02.08.2023 - 11:08 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
2002 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Missouri eyaletinde Johnny Johnson 6 yaşındaki Casey Williamson'ı kaçırdı. Casey'nin babası Ernie Williamson, ertesi sabah 7'den önce uyandığında kızının, geceyi evde geçiren 24 yaşındaki Johnny Johnson ile oturma odasında ayakta durduğunu gördü. Tuvalete gittiğini anlatan Ernie, oturma odasına geri döndüğünde Casey VE Johnson'ın evden ayrılmış olduğunu gördü. Casey'nin ebeveynleri Ernie ve Angie Williamson, kızlarının kayıp olduğunu bildirmek için hemen polisi aradı.
FBI, polis ve gönüllülerin katıldığı çalışmalarda minik Casey'in cansız bedeni evine 2 kilometre uzaklıkta bir çukurda bulundu. Johnson, Casey'nin bir kazada öldüğünü ve onu gömdüğünü iddia etti. Ancak bundan saatler sonra Johnson, 6 yaşındaki çocuğu cinsel istismarda bulunmak üzere kaçırdığını belirtti.
Öte yandan Johnson, suçlamalar kapsamında idamla karşı karşıya kaldı. Avukatlar, 45 yaşındaki Johnson'ın hastalığının 'işlediği suç ile ceza arasındaki bağlantıyı anlamasını engellediğini' savunarak infaz kararının iptalini istiyordu. Johnson dün yerel saatle 18.33'de zehirli iğne ile idam edildi. İdam kapsamında Johnson'un vücuduna ölümcül dozda pentobarbital enjekte edildi.
Şizofreni hastası olan Johnson, infaz edilmeden saatler önce yayınlanan el yazısında kısa bir ifadeyle pişmanlığını dile getirdi. Johnson söz konusu yazıda şu 'Tanrı kutsasın. İncittiğim insanlar ve aile için özür dilerim' dedi.
Johnson idam odasında boynuna kadar bir çarşafla sırtüstü yatarken, enjeksiyon başlamadan kısa bir süre önce ruhani danışmanını dinliyormuş gibi görünerek başını sola çevirdi. Daha sonra, daha fazla fiziksel tepki göstermeden gözleri kapalı olarak öne baktı. Johnson'ın infazına tanık olanlar arasında kızın ailesinin birkaç üyesi ve davasını yürüten eski savcı ve polis müfettişi de vardı.