04.07.2022 - 06:58 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr - Parkın yanında yürüyüş yapıyordu. Günlerden 20 Nisan, yıllardan 1998'di. ABD'nin Utah eyaletindeki Maidenwater Spring yakınlarında yürüyüşe çıkan bu adam, güneşli bir pazartesi sabahında işe gitmeden önce deşarj olmak istiyordu. Ancak işler hiç de beklenildiği gibi gitmedi. Çok geçmeden yürüyüş yaptığı sırada karşısına çıkan şey karşısında dehşete düştü. Parkın yürüyüş yapılan kısmında halıya sarılmış bir şeyler vardı. Önce etrafına baktı, kendisinden başka hiçbir kimse yoktu. Parkta yalnızdı ve karşısında gizemini çözemediği bir şeyler vardı. İlk andaki korkusunu yenen adam yavaş adımlarla halının yanına yaklaştı. Tüm vücudunu kötü bir manzarayla karşılaşacağına dair derin bir korku kapladı. Haklıydı ve aslında düşündüğünden çok daha kötü bir tabloyla karşı karşıyaydı. Halıya sarılmış şeyin gizemini çözmek için elini uzatan adam gördükleri karşısında şoka girdi. Karşısında bir kadın cesedi vardı. Öldürüldükten sonra cesedi halının içine saklanmış ve daha sonra yürüyüş yaptığı parka bırakılmıştı. Bu kadın 38 yaşındaki Lina Reyes-Geddes'ti.
DEDEKTİFLERİN KAFASI KARIŞMIŞTI
Parktaki adamın ihbarıyla olay yerine gelen polis ekipleri gördükleri manzaraya inanamadı. 38 yaşındaki Lina Reyes-Geddes'in cesedi koli bantlarıyla sarılmış, bir iple bağlanmış ve plastik torbalarla kaplanmıştı. Önce uyku tulumunda tutulan ceset daha sonra bir halıya sarılarak Maidenwater Spring yakınlarındaki bir parka bırakılmıştı. Peki bu kadar vahşi bir cinayeti kim işlemiş olabilirdi? Lina Reyes-Geddes neden böylesine vahşi bir şekilde öldürülmüş olabilirdi?
Dehşet veren olaydan sonra incelemeler yapan ekipler, ilk olarak kadının kocasına ulaştı. Polis merkezinde ifadesine başvurulan Edward Geddes'e eşi hakkında sorular soruldu. Eşinin kendisine Ohio'dan Teksas'a ve ardından Meksika'daki kız kardeşinin yanına gideceğini söyleyen Geddes, polis merkezinde şok içindeydi. Eşi ardında birçok gizem bırakarak vahşi bir şekilde öldürülmüştü. Polis merkezindeki sorgulaması biten Geddes evinin yolunu tuttu. Aslında Ohio'da yaşayan Lina Reyes-Geddes'in Utah'ta ne işi vardı? Dedektifler şimdi kafa karıştıran birçok soruyla karşı karşıyaydı.
SIR PERDESİ BİR TÜRLÜ AYDINLANAMIYORDU
Utah Eyalet Soruşturma Bürosu Ajanı Brian Davis, elindeki parçaları birleştirmek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Lina Reyes-Geddes'in cesedinin bir parkta bulunmasının üzerinden zaman geçmişti ancak hâlâ cinayeti aydınlatacak yeterli ipucu toplanamamıştı. Lina Reyes-Geddes'in cesedi üzerindeki kalıntılara dair inceleme yapan yerel polisler bu kalıntılar üzerinde somut bir delil tespit edememişti.
Brian Davis'in dikkatini çeken ise kadının kocası Edward Geddes'in, eşi hakkında kayıp başvurusunda bulunmamış olmasıydı. Ancak ortada Edward Geddes'i suçlayacak önemli bir delil de yoktu. Polisin üzerinde durduğu isim, o güne kadar en az dört kişiyi öldüren ve faili meçhul pek çok cinayetin sorumlusu olduğu düşünülen seri katil Scott Kimball'du. Potansiyel şüpheli olarak Scott Kimball görülüyordu. Fakat Kimball'un cinayeti işlediğine dair de bir ipucuna ulaşılamadı. Lina Reyes-Geddes'in ölümündeki sır perdesi bir türlü aydınlanamıyordu.
ÜÇ YIL SONRA HAYATINA SON VERDİ
Aradan üç yıl geçmişti. Takvimler artık 2001'i gösteriyordu. Lina Reyes-Geddes'in kocası Edward Geddes, eşinin ölümünden tam üç yıl sonra ortadan kayboldu. Kimse Geddes'e ulaşamıyordu. Çok geçmeden Geddes ailesinin yakınları acı gerçeği öğrenecekti. Üç yıl önce eşi korkunç bir cinayete kurban giden Edward Geddes kendi canına kıymıştı. Edward Geddes'in ceseti vasiyeti üzerine yakıldı. Üç yıl arayla Geddes ailesinin hayatını kaybetmesi çiftin ailesini ve komşularını derin bir acıya boğdu. Edward Geddes'in eşinin kimler tarafından neden öldürüldüğünün bir türlü ortaya çıkamamasından ötürü depresyona girdiği ve bu yüzden hayatına son verdiği konuşuldu. Ancak gerçek aslında çok başkaydı. Üstelik bu gerçek, cinayetin işlendiği 1998'in üzerinden neredeyse tam çeyrek asır sonra ortaya çıkacaktı. Bu cinayeti aydınlatacak şey yalnızca bir ip parçası olacaktı.
GERÇEK ÇEYREK ASIR SONRA ORTAYA ÇIKTI
Lina Reyes-Geddes cinayeti, olayın üzerinden tam 24 yıl geçtikten sonra geçtiğimiz günlerde aydınlatıldı. Polis koca Edward Geddes'tan şüphelense de hiçbir zaman oklar ilk etapta onu göstermediği için yeterince kanıt toplanamamıştı. Gelişmiş DNA teknolojisinden yararlanan dedektifler, özel bir vakum kullanarak DNA incelemesi yapmaya başladılar. Bu kez 2001'de yaşamına son veren ve cesedi yakılan Edward Geddes da baş şüpheliler arasındaydı. Lina Reyes-Geddes'in cesedi üzerinde bulunan ipte DNA incelemeleri yapan ekipler, ipteki DNA'yı karşılaştırmak için Edward Geddes'in iki akrabasından DNA aldı. Gerekli izinler sonucunda işlem gerçekleşti ve yıllardır bulunamayan katil ortaya çıktı.
Katil, Lina Reyes-Geddes'in kocası Edward Geddes'ti. Cinayeti çözen ise ipteki DNA iziydi. Edward Geddes'in, eşinin cesedini neden 2 bin 800 kilometre uzağa taşıdığı bilinmiyor. Utah Eyalet Soruşturma Bürosu Ajanı Brian Davis, Edward Geddes'in eşini Ohio'da öldürdüğüne ve cinayetin hızlıca çözülmemesi için kadının cesedini Utah'a bıraktığına inanıyor.
Bugüne kadar Edward Geddes'i katil olarak gösteren hep ikinci derece kanıtlar bulunduğunu ve asla baş şüpheli olarak görülmediğini söyleyen memurlar, "En azından artık elimizde cevabımız var" diye konuştu. Lina Reyes-Geddes'in Meksika'da yaşayan Lucero isimli kız kardeşi ise "Cinayeti Edward'ın işlediğini zaten zaman içerisinde düşünmeye başlamıştık ama ortada net bir kanıtımız yoktu. Sadece bir önseziydi. Ancak şimdi artık ne olduğunu biliyoruz" dedi.