27.07.2022 - 09:06 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr BBC Türkçe
Rusya'nın 24 Şubat sabahı Ukrayna'ya savaş açmasının ardından dünya göz ucuyla hep aynı adayı izledi: 36 bin kilometrekarelik yüzölçümü sahip Tayvan.
Vladimir Putin'in müttefiki Çin'in bağımsızlığını tanımadığı adayı işgal edip etmeyeceği günlerce konuşuldu. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını kınamayan en büyük ülke olan Çin'de, savaşın ilk günlerinde Rusya'nın hamlesinden cesaret alan bazı Çinli milliyetçiler sosyal medyada 'Tayvan'ı geri alma zamanı' gibi şeyler yazdı.
ABD lideri Joe Biden, işgalin ilk haftalarında Çinli mevkidaşı Şi Jinping'le görüştü, Pekin'in Moskova'ya destek vermesi halinde bu adımın sonuçları olacağı uyarısını yaptı.
Mayıs ayında Asya turuna çıkan Biden'ın Japonya'da kurduğu bir cümle, şimşek yüklü bulutların çarpışmasına yol açtı. ABD lideri, Çin'in Tayvan'a saldırması halinde askeri olarak müdahale edeceklerini söyledi.
Basın toplantısında bir gazetecinin "Çin, istila ederse ABD Tayvan'ı askeri olarak korur mu?" sorusuna yanıt veren ABD Başkanı Biden, "Evet. Verdiğimiz taahhüt bu" deyip ekledi: "Biz, tek bir Çin olmasını kabul ettik. İmzamızı attık ve bunun gereği olan bütün anlaşmaları kabul ettik. Fakat (Tayvan'ın) güç kullanılarak alınması, bu olacak şey değil. Bu, bölgede tüm dengelerini bozar ve Ukrayna'da olanlara benzer şeyler yaşanır."
Mevcut tabloda Tayvan'a verilen en güçlü resmi destek olarak kayıtlara geçen Biden'ın açıklamalarına Pekin'den jet yanıt geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı, Tayvan üstündeki ulusal çıkarlarını savunmaya hazır olduğunu duyurup ABD'ye sert çıktı.
Çin, bir gün sonra Joe Biden Japonya'nın başkenti Tokyo'da bir zirveye katılırken Rus bombardıman uçaklarıyla birlikte tatbikata girişti. 13 saat havada kalan jetlerin radarda görünmesiyle, ABD'nin bölgedeki müttefikleri Japonya ve Güney Kore savaş uçaklarına acil kalkış emri verdi.
Çin ayrıca Mayıs ayının son günlerinde 30 savaş uçağını birden Tayvan semalarına gönderip adayı ziyaret eden ABD heyetine 'hoşgeldin' mesajı verdi. Söz konusu savaş uçaklarından dördü Rus yapımıydı.
Mayıs ayındaki restleşmenin ardından Avustralya'yı ziyaret eden Çin Savunma Bakanı Vey Fenghe, Tayvan için "Ne pahasına olursa olsun savaşacağız" dedi.
Temmuz ayına girildiğinde tıpkı Ukrayna'daki gibi Tayvanlı sivillerin silahlı askeri eğitim aldığı fotoğraflar uluslararası haber ajansı AFP tarafından dünyaya servis edildi.
Muhtemel bir Çin işgalinden korkan Tayvanlıların aldığı şehir savaşı eğitiminde tanksavar ve benzeri silahlar vardı.
Güney Asya'da suların bir kez daha ısınmasına yol açan yeni gelişme ise, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret edeceğine dair söylentiler.
Böylesi bir ziyaretin 'ciddi sonuçları olacağı' uyarısında bulunan Çin ordusu, kayıtsız kalmayacağını açık şekilde ilan etti. Bir Çin ordu sözcüsü, askeri bir tepki bile gösterebilecekleri uyarısını yaptı: "Eğer ABD tarafı ısrarını sürdürürse, Çin ordusu asla boş oturmayacak ve güçlü önlemler alacak."
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian ise, Pelosi'nin adaya ayak basması halinde sert tedbirlere başvuracaklarını kaydedip, "Ortaya çıkacak tüm sonuçlardan ABD sorumlu olacak" dedi.
Nancy Pelosi Tayvan’ı ziyaret ederse bu 1997’den beri adaya yapılan en üst düzey ABD ziyareti olacak.
82 yaşındaki Demokrat siyasetçinin Tayvan'a gitmesine ABD yönetimi de mesafeli. Başkanı Joe Biden'ın Nancy Pelosi'yi ziyaretten vazgeçirmeye çalıştığı aktarılıyor.
Biden geçen hafta "Ordu bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor" dedi, Beyaz Saray ise Çin’in bu konudaki söyleminin 'yapıcı olmaktan uzak ve gereksiz' olduğunu belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise Pelosi’nin bir ziyaret planı açıklamadığını ve ABD’nin Tayvan’a yönelik politikasının değişmediğini söylüyor.
ABD kamuoyunda ve Kongre’de Tayvan’a güçlü bir destek var. 35 yıldan uzun süredir Kongre’de yer alan Pelosi, Çin’e eleştirel tavırlarıyla biliniyor.
Bugüne kadar Pekin’in insan haklarını çiğnemesini eleştirdi, demokrasi yanlısı protestocularla buluştu, 1989’daki katliamı anmak için Tiananmen Meydanı’nı ziyaret etti.
Pelosi’nin planı adayı Nisan ayında ziyaret etmekti. Fakat Covid-19 testi pozitif çıkınca bu ziyareti ertelemek zorunda kaldı.
Planın detaylarını paylaşmasa da geçen hafta yaptığı bir konuşmada Tayvan’a destek göstermenin önemini vurguladı.
BBC ABD Dışişleri Bakanlığı Muhabiri Barbara Plett Usher, "Riskli bir denge" diyor:
"ABD’nin Tayvan politikası bir denge üzerinde ilerliyor. Bir yandan Çin’in adayı kendi toprağı olarak gördüğünü kabul ederken diğer yandan da Tayvan’ın statüsünü güç kullanarak değiştirme fikrine karşı çıkıyor ve ada yönetimine silah satıyor.Bu denge politikası Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından daha kırılgan gözükmeye başladı: Dışişleri Bakanlığı Çin’in bundan çıkardığı dersleri Tayvan üzerinde uygulamasından endişe ediyor.Çin’in Tayvan’a yönelik gittikçe agresifleşen açıklamaları ve eylemlerinin yanı sıra Tayvan Boğazı’nı uluslararası su olarak görmediklerine dair imaları da endişe uyandırıyor.Biden’ın bu hafta Çin lideri Şi Cinping ile yapacağı telefon konuşmasında iki ülke arasındaki karmaşık ilişkiyi yönetirken hem Rusya hem de Tayvan konularını gündeme getirmesi bekleniyor.Fakat bu yanıcı siyasi ortamda Pelosi’nin ziyareti gerilimi hızla artırma riski taşıyor. ABD yetkilileri Çin’in askeri bir yanıt vermesinden korkuyor. Öte yandan analistler Pekin’in Tayvan’ı güç kullanarak ele geçirmeye çalışma ihtimalinin yakın vadede mümkün olmadığını düşünüyor."
Tayvan tarafında ise ordu her yıl gerçekleşen Han Kuang tatbikatını düzenledi. Haber ajansları AP ve AFP, son günlerde Tayvan'dan çok sayıda fotoğrafı dünyaya servis etti.
Adanın doğu kıyılarında savaş gemileri füzeler ateşledi, jetler ve helikopterler havalandı. Han Kuang'ı yerinde izleyenler arasında, Tayvan lideri Tsai Ing-wen de vardı.
Han Kuang tatbikatının bir parçası, muhtemel bir hava saldırısına karşı Tayvanlıların sığınaklara koşması oldu. Wanan hava baskını adı verilen sivil tatbikatta, başkent Taipei'de sokaklar boşaldı, insanlar sığınaklarda bekledi.
Tayvan, Çin'in en hassas bölgesel sorunu. Tayvan Boğazı, Çin'le Tayvan'ı birbirinden ayırıyor. Boğazın genişliği ise, 180 kilometre. 1949 yılında Çin iç savaşı sırasında, komünistlere yenilen milliyetçiler, Tayvan adasına kaçmışlardı.
Çin'de 2005 yılında Ulusal Halk Kongresi'nin yıllık toplantısında, Tayvan’ın bağımsızlığına karşı gündeme alınan yasa tasarısı oybirliğiyle kabul edilmişti. Söz konusu yasa, resmi olarak bağımsızlık ilan etmesi halinde Tayvan’a karşı askeri güç kullanılmasını öngörüyor.
Çin Tayvan'ı bir gün anakara ile bir araya gelecek bir eyaleti olarak görse de, birçok Tayvanlı ülkelerinin bağımsız olduğunu savunuyor. Çin ayrıca uluslararası alanda tecrit etmeye çalıştığı Tayvan'la, diplomatik ilişkileri olan az sayıdaki ülkeye de baskı uyguluyor.
Pekin yönetimi 2019'un başında Tayvan'ın bağımsızlığının bir felaket olacağını duyurmuş, Şi Jinping ada ülkesine saldırabileceklerini söylemişti: "Tayvan'daki herkes, bağımsızlığın, büyük bir felaket olacağını anlamalıdır. Ayrılıkçı herhangi bir adıma izin vermeyeceğiz. Kuvvet kullanmamak noktasında bir söz vermeyeceğimiz gibi, tüm gerekli adımları atmak konusunda da hakkımızı saklı tutacağız."
Tayvan'ın en önemli müttefiki ise, ABD. Washington, Nisan ve Mayıs 2019'da Çin'in muhalefetine rağmen Tayvan Boğazı'na savaş gemileri gönderdi. ABD Tayvan'la diplomatik ilişkisi kurmasa da çeşitli anlaşmalar gereği Tayvan'ı koruma altında tutuyor ve bu ülkeye silah satıyor. Pentagon'un açıkladığı verilere göre, son 10 yılda Tayvan'a 15 milyar dolardan fazla silah satışı yapıldı.