Esrarengiz V ışıklarından çıkan 4 sonuç! 'Uzaya şifreli mesaj gönderdik'
NASA, gökyüzündeki açıklanamayan fenomenlere dair bir basın toplantısı düzenleyerek tüm dünyanın yıllardır ilgiyle takip ettiği UFO konusundaki son görüşleri dünyayla paylaştı. Ancak bazı olaylarla ilgili kafalardaki soru işaretleri hâlâ giderilebilmiş değil. 26 yıl önce Phoenix'te görülen ışıklar da bunlardan biri. Peki evrende gerçekten yalnız mıyız? Astrofizikçi Doç. Dr. Selçuk Topal gelinen son noktaya dair 4 çarpıcı bilgi verdi.
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), tarihinde ilk kez Tanımlanamayan Uçan Nesne (UFO) ve Tanımlanamayan Hava Fenomeni (UAP) ile ilgili halka açık basın toplantısı düzenledi. UAP'leri inceleyen NASA ekibinin başkanı olan astrofizikçi David Spergel, "Artık dışarıda pek çok gezegen olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yaşam için pek çok potansiyel ortam var" yorumunda bulundu. Tanımlanamayan cisimlerin UFO olarak kabul edilebileceği yönündeki görüş, 1997'de Phoenix’te yaşananları akıllara getirdi. Birçok 'uzaylı' ihbarı alan NASA, bunların yüzde 2 ila 5'lik kısmının kaydadeğer olduğunu ifade etmişti. Ancak 13 Mart 1997'de Arizona'nın Phoenix şehrinde meydana gelenler tarihin en önemli UFO olaylarından biri sayılıyor. O gün yaşananlar ise henüz günümüzde bile pek de açıklanabilmiş değil.
1997 YILINDA PHOENIX'TE NE OLDU?
ABD'nin güneybatısındaki Arizona eyaletinin başkenti Phoenix’te yerel hava kuvvetleri üsleri ve haber merkezleri, gece 19.30 ile 22.30 saatleri arasında gökyüzünde V şeklinde beliren dairesel turuncu ışıkları gören binlerce kişi tarafından adeta telefon yağmuruna tutuldu. Gelen telefon ihbarları santrallerin kilitlenmesine sebep oldu. CNN haber kanalı, infial yaratan bu olayı canlı yayında milyonlarla buluşturunca, konu uzunca bir süre gündemin üst sıralarında kendine yer buldu. Önce ABD’yi daha sonra ise tüm dünyayı şaşkına çeviren görüntüler akıllara uzaylıları getirdi. Uçan cisimlerin tanımlanması için birçok konuda uzman kişilerle konuşuldu ve pek çok görüş ekran başında gelişmeleri heyecanla takip eden milyonlarla paylaşıldı. Ancak Phoenix şehrinde görülen ışıkların gizemi bugüne kadar tam anlamıyla çözülemedi. 2023’e gelindiğinde ışıkların görüldüğü tarih üzerinden tam 26 yıl geçti. NASA, olaydan çeyrek asır sonra herkesin beklediği o açıklamayı en sonunda 2023 yazında yapmış oldu.
NASA'nın UAP ekibinin başkanlığını yapan astrofizikçi David Spergel, konuşmasında "Öğrendiğimizi hissettiğim şeyi tek bir satırda özetlemem gerekirse yüksek kaliteli verilere ihtiyacımız var" dedi. ABD Savunma Bakanlığı'nın bir parçası olan Tüm Alanlarda Anomali Çözüm Ofisi (AARO) direktörü Sean Kirkpatrick de her ay 50 ila 100 civarında yeni rapor alındığını belirterek, muhtemelen gerçekten anormal olan gözlemlerin sayısının toplam veri tabanının yüzde 2 ila 5'i arasında olduğunu söyledi.
UZMANLAR UFO'LARA NE DİYOR?
Astrofizikçi ve Popüler Bilim Yazarı Doç. Dr. Selçuk Topal, dünya dışı yaşamın herkes için oldukça ilgi çekici bir konu olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Topal, "Evrende yalnız mıyız?" sorusunun hâlâ yanıt beklediğinin altını çizdi. Peki tanımlanamayan cisimler gerçekten uzaylılarla mı ilgili? Doç. Dr. Topal, bugüne dek görülen cisimlerin tanımlanması ve sonrasında ortaya çıkan gerçeklerle ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. Bu cisimler ilk görüldüğünde uzmanların yaptığı açıklamalarla kaydedilen görüntülerdeki cisimlerin ne olduğu açıklandı. Ancak Doç. Dr. Topal, henüz açıklanamayan ve dünya dışı olabileceğine inanılan cisimlerle ilgili şöyle konuştu:
"Tanımlanamayan Uçan Cisim (Unidentified Flying Object - UFO) veya yeni adıyla Tanımlanamayan Hava Olayları (Unidentified Aerial Phenomena - UAP) popüler kültürde dünya dışı zeki canlılara ait uzay gemisi olarak biliniyor. Aslında bu terim o anlama gelmiyor. Bugüne kadar şahit olunan UAP olaylarının neredeyse tamamı birçok doğal olayla açıklanabiliyor. Atmosfer balonları, gök cisimleri (gezegenler, yıldızlar vb.), drone (özellikle günümüzde pek yaygın), atmosferdeki sıcaklık ve basınç değişimine bağlı bulut ve renk yapıları, askeri araçlar, gizli atmosfer araştırma araçları, görüntünün elde edildiği kameradaki optik yanılsamalar ve gözlem yapan kişideki her türlü göz bozuklukları vb. gibi. Bu olayların çok küçük bir kısmı ise açıklanamadı. Ancak bu durum o olayların dünya dışı zeki canlılara ait olduğunu göstermiyor."
ROSWELL HADİSESİ DAMGA VURDU
Doç. Dr. Selçuk Topal, 13 Mart 1997'de CNN’in Phoenix’te kaydettiği görüntülerin sanılanın aksine bu konudaki tek örnek olmadığını açıkladı. Doç. Dr. Topal, dünya çapında insanların bu olaylara olan ilgisinin özellikle 1947 Roswell'deki UFO olayından sonra arttığına değindi.
1947'de yaşanan Roswell hadisesi veya Roswell UFO olayı özellikle diziler sayesinde popüler kültürde de kendine geniş yer buldu. New Mexico'daki bir köyde Roswell Ordusu Hava Sahası'ndan ABD Hava Kuvvetleri subaylarınca balon enkazının kurtarılmasından yıllar sonra enkazın aslında bir uçan daire içerdiği ve gerçeğin dönemin ABD hükümeti tarafından örtbas edildiği iddia edildi. ABD'li yetkililerin açıklamalarını kabul etmeyen çok sayıda kişi ABD askeri kuvvetlerinin projenin amacını sakladığını düşünmeye devam ediyor.
Doç. Dr. Selçuk Topal, “Bu tip olayların filmlere konu olmasıyla birlikte popüler kültürün vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bilim dünyası da uzun yıllardır şu soruya yanıt arıyor: Evrende yalnız mıyız? Muhtemelen değiliz. Ancak bu devasa evrende 'iletişim' kolay bir şey değil. Bilimsel olarak konuşursak henüz dünya dışı yaşam bulunmuş değil. Phoenix Işıkları'na neden olan olay muhtemelen askeri bir uçağın birçok konumdan görünmesi olayıdır" diye konuştu.
'BU YÜZYIL İÇİNDE DÜNYA DIŞI YAŞAM BULUNACAK'
Doç. Dr. Selçuk Topal, sadece Samanyolu Galaksisi'nde 400 milyar yıldız olduğunu vurgulayarak evrende her birinde yüzlerce milyar yıldız olan en az iki trilyon galaksi olduğunu söyledi. Doç. Dr. Topal henüz bir iz bulunamayan dünya dışı yaşam arayışlarında gelinen son noktayı 4 maddede şöyle özetledi:
- Evrende mesafeler çok büyük. Yıldızlararası yolculuk yapmak bugün sahip olduğumuz teknolojinin çok ötesinde bir teknoloji gerektiriyor.
- Bugüne kadar basında çıkan 'uzaydan gelen gizemli sinyal' benzeri başlığa sahip hiçbir bilgi aslında zeki uygarlıklara ait sinyal değil. Bunlar çoğunlukla hidrojen gazının ışınımı ile ilgili.
- Bundan yaklaşık 150 yıl önce galaksimizin derinliklerine şifreli mesaj gönderdik. Yani sinyal şu an bizden sadece 150 ışık yılı uzaklıkta. Ancak galaksimizin çapı 100 bin ışık yılı. Galaksimizin bir başka yerinde bir uygarlık varsa bile onlarla hiçbir zaman iletişim kuramadan yok olabiliriz.
- Bir gün dünya dışı yaşam bulunacak; muhtemelen bu yüzyıl içinde. Ancak bu, uzay gemisiyle Dünya'ya gelen zeki bir uygarlık nedeniyle olmayacak. Muhtemelen Güneş sistemi içindeki bir gök cisminde günümüz veya geçmişe dair basit yaşam formlarının izini bulacağız.
