jeneratörleri devre dışı bırakmış, ısınmış nükleer yakıt, üç reaktörün merkezini eritmişti. Dev dalgaların etkisiyle art arda patlamaların yaşandığı ve bazı binalarının yıkıldığı santralde radyasyon sızıntısı başladı. Sızıntının tespit edilmesinin ardından, santralin bulunduğu çevresinde yaşayan yaklaşık 150 bin kişi bölgeden tahliye edildi ve geniş bir alan yasak bölge ilan edilerek insandan arındırıldı.
Deprem ve tsunaminin ardından, santralin çevresinde bulunan bölgede en az bin 600 kişi hayatını kaybetti. Depremin ardından santralde gerçekleşen kimyasal patlamalar, 16 işçinin yaralanmasına sebep oldu. Bir işçi, aşırı radyasyona maruz kaldığı için hayatını kaybetti. Santralin kontrol altına alınmasından sonra giriş yasakları kaldırılan tesise yakın yerleşimlerin güvenli olduğu, tesis dışındaki bölgenin radyasyon riskinin düşük olduğunu söylemiş olsa da evlerinden ayrılan birçok kişi bir daha evine dönmedi. Radyasyona maruz kalmanın bir sonucu olarak yüzlerce kişinin ölümcül sağlık sorunlarıyla mücadele ettiği düşünülüyor.
OLASI BİR DEPREMDE FELAKET YAŞANABİLİR
Fukuşima Nükleer Santrali'nin işletmecisi Tokyo Electric Power Company Holdings (TEPCO), santral içindeki durumu kontrol etmek için geçtiğimiz yıldan bu yana santrale robotlar yolluyor. Santralin içinde gelen son görüntüler, tesis yapısında büyük sorunlar olduğunu ve bunun gelecekte birtakım sorunlara neden olabileceğini gösteriyor.
Uzaktan kumandayla yönlendirilen ROV-A2 isimli araç kullanılarak yapılan incelemelerde, tesiste oluşan yapısal hasarların olası bir depremde yeni bir faciaya sebep olabileceği ortaya çıktı. TEPCO tarafından yapılan açıklamada, santralin su altında bulunan bölgesinde nükleer yakıt parçası olarak değerlendirilen bazı enkaz parçaları bulunduğu belirtildi. Şirket yetkilileri, tesisin olası yeni bir depreme daha dayanıklı hale getirilip getirilemeyeceğini tespit etmek için içeriden gelen görüntüleri ve verileri analiz etmeye devam edeceklerini açıkladı. TEPCO sözcüsü Keisuke Matsuo, tesisin depreme dayanıklılığının zayıfladığı senaryonun ciddi güvenlik sorunları barındırdığını söyledi.
Fukuşima valisi Masao Uchibori, TEPCO açıklamasının ardından “Depreme dayanıklılık seviyesinin hızlıca değerlendirmeye alınması ve insanlarımızın endişelerinin giderilmesi için yetkili kurumlarla daha fazla bilgi paylaşılmalı” şeklinde konuştu.
TEPCO, Fukuşima nükleer santralindeki araştırma ve inceleme çalışmalarına devam edileceğini açıkladı. Tesiste robotlar aracılığıyla yapılması planlanan araştırmanın tarihi ilk olarak 2019 olarak belirlenmişti. Robotların tesise girişini sağlayacak koşulların hazırlanamaması nedeniyle süreç ertelenmişti.
TEPCO, 1 milyon tondan daha fazla radyoaktif atık suyun bulunduğu Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'nde depo olarak kullanılan tankların 2022'ye kadar dolacağını duyurmuş, Japonya hükümeti ise son olarak atık suyun uluslararası standartlar çerçevesinde arıtılarak denize dökülmesine karar vermişti.