03.02.2021 - 08:50 | Son Güncellenme:
Arkeologlar, Taposiris Magna adlı Antik Mısır yerleşiminde 2 bin yaşında altın dilli bir mumya buldu.
Mısır Eski Eserler Bakanlığı 29 Ocak'ta yayımladığı bir açıklamada, mumyalamayı gerçekleştirenlerin, ölen kişinin öbür dünyada konuşabilmesini sağlamak için ağzına altın dil yerleştirdiğini düşündüklerini ifade etti.
Yetkililer ölen kişinin dilinin mumyalama sırasında çıkarıldığını ve yerine altın bir dil konmuş olabileceğini düşünüyor. Böylece ölen kişinin ölenlerin öbür dünyada yeraltı tanrısı Osiris'le konuşabileceğine inanıldığı tahmin ediliyor.
Zira eski Mısırlılar, Tanrı Osiris'in yeraltı dünyasını yönettiğine ve ölenlerin ruhlarını yargılayacağına inanıyordu. Bu nedenle de ruhların tanrıyla konuşabilmesi önem taşıyordu.
Öte yandan, ölen kişi konuşma engelli olduğu için de altın dil takılmış olabilir. Ancak böyle bir engeli olup olmadığı bilinmiyor. Arkeologlar da söz konusu açıklamaların sadece bir tahmin olduğunu söylüyor.
Dominik Cumhuriyeti'nden Kathleen Martinez liderliğindeki arkeologlar, söz konusu mumyayı, Osiris’e ve onun hem karısı hem de kız kardeşi olan Isis'e adanmış tapınakların bulunduğu Taposiris Magna'daki 16 mezardan birinde keşfetti.
Daha önce arkeologlar, aynı bölgede VII. Kleopatra'nın resminin yer aldığı sikkeler bulmuştu. Bu da söz konusu tapınakların kraliçenin hükümdarlığı döneminde kullanıldığını düşündürmüştü.
DİĞER MUMYALAR NE ANLATIYOR?
Arkeologların Taposiris Magna'da ortaya çıkardığı diğer 15 mumyanın da 2 bin yıl öncesinden kaldığı ve kayda değer eserlere ev sahipliği yaptığı bildirildi.
Örneğin mumyalar arasında bir kadın, kendisini gülümserken tasvir eden, büyük bir "ölüm maskesi" takıyordu.
İki diğer mumya ise bilim insanlarının şu anda analiz ve deşifre ettiği parşömen kalıntılarıyla birlikte keşfedildi. Bakanlığın açıklamasında bu mumyalardan birinin tabutunun altından Osiris süslemeleri taşıdığı belirtildi.
Arkeologlar, mumyalanan kişilerin tam olarak ne zaman öldüğünden emin değil. Ancak Mısır'ın ya Helenistik Batlamyus Hânedânı’nın egemenliğinde (MÖ. 304 - MÖ. 30) ya da VII. Kleopatra'nın ölümünden sonra (MÖ. 30) toprakları ele geçiren Roma İmparatorluğu hakimiyetinde yaşadıkları düşünülüyor.
Mısır’dan ve Dominik Cumhuriyeti'ndeki Santo Domingo Üniversitesi'nden arkeologların yürüttüğü kazılar ve kalıntıların analizi devam ediyor.
Kaynak: Independent Türkçe