15.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Birleşik Krallık’ta Başbakan Theresa May’in, gaflarıyla tanınan eski Londra belediye başkanı Boris Johnson’ı dışişleri bakanı olarak ataması şok etkisi yarattı. Referandumda Avrupa Birliği (AB) karşıtı kampın lideri haline gelen Johnson, beklentilerin aksine başbakanlığa adaylığını koymamış, ‘siyasetten silineceği’ yorumları yapılmıştı.
Liberal Demokrat Parti lideri Tim Farron, yeni dışişleri bakanı ile ilgili, “Boris Johnson tahminimce, rencide ettiği ülkelerden özür dilemeye, Dışişleri Bakanı olarak görev yapmaktan çok daha fazla vakit harcayacaktır” yorumunu yaptı. İsveç’in eski dışişleri bakanı Carl Bildt, “Şaka olmasını dilerdim ama korkarım ki değil” derken BBC, “Diplomasi ve Boris Johnson kelimeleri aynı cümle içinde pek sarf edilmedi” ifadesinde bulundu.
Johnson’ın bazı gafları şöyle:
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için, “(Harry Potter’daki) ev cini Dobby’ye benzese de, o manipülatif ve acımasız bir tiran” demişti.
Ülkenin AB’de kalmasını destekleyen ABD Başkanı için, “Barack Obama yarı Kenyalı, bu nedenle Britanya’ya karşı atalarından kalma bir nefreti var” dedi.
Hillary sadist hemşire!
Referandum sırasında AB’yi Adolf Hitler’e benzeterek Almanları kızdırdı.
“Muhafazakâr Parti 10 yıldır, Papua Yeni Gine tarzı yamyamlık grup seksine alışmıştı” sözleri nedeniyle özür diledi.
2002’de “Afrika’nın sorunu şu; bir dönem orayı biz yönetiyorduk, şimdi ise biz yönetmiyoruz” sözleri ile sömürgeciliği övmüştü.
Johnson, dönemin başbakanı Tony Blair’in Kongo gezisi öncesinde, Afrikalıları yamyamlıkla itham ederek, “Tony Blair’in Kongo’ya inmek üzere olduğunu söyleyecekler. AK-47’ler susacak ve belki de pangalar (Afrika palası) insan etini kıymaya son verecek” diye yazmış, Afrikalıları “karpuz gülüşlüler” diye tanımlamıştı.
2007’de Hillary Clinton için, “Saçları sarı boya ve dudakları çıkık, çelik gibi mavi bakışları var; akıl hastanesindeki sadist bir hemşire gibi... Amerika’yı seven herkesin, Hillary’yi desteklemesinin zamanı geldi. Onu istediğimiz için değil, Bill’in (Clinton) ‘first husband’ (birinci koca) olmasını istediğimiz için. Bill, Hillary ile uğraşabiliyorsa, tüm küresel krizlerle de baş edebilir” diye yazdı.
Trump’ın dilinden anlıyor
ABD seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’den başkan adayı olan Donald Trump, “Müslüman göçmenler nedeniyle Londra’nın bazı bölgelerine artık gidilemediğini, polisin bile korktuğunu” söylemişti. Johnson’ın Trump’a yanıtı ise şu oldu: “Onu gelip tüm Londra’yı görmesi için davet ederdim ama hiçbir Londralıyı Donald Trump’la tanışmak gibi gereksiz bir riske maruz bırakmak istemem. New York’un bazı bölgelerine gitmeme sebebim, Trump ile gerçekten tanışma riskinin bulunması.”
2015’te İsrail ve Filistin gezisine çıkarken, Filistin bölümünü iptal etmek zorunda kaldı. Johnson, İsrail mallarının boykot edilmesinin ‘delilik’ olduğunu söylemiş, “boykotun, fitilli kadife ceketler giyen, eksik dişli solcu akademisyenler tarafından desteklendiğini” belirtmişti. Filistinli yetkililer, ise Johnson’dan Batı Şeria’ya gelmemesini istedi.
Çin’de düzenlenen Olimpiyatların kapanış seremonisinde, “Çinli ev sahiplerimize saygım var ama ping pong (masa tenisi) 19’uncu yüzyılda İngiltere’de yemek masalarında icat edildi” dedi.
İngiliz basını dünyadan özür diledi!
Daily Mirror gazetesi, birinci sayfasına Boris Johnson’ın Birleşik Krallık bayraklarıyla iple atlayış yaptığı fotoğrafını basarak “Sevgili Dünya, özür dileriz” manşetini attı. Independent gazetesi ise, “Dünyanın geri kalanına mesaj: Yeni dışişleri bakanımız nedeniyle özür diliyoruz” başlıklı bir yazı yayınladı. Yazıda, “Bunu düzeltmek için söyleyebileceğimiz hiçbir şey yok. Ama hey, en azından başbakan değil” denildi.
Fransız Bakan: o bir yalancı
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, Britanya’nın, mevkidaşı olarak bir yalancıyı atadığını söyledi. Boris Johnson’ın yeni görevi üzerine konuşan Ayrault, “Boris Johnson hakkında endişeli değilim, ancak kampanyası sırasında Britanya halkına çok yalan söyledi ve şimdi iş onun başına düştü... Müzakere edebileceğim, açık, güvenilir bir partnere ihtiyacım var” dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ise Johnson için “sorumsuz” derken Başbakan Theresa May’den bir an önce belirsizliğe son vermesini istedi.
‘KEDİMİ SEVİYORUM’
Başbakanlık görevini bırakan David Cameron, kedisi Larry’yi yeni evine götürmediği için eleştirilmiş, aslında kedileri sevmediği iddia edilmişti. Cameron, Twitter’dan bu kareyi paylaşarak ‘Kanıt’ yazdı.