07.12.2010 - 00:29 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Amerikan Washington Post gazetesi yazarı Jackson Diehl, geçen hafta Washington’da görüştüğü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun kendisine Türkiye’nin eski Osmanlı ülkeleri üzerinde liderliğini yeniden kurma hayalinden bahsettiğini yazdı. “Wikileaks belgeleri, 21. yüzyıl Türkiye’sini nasıl yansıtıyor” başlıklı bir analiz yazan Diehl, “Türkiye NATO üyesi ve ABD’nin dış ülkelerdeki operasyonları için üslerine ev sahipliği yapıyor. Ancak gerçekten hâlâ bir ABD müttefiki mi?” diye sordu ve “Wikileaks belgelerinin ortaya döktüğü şey, arka arkaya iki ABD hükümetinin bu soru üzerinde zorluk çektiğini gösteriyor. Ilımlı İslamcı Ak Parti’nin 8 yıllık iktidarı boyunca, Türkiye, ABD’yle dolambaçlı bir 21. yüzyıl ilişkisi kurdu” dedi. Yazıda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Washington ziyareti sırasında yaptığı açıklamalara ve kendisine verdiği demece de yer veren Washington Post yazarı, şöyle yazdı:
‘Türkiye’nin 11 Eylül’ü’
“Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gülümseyerek yineledi: Evet, Mayıs ayında Gazze açıklarında İsrailli komandolarla Türk İslamcı eylemcilerin çatışması El Kaide’nin New York ve Washington’daki saldırılarıyla karşılaştırılabilir. Davutoğlu, ‘Tekrarlıyorum, bu olay Türkiye’nin 11 Eylül’üydü!’ diye haykırdı. 11 Eylül’de 2 bin 900, filo savaşında ise 9 kişinin öldüğü hatırlatılınca, ‘Rakamları kastetmiyorum. Türkiye’deki psikolojik şoku ifade etmeye çalışıyorum. Vatandaşlarımız yabancı bir ordu tarafından öldürüldü’ diye ekledi.
Aslında durum bu kadar basit değil. Türkler masum siviller değil, meydan okuyan militanlardı; intihar bombacıları tarafından değil, ilk silahları boya topu ve gözyaşartıcı bomba olan profesyonel askerlerdi. Bu yüzden, Davutoğlu’nun, hükümetiyle Obama yönetimi arasında uyumsuzluk olması için bir sebep olmadığını söylemesi biraz kulak tırmalayıcıydı.”
‘Neo-Osmanlıcı’
Diehl, Wikileaks belgelerinde “son derece tehlikeli” ve “neo-Osmanlı İslamcı fantezilerde kaybolmuş” denilen Davutoğlu’nun kendisine, “İngiltere eski sömürgeleriyle bir milletler topluluğu halinde, neden Türkiye eski Osmanlı topraklarında, Balkanlarda, Ortadoğu ve Orta Asya’da yeniden liderlik kurmasın?” dediğini yazdı. Washington Post yazarı şöyle devam etti: “Aslında, Arap sokaklarının muhtemel lideri olarak Erdoğan, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah gibi rakiplerinden daha çekici görünüyor. Sonuçta Türkiye, Avrupa’nın ticaretine ve yatırımına bağımlı; demokratik bir Irak ve nükleersiz bir İran istiyor. NATO’nun Afganistan’da başarılı olmasını diliyor. Halen İsrail’i tanıyor. Özünde gerçek bir Müslüman demokrasi. Bu da Türkiye’nin hem eskisinden daha zorlu hem de bir bakıma daha iyi bir müttefik olduğu anlamına geliyor.”
Hasan Celal Güzel 2008’de söyledi
Eski Devlet Bakanı Hasan Celal Güzel, Mayıs 2008’de Radikal gazetesinde yayımlanan yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: “Milletler Topluluğu’nun İngiltere’ye ne derece önemli bir statü kazandırdığını izah etmeye lüzum yoktur. İngiltere Kraliçesi’nin ziyaretini takip ederken, aklımıza milletimizin kurduğu muhteşem cihan devleti, Osmanlı İmparatorluğu geldi. Osmanlı İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altındaki topraklarda bugün 45 ülke bulunmaktadır. İşte böyle bir imparatorluğun en tabii ve meşrû vârisi Türkiye Cumhuriyeti’dir. Cumhuriyetimizin yönetim şekli elbette Osmanlı’dan farklıdır. Ancak Osmanlı’nın sosyal, ekonomik ve kültürel mirasını devraldığımızı, ideolojik peşin hükümlerden sıyrılarak kabul etmemiz gerekir.