28.02.2022 - 18:31 | Son Güncellenme:
İHA
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu olağanüstü toplandı. Toplantıda konuşan BM Genel Sekteri Antonio Guterres, “Ukrayna'daki çatışmalar durmalı. Havadan, karadan ve denizden ülkenin dört bir yanına yayılıyor. Artık durmalı. Rus füze ve hava bombardımanları gece gündüz Ukrayna şehirlerini vuruyor. Başkent Kiev her yönden kuşatıldı” dedi.
Devam eden saldırılar nedeniyle başkent Kiev’de 3 milyon kişinin güvende olmadığını ifade eden Guterres, “Ukrayna hükümeti, ülke savunmasına katılması için nüfusa çok sayıda silah dağıttı. UNHCR'ye göre yarım milyon Ukraynalı şimdiden ülke sınırlarını aştı” dedi. Rus saldırılarının büyük ölçüde Ukrayna’daki askeri tesisleri hedef aldığı bildirilse de sivil yerleşim yerlerinin de ağır hasar aldığına dair güvenilir bilgiye sahip olduklarını aktaran Gutteres, “Çocuklar da dahil olmak üzere sivillerin ölümüyle sonuçlanan bu artan şiddet kesinlikle kabul edilemez” dedi.
“Askerlerin kışlalarına geri dönmeleri gerekiyor”
Askerlerin kışlalarına geri dönmeleri gerektiğini vurgulayan Guterres, “Liderlerin barış yoluna gitmesi gerekiyor. Siviller korunmalıdır. Uluslararası insancıl ve insan hakları hukuku korunmalıdır. Ukrayna'nın uluslararası kabul görmüş sınırları içinde egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne Genel Kurul kararları doğrultusunda saygı gösterilmelidir” diye konuştu.
“Hiçbir şey nükleer silah kullanımını haklı çıkaramaz”
Ukrayna için bir trajedi ve aynı zamanda potansiyel olarak feci sonuçları olan büyük bir bölgesel krizle karşı karşıya olduklarını dile getiren Guterres, “Dün Rus nükleer kuvvetleri yüksek alarma geçirildi. Bu ürpertici bir gelişme. Sadece bir nükleer çatışma fikri basitçe düşünülemez. Hiçbir şey nükleer silah kullanımını haklı çıkaramaz” dedi. Guterres, Ukrayna’dan gelen mültecilerin ve yerinden edilenlerin sayısının her dakika arttığına dikkat çekerek, “Kolayca Avrupa'nın on yıllardır en kötü insani ve mülteci krizi haline gelebilecek bir şeyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullanarak, mültecileri kabul eden ülkelere şefkati, cömertliği ve dayanışması için minnettar olduğunu açıkladı. Ukrayna’ya insani yardımın artırılacağını ifade eden Guterres, “Geçen haftaki olaylardan önce bile Birleşmiş Milletler, temas hattının her iki tarafında yaklaşık 3 milyon kişiye insani yardım sağlıyordu. Birleşmiş Milletler şu anda insani ihtiyaçları değerlendirmek ve özellikle kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler olmak üzere korunma ve barınma konusunda çaresiz olan çok daha fazla kişiye hayat kurtaran desteğin dağıtımını artırmak için 7/24 çalışıyor” dedi.
“Tüm tarafları, insani yardım personelinin hareket özgürlüğüne izin vermeye çağırıyorum”
Guterres, “Çabalarımızı hızlandırırken, uluslararası hukuka uygun olarak BM'nin Ukrayna'daki ilgili personelin emniyet ve güvenliğinin korunması, savunmasız insanlara ve topluluklara insani erişimin garanti altına alınması çok önemlidir. Tüm tarafları, insani yardım personelinin hareket özgürlüğüne izin verme ve insani yardımın güvenli, hızlı ve engelsiz geçişini kolaylaştırma yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyorum” dedi.
“Tek gerçek çözüm barıştır
İnsani yardımın hayati önem taşıdığını aktaran Guterres, “Ama bu bir çözüm değil. Sadece çatışmanın en kötü etkilerini tedavi ediyor. Tek gerçek çözüm barıştır. Ukrayna'ya yönelik saldırı, uluslararası hukuka ve BM Şartı'na dayanan çok taraflı sisteme meydan okuyor. Kötüleşen bir çatışmanın olası sonuçlarından bazıları üzerinde düşünmek bile ürkütücüdür. Bölgesel tansiyon yükseliyor” dedi.
“Diyalog yolu her zaman açık kalmalı”
Diyalog yolunun her zaman açık kalması gerektiğini belirten Guterres, “İyi niyetli müzakerelere girmek ve tüm sorunları barışçıl bir şekilde ele almak için asla geç değildir. Ukrayna ve Rus delegasyonları arasında şu anda gerçekleşen doğrudan görüşmelerin, yalnızca çatışmayı derhal durdurmakla kalmayıp, aynı zamanda diplomatik bir çözüme giden yolu da üreteceğini umuyorum” dedi.
“Sorunları daha da kötüleştirmeye değil çözmeye odaklanmalıyız”
Çatışmaları durdurmaya yönelik tüm barışçıl çabaları memnuniyetle karşıladıklarını ve desteklediklerini ifade eden Guterres, “Müzakerelere ev sahipliği yapmayı ve kolaylaştırmayı teklif eden ülkelere teşekkür ediyorum. Birleşmiş Milletler bu tür çabaları desteklemeye hazırdır. Bu anlamsız yıkım ve insanlığın karşı karşıya olduğu gerçek zorluklardan muazzam bir dikkat dağıtmadır. Sorunları daha da kötüleştirmeye değil çözmeye odaklanmalıyız. Dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde insanlar sokaklara dökülüyor ve savaşın sona ermesini talep ediyor. Ukrayna'daki insanlar barış istiyor ve buna ihtiyaç duyuyor. Rusya’daki insanların da öyle olduğuna inanıyorum. Şimdi barışa ihtiyacımız var” dedi.
"RUS ORDUSU İZİN VERMEDİ"
BM Genel Kurulu'nda konuşan Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa, Rusya'nın BM'deki meşruluğunu sorgulayan ifadeler kullanarak, “Rusya'nın BM'deki varlığı hiç meşru olmuş muydu?" dedi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşan Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa, "Rusya hava saldırıları için hazırlık yapmakta ve sivilleri hedef almakta. Rusya'nın füzeleri Ukrayna'nın altyapısına zarar vermekte. Aynı zamanda yıkılan kentler de var. Neredeyse tamamen yıkılan kentler var. Sivillerin hedef alındığını görüyoruz” dedi.
Saldırılar sonrası Ukrayna’da radyasyon seviyelerinin arttığını aktaran Kislitsa, “Karadeniz'de Panama ve Moldova bayraklı gemilere saldırdılar. Uluslararası hukukun alenen ihlali devam ediyor. Gemilerin birinde inanılmaz biçimde Rus mürettebat da vardı. Ancak yine de saldırdılar. Rusya, anaokullarını, hastaneleri de hedef almakta" dedi.
"Rus ordusu ambulansların geçişlerine izin vermedi”
Kislitsa, "Rus ordusu, ambulansların geçişlerine izin vermedi. Bugünden itibaren aralarında çocukların da bulunduğu 353 kişi öldürüldü. Rusya'nın işgalinin ilk beş günlük bilançosu böyle. Bu sayılar durmadan artıyor. Şu an ne kadar kişinin öldürüldüğünü tahmin bile edemiyoruz. Ukrayna savunmaya geçiyor” diye konuştu. Genel Kurul'un sesini daha fazla yükseltmesi gerektiğini aktaran Kislitsa, “Rusya'nın saldırısını durdurması gerekli. Rusya'nın eylemleri bir saldırı niteliğindedir. Rusya'dan bir talepte bulunmamız gerekiyor. Tamamen güçlerini Ukrayna topraklarından çekip, sınırlarına geri dönmesi lazım. Donets ve Luhansk bölgelerinde de insani kurallara, yasalara uyması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
“BM de hayatta kalmayacaktır, hiç hayal kurmayın”
Rusya'nın en yakın müttefiki olan Belarus'u da hedefine alan Kislitsa, "Genel Kurul'un Belarus konusunda yapması gerekenler var. Şimdi gördüğümüz şeyler, Ukrayna'da olanlar zaten güvenlik sonuçlarını getiriyor. İnsani durum konusunda sonuçları var. Avrupa için gıda, güvenlik, enerji güvenliği, finansal pazarlar konusunda etkileri olacak, dünyada da etkileri olacak. Eğer Ukrayna hayatta kalmazsa uluslararası barış hayatta kalmayacaktır. BM de hayatta kalmayacaktır, hiç hayal kurmayın. Eğer Ukrayna hayatta kalmazsa demokrasi de başarısız olacaktır. Şimdi biz Ukrayna'yı, BM'yi, demokrasiyi kurtarabiliriz. İnandığımız değerleri savunabiliriz. Ukraynalılar bu değerler için savaşıyor ve bunu hayatlarıyla ödüyorlar” dedi.
“Putin, Rusya'nın BM'deki varlığını yasa dışı kılabilmek için elinden gelen her şeyi yaptı”
Kislitsa, “Rusya heyeti kısa süre sonra sözü alacak. Putin, Rusya'nın BM'deki varlığını yasa dışı kılabilmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Acaba Rusya'nın BM'deki varlığı zaten başından beri meşru muydu, hiç meşru olmuş muydu? Acaba kurul fıkra 2 madde 4 uyarınca Rusya Federasyonu ile ilgili bir karar almış mıydı? Aralık 1991'de ya da Ocak 1992 ve daha sonrasında yapıldı mı? Rusya konusunda bir karar alındı mı?" dedi.
"RUSYA'NIN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR"
Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya, Ukrayna'daki krizin asıl sebebinin Ukrayna'nın kendi eylemleri olduğunu belirtti.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken, BM Genel Kurulu olağanüstü toplandı. Toplantıda konuşan Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya, mevcut durumdan Ukrayna'yı sorumlu tutarak, asıl saldırganın Ukrayna olduğunu iddia etti. Nebenzya, "Son günlerde Ukrayna sorunu küresel bir manşet olurken aynı zamanda Rus eylemleri küresel olarak çarpıtılıyor, haber kaynakları ve sosyal medyanın bunları yaymasıyla inanılmaz sahtekarlıkların sayısı artıyor" dedi.
Nebenzya, "Mevcut krizin kökü, Ukrayna'nın kendi eyleminde yatmaktadır. Ukrayna yıllarca Minsk Anlaşması'ndaki doğrudan etkisini sabote etti ve sular altında bıraktı" ifadelerini kullandı. Nebenzya, "Kısa bir süre önce Kiev'de 2015'te imzaladıkları anlaşmayı yeniden gözden geçirecekleri ve buna uyacakları yönünde bir umut vardı. Bunun için doğrudan diyalog gerekliydi ancak Donbass ve Luhansk yönetimlerinden gelen son teyitlere göre Ukrayna'nın diyaloğa girmek istemediği ve Minsk Anlaşması'nda belirtildiği gibi Donbass'a özel statü vermek için adım atmak istemediği belliydi" dedi.
Saldırgan eylemleri ilk olarak Ukrayna'nın başlattığını iddia eden Nebenzya, "Ukrayna'nın şubat ayında Donbass halkına yönelik saldırganlığı durmadı, aslında önce onlar kışkırttı" ifadelerini kullandı.
Nebenzya, "Son zamanlarda bir dizi devlet tarafından aktif olarak silahlandırılan ve kışkırtılan Ukrayna otoritesi, batılı sponsorların desteğiyle Donbass sorununu askeri olarak çözebilecekleri yanılgısındaydı" dedi. Nebenzya, "Bu, bizi Donbass sakinlerinin daha fazla acı çekmesine artık izin verme hakkımız olmadığı konusunda kesinlikle ikna etti. Sonuç olarak Donbass ve Luhanks halkını hedef alan tehdidin devam etmesi, sorunun Minsk operasyonu kapsamında ele alınmaması nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Donbass'ta özel bir askeri operasyon yapılmasına karar verdi" ifadelerini kullandı.
"8 yıldır Kiev rejimi tarafından eziyete ve soykırıma maruz kalan insanları korumaya, Ukrayna'nın askerden arındırılmasına ve nazileştirilmemesine ihtiyaç var" diyen Nebenzya, Rusya sakinleri de dahil olmak üzere Rusya'nın suçlulardan hesap sormaya çalıştığını sözlerine ekledi.
"Rusya kendini savunma hakkını kullanıyor"
Batılı ülkelerin Ukrayna'ya sayısız silah yardımı yaptığını söyleyen Nebenzya, "Rusya, nükleer silaha erişmeye çalışan bir rejime karşı kendini savunma hakkını kullanıyor" dedi.
"Ukrayna'nın NATO'ya katılması Rusya için kırmızı bir çizgidir"
Nebenzya, "Ukrayna'da 2014'te milliyetçi ve radikallerin iktidarı ele geçirmesinin bir sonucu olarak Kiev'de acımasız bir anayasaya aykırı darbe oldu. Politikaları Ukrayna'da Rusya karşıtı bir duygu oluşturmak ve NATO'ya katılmaktı. Bizim için Ukrayna'nın NATO'ya katılması kırmızı bir çizgidir. Her şeyden önce askeri ve stratejik düzeyde NATO altyapısının o ülkede konuşlandırılması, bizi karşılık olarak önlem almaya zorlayacaktır. Bu da bizi bu nedenle çatışmanın eşiğine getirdi" ifadelerini kullandı.
Aralık 2021'de Rusya'nın güvenlik güvencesi sağlanması için ABD ve NATO'ya bir anlaşma önerdiğini ancak teklifin ABD ve NATO temsilcileri tarafından reddedildiğini söyleyen Nebenzya, "Ukrayna krizini çözmek için buradaki kilit rol, BM Güvenlik Konseyi tarafından oynanmalıdır" dedi.