17.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
İRFAN KURTULMUŞ Kopenhag - Ankara ile Stockholm arasında yeni bir krize neden olan skandal kukla gösterisi, İsveç siyasetini de karıştırdı. Çok sayıda siyasetçi, Stockholm belediye binası yakınına asılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı simgelediği iddia edilen oyuncak kuklayla yapılan eylemi eleştirirken, İsveç Liberal Parti Başkanı Johan Pehrson, halkın protesto hakkını savundu. Pehrson, Türkiye Cımhurbaşkanı’na benzer bir kuklanın asılmasının “kesinlikle tatsız bir konu olduğunu düşündüğünü” kaydetti ancak “Protesto etmesine izin verilmeli. İsveç’te ifade özgürlüğümüz var” dedi.
İfade özgürlüğü tartışmaları ve olayla ilgili hükümete yönelik sert tepkiler üzerine açıklama yapan İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström ise, “Elbette ifade özgürlüğünü savunuyoruz ve anayasalarımızı koruyoruz... İsveç’te bağımsız makamlarımız ve mahkemelerimiz var. Neyin suç olup, neyin olmadığına onlar karar verir. Ancak ifade özgürlüğü iki yönlü ve bu da bizim için önemli. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük güvenlik politikası krizindeyiz. NATO üyeliğimize karşı saf bir sabotaj olarak böyle bir eylemi gerçekleştirmek, ülke için kötüdür” dedi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da Türkiye ile NATO üyeliği konusunda devam eden müzakerelere ilişkin yaptığı açıklamada “Temel olarak, hiçbir şeyin değiştiğini düşünmüyorum. Eskisi gibi aynı yerdeyiz. Bence hala çok iyi bir durumdayız. Müzakereler açısından durum, daha doğrusu mutabakatın takibi açısından iyi gidiyor” ifadelerini kullandı.
TERÖR EYLEMİNE SORUŞTURMA YOK
İki ülke arasında krize neden olan eylemle ilgili savcılık, “soruşturma başlatmama” kararı aldı. Savcı Lucas Eriksson, “Davayı hakaret davası olarak aldım ancak bunun (eylemin), hakaret teşkil edebileceğini düşünmedim. Bu nedenle ön soruşturma başlatmamaya karar verdim” dedi.
Karara Ankara ise sert tepki gösterdi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Böyle bir eylem dünyanın hiçbir yerinde ifade hürriyeti olarak kabul edilemez. İsveç’teki savcı bunların cezalandırılmayacağını söylemiş. Tablo açıktır, yapılan ilkesel bir şey değildir, bu konudaki çifte standart açıktır. Türkiye Cumhuriyeti bunu kabul etmez. İsveç’in yapması gereken teröre karşı mükellefiyetlerini yerine getirmesi ve Türkiye’ye verdiği sözleri tutarak yoluna devam etmesidir” ifadelerini kullandı.
SKANDALIN ARKASINDAKİ İSİM
İsveç medyası ise, geçen hafta skandalın arkasındaki teröristle yaptığı röportajı yayımladı. Maketin gri bir minibüsün arka koltuğunda taşındığını belirten Aftonbladet gazetesi, Andreas isimli provokatörün soyadını ve fotoğrafını yayınlamadı.
Haberde Andreas'ın sıradan bir İsveçli gibi anlatıldığı satırları, aslında terör örgütü YPG mensubu olduğunu belirten bölüm izledi. Utanç verici maketi Facebook'ta gördükten sonra Norsborg'dan birkaç yüz krona satın aldığını anlatan terörist, ardından takım elbise ve gömlek aldığını, maskeyi ise internetten sipariş verdiğini söyledi.
Andreas isimli terörist, ayrıca iki yüzyıldır tarafsız olan İsveç halkına NATO üyeliği için herhangi bir söz hakkı tanınmadığını savundu. Aftonbladet, terörist Andreas'ın uluslararası haber ajanslarına da röportaj vereceğini yazdı.
İsveç'te yuvalanan YPG'li teröristler, geçen yıl aynı belediye binasına terör örgütü PKK'nın paçavrası yansıtmıştı. Aftonbladet, Ankara'dan geçen yılki skandala yükselen tepkilerin halihazırdaki fırtınayla mukayese edildiğinde küçük bir rüzgar olduğu yorumunu yaptı.
'F-16 ANLAŞMASI BİZE YARDIM EDEBİLİR!'
Bir diğer İsveç gazetesi Dagens Nyheter ise 'Savaş uçağı anlaşması İsveç'in NATO'ya katılmasına yardım edebilir' başlığıyla bir habere yer verdi. Türkiye uzmanı Paul Levin'in görüşlerine yer verilen haberde, Washington'ın Ankara'ya F-16 satışı için düğmeye basmasının İskandinav ülkeleri İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişinin önünü açabileceği kaydedildi. Paul Levin, NATO'ya katılım için ABD'nin yardımına ihtiyaç duyduklarını da sözlerine ekledi.