27.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Hande Atılgan / ANKARA - Rusya-Ukrayna krizi "savaş mı askeri müdahale mi" tartışmasının gölgesinde giderek ısınıyor. Güvenlik analisti, emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enis Tulça ve Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Rusya askeri güçlerinin Kiev'deki hareketliliğine işaret ederek, sıcak çatışmanın ismi koyulamadan durulabileceğini değerlendirdi. Rusya'nın "savaş" ilanı yapmayacağına dikkat çeken uzmanlar, Ukrayna'daki ayrılıkçı bölgelerin "bağımsızlık" talebi için gereken uluslararası kriterleri taşımadığını da vurgulayarak, Rusya'nın Ukrayna'ya girişini uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendirdi. Rusya'nın fiiliyatını "savaş" olarak niteleyebilecek uluslararası tek organın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) olduğunu vurgulayan uzmanlar, oradaki 5 Daimi Üye mekanizmanın ise süreci tıkandığına işaret etti.
Uzmanların müdahalenin hukuki boyutuna yönelik görüşleri şöyle:
‘MEŞRUİYETİ YOK’
Emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek: Rusya kağıt üzerinde yasal gibi gözüken bir hamleyle harekatı başlattı. Bağımsızlığını ilan etmiş iki bölge var ve Rusya da başvuru üzerine, bunları inceleyip tanıdığını söylüyor. Kağıt üzerinde yasal gibi ama hiçbir meşruiyeti olmayan bir olay. Çünkü bir bölgenin 'kendi geleceğini tayin hakkı' kapsamında bağımsızlığını ilan edebilmesi için; yaşam haklarının tamamen ortadan kalkması, ülkenin yönetiminde temsil edilmediklerinin belgeleriyle ortaya konması, devlet kadrolarında yer alamamaları, sistematik tacize maruz kalmaları gibi bazı kriterleri yerine getirmesi gerekiyor. İki bölgede bunları görmüyoruz. Yeterli uluslararası kriterleri karşılamıyor. Putin, 'Donbass da soykırım var' demişti; çünkü bunu yasal hale getirmeye çalışıyorlar. Uluslararası alanda meşruiyeti alabileceğiniz tek mekanizma BMGK. 5 Daimi Üye sistemiyle BMGK'dan savaşı tanıma kararı çıkması, Irak'a, Afganistan'a müdahalede olduğu gibi daimi üye Rusya'dan onay almaları mümkün değil. AB ve NATO ya inisiyatif alıp, 'burada hak ihlalleri var' diyerek müdahale edecek ya da Zelensky'i ikna edip 'daha fazla direnme' diyecek. Seçeneklerden birisi, Ukrayna davet edebilir. Bu uluslararası müdahalenin dayanağı olabilir ama ehvenişer diyelim. NATO'nun oraya girmesi savaş demektir. Putin baştan blöfünü ortaya koydu. 'NATO güçlü ama bizim nükleer kapasitemiz var' dedi. Batı'nın bu blöfü görüp hareket edeceğini, Kiev'de bir müzakere masasının kurulacağını düşünmüyorum.
Montrö'nün bize verdiği müthiş yetki var. Türkiye, boğazlarda tek sorumlu. Ancak Rusya'nın gerekli gemileri zaten Karadeniz'e geçmişti. 'Savaş var mı yok mu' tartışmalarının olduğu ortamda Rusya, olası bir boğazların kapatılması kararını siyasi yorumlayıp, Türkiye'ye karşı sert ve düşmanca tutuma girişebilir. Dışişleri'nin olası 'savaş tanımı' kararında gerekçe olarak; Ukrayna'nın resmi kaynakları, Rusya'nın vurduğu bölgeler, etkilenen siviller, alt yapının tahrip edildiği, ülkeye binlerce askerin sokulduğundan bahsedilip, 'bunun başka türlü izahı yok' denilebilir. Rusya haricinde buna karşı çıkacak kimse yok.
‘İTİDALLİ İLERLEMELİYİZ’
Galatasaray Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Enis Tulça da, uluslararası toplumun "savaş" tanımında irade koyması noktasında umutsuzluğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bütün dünyada, bunun BM Anlaşmalarına ve devletler hukukundaki anlaşmalara aykırı olduğu ve kabul edilemeyeceği söylendi. NATO henüz fiili bir karar almış değil; AB'den açıklamalar geliyor ama AB'nin orada Ukrayna için savaşa gireceğini sanmıyorum. İsmet Paşa'nın politikalarına ihtiyacımız var. NATO müttefikiyiz diyoruz ama ABD ile pek çok konuda ayrışımlarımız var. Rusya ile de var ama Rusya bizim için önemli bir diplomatik partner. Uçaklar düşürüldü, Rus diplomat öldürüldü; bu ikisi dünyanın her yerinde ülkeleri savaşa sokar ama Rus ve Türk diplomasisi, Atatürk'ün temelini attığı şekilde, rejimler ne olursa olsun örnek ilişkiler var. İtidalli ve yavaş ilerlememiz gerek. NATO devreye girdiğinde bu iş büyür. BMGK'da Rusya daimi üye, oradan güçlü bir ses çıkamaz."
‘GERİLİM DÜŞMESE BİLE UZLAŞMAYA GİDİLİR’
Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: Uluslararası hukukun ihlal edildiği durum var. Şu an savaş tanımı koyulmadığı için tavır almak mümkün değil. Telefon diplomasisi devam ediyor. Biden, ‘Putin ile görüşmeyeceğiz’ dedi ama bu opsiyon kalkmadı hala ortadan. Gerilim düşmese bile bir süre sonra uzlaşmaya gidilebilir. Rusya, caydırıcı olarak elindeki enstrümanları kullanıyor ama Batı’nın yaptığı cezalandırma. Caydırmak istedi, yapamadı. Şu an durdurmaya çalışıyor.
Nasıl sonuç vereceğini görmek ancak orta ve uzun vadede mümkün. Rusya’nın da yalnızlaşması söz konusu. O yüzden tarafların yakında masaya oturması mümkün.
Hukukla bağdaşmayan tavır çözüme kavuşturulmazsa, uluslararası diğer aktörler de olumsuz etkilenir. Yarın Tayvan’a da aynı şekilde harekat düzenlenebilir. Bu Ukrayna-Rusya krizi olmaktan çıktı, Avrupa güvenlik mimarisini de tartışır hale getirdi. Putin, egemen bir devlete müdahaleyi meşrulaştırmaya çalışarak, bunu başarmayı amaçlıyor. Bunun sonu gelmez.
ÇERNOBİL SANTRALİNDE RADYASYON MUAMMASI
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın, henüz risk olmadığı yönünde yaptığı açıklamalarına karşın, Ukrayna kaynaklarının Rusya’nın ele geçirdiği Çernobil’de “radyasyonun kritik seviyeye geldiği” yönündeki açıklaması endişeleri büyüttü.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı da Çernobil’in durumu konusunda taraf ülkeleri uyardı. Dilek, Rusya’nın Çernobil’i ele geçirmesinin “tedbir” amaçlı olduğunu belirterek, “Ukrayna’da merkezi yönetime bağlı olmayan güçlerin Çernobil’e saldırma ve suçun Rusya’ya kalma ihtimaline karşı orayı güvenlik altına aldı” değerlendirmesini yaptı. Ateş ise “Zelensky konuyu gündeme getirerek, uluslarası toplumu harekete geçirmeye çalışıyor olabilir” ifadelerini kaydetti.
BAŞKENT KİEV ATEŞ ALTINDA
Rus savaş uçakları dün başkent Kiev’de Ukrayna ordusuna ait bir askeri konvoyu hedef aldı. Uluslararası Haber ajansları Kiev’de sürekli patlama seslerinin geldiğini belirtirken, sokak çatışmalarına başlayan Ukrayna askerleri sivillerden, sığınaklara girmeleri uyarısında bulunuyor. Bu arada onbinlerce Ukraynalı da komşu ülkelere sığına bilmek için gerek araçla, gerek yaya olarak kaçmaya çalışıyor.