12.07.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Deniz Kilislioğlu
Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, ülkesindeki yeni tip koronavirüs salgınını yönetmeye “Ölüm herkesin kaderi” diyerek başlamış, buna karşılık gerekli tedbirleri devreye sokmamıştı. Virüsü başından beri ciddiye almayan Bolsonaro,sonunda virüse yakalandı.
Bugün Brezilya 1.8 milyonu aşkın Kovid-19 hastasıyla, vaka sayıları bakımından dünyada ABD’nin arkasından ikinci sırada. Buna rağmen Sosyal Liberal Partili Bolsonaro’nun böyle umursamaz davranmasında, bireysel tavrının yanı sıra liberal görüşlerinin de etkisi var. Bolsonaro’nun en büyük korkusu, ülkede kötü giden ekonomi sonrası oluşabilecek kaosun yaratacağı sonuçlar.
‘Tehlikeli olabilir’
Brezilya’daki durumu değerlendiren Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Mehmet Necati Kutlu, şu saptamaları yapıyor:
İşsizlik sonucu meydana gelebilecek toplumsal olaylar çok daha tehlikeli olabilir,
Pandemi döneminde Latin Amerika’da çalışanların yarısı, gelirlerinin yüzde 80’ini kaybetti,
IMF, pandemi sürecinde Brezilya ekonomisinin yüzde 10.5 küçüleceğini öngörüyor,
Devlet Başkanı Bolsonaro ekonomiyi korumaya çalıştı ama çığın, sağlık sistemi üzerine çökmesini engelleyemedi,
Son bir aylık sürede vakalarda yüzde 28, ölüm oranlarında yüzde 20 artış var,
Bolsonaro’nun bundan yara alacağı ve oy oranının düşeceği biliniyor.
Brezilya ekonomik verileri:
Nüfus: 209.5 milyon (2018-Dünya Bankası)
Yüzölçümü: 8.5 milyon kilometrekare
GSYİH büyüme oranı: Yüzde - 1.5 (Mart 2020)
İşsizlik oranı: Yüzde 12.9 (Mayıs 2020)
(Trading Economics verileri)
Pandemi gölgesinde Formula 1
Formula 1 pilotları, pandemi için verilen 7 aylık aranın ardından, geçen hafta sonu ilk kez piste çıktı. Avusturya’daki ilk mücadelede 20 pilottan 9’u yarış dışı kaldı. Bunun sebebi pilotaj hatalarından çok mekanik arızaydı. S Sport Formula 1 Sunucusu Serhan Acar, bunun sebebini “takımların pandemi yüzünden sezona iyi hazırlanamamasına” bağlıyor.
Acar, “Genelde sezonun ilk yarışında dayanıklılık sorunu olur. Formula 1 araçları, sezon boyu geliştirilen otomobillerdir. Fabrikalar 2 ay kapalı kaldı salgın döneminde. Otomobil parçaları üretmek, geliştirmek, montajlarını yapmak gibi süreçlerin hepsi uzadı” değerlendirmesini yaptı.
Takımlar sezona, rakımı en yüksek üçüncü pist (Meksika ve Brezilya’dan sonra) olan Avusturya’dan başladı. Acar, “Orada havanın yoğunluğu düşük olduğu için, genelde otomobillerin soğutmasıyla ilgili problem oluyor” dedi.
Ülkeler yarıştan çekildi
Pandemi süreci yaşanmasaydı, Formula 1’de 21 ülkede 21 ayrı pistte yarış yapılacaktı. Şu ana kadar açıklanan takvime göre pilotlar 6 ülkede 8 pistte yarışacak. Serhan Acar, “Ülkeler yarış için yıllık ortalama 30-35 milyon dolar gibi yıllık bedel ödüyor. 3 günde ortalama 200 bin seyirci toplanıyor pistlere. Bu kitlenin gelmemesi, bu gelirin de yaratılamaması demek. Bazı ülkeler finansal olarak bu modeli döndüremeyecekleri için bu yıldan çekildi” diyor.
Formula 1’de pandemi önlemleri
130 kişilik takımlar 80 kişiye indirildi,
F1 çekim ekibi 250 kişiden 60’a düşürüldü,
Pilotlar ve F1 çalışanlarına 5 günde bir Kovid-19 testi yapılıyor
F1 organizasyonunda filyasyon, cep telefonu uygulamasıyla yapılıyor.
Libya’da Total-ENI mücadelesi
Fransa, Türkiye’nin son dönemde Libya denklemine girmesinden rahatsız. Elysee yönetimi, Türkiye’nin uzun vadeli Doğu Akdeniz politikasını kendi çıkarları için tehdit olarak görüyor; ayrıca Ankara’nın yine kendi kolonyal bölgesinde nüfuz kazanma ihtimalini de istemiyor. Bu yüzden son dönemde Fransa’nın, Türkiye karşıtı yükselen bir tonu var. Ama Fransa, Libya sahasında sadece Türkiye ile çekişmiyor. İtalya ile de bir mücadele veriyor. Bu mücadelenin iki temel noktası var. Biri petrol diğeri de diğeri doğu-batı Libya’da kontrol mücadelesi.
SWP Uygulamalı Türkiye Araştırma Çalışmaları Programı Misafir Araştırmacısı Nebahat Tanrıverdi, konuya ilişkin şu detayları sıralıyor:
* 2011’den önce (Eski lider Kaddafi dönemiden önce) Libya’da İtalyan ENI birinci, Fransız Total ikinci sıradaydı,
* 2011’den sonra doğu Libya’daki bu denge Total lehine değişti,
* 2014’den sonra Fransa, Hafter’in kontrol ettiği doğu bölgelerinde, yeni ihaleler aldı ve dominant aktör oldu.
İtalya açısından ise artık hayati konu, Libya’nın batısının güvenliği. Bunun da iki sebebi var. Bunların ilki, Enerji güvenliği (haritadaki 2 kritik boru hattın güvenliğini sağlamak öncelikli hedefi, diğeriyse Libya kaynaklı mülteci sorunun önüne geçmek. İtalyan yetkililerinin son dönemde Türkiye ve Ulusal Mutabakat hükümeti ile işbirliği çabalarının arkasında da bu iki sebep yatıyor.
Trans-Akdeniz boru hattı: Cezayir gazını Tunus üzerinden Sicilya adası ve oradan İtalya’ya ulaştırıyor. (30 milyar metreküp kapasite/yıllık)
Yeşil Akım: Libya gazını Sicilya üzerinden İtalya’ya bağlıyor. (11 milyar metreküp kapasite/yıllık)